Bu satýrlar Star gazetesinde, internette yayýnlandýðý saatlerde Türkiye 12. Cumhurbaþkanýný seçmiþ olacak, bu seçimin tüm ülkemize hayýrlý olmasýný temeni ediyorum.
Her gün, her ay, her dönem önemlidir, çok önemlidir ama Aðustos seçimlerini izleyen aylar Türkiye için gerçekten çok daha önemli olacak.
Ýki açýdan çok önemli olacak: Yeni bir anayasa yani evrensel hukuk ve ekonomik büyüme.
Daha önce de bu satýrlarda ifade etmeye çalýþtým, beni, kimin Cumhurbaþkaný seçileceði kadar hatta daha da fazla cumhurbaþkanlýðý makamýnýn yeni bir anayasa ve daha hýzlý ekonomik büyüme için nasýl kullanýlacaðý alâkadar ediyor.
Yeni anayasa hakkýnda görüþüm çok net: Türkiye en kýsa sürede, çok da geç kalýndý bile, yeni ve evrensel hukuk standartlarýnda bir anayasa yapamaz ise 2023 hedeflerini gerçekleþtirmesi mümkün deðil.
Gelelim ekonomik büyüme meselesine ve biraz daha kýsa ve orta vadeye.
ABD Merkez Bankasý (FED) aylýk tahvil alýmlarýný 25 milyar dolara indirdi, önümüzdeki dönemde bu büyüklüðün daha da aþaðýya çekilmesi bekleniyor.
ABD ekonomisinin büyümesinin, tarým dýþý istihdam yaratmasýnýn istikrarlý hale gelmesine paralel olarak uzun süredir sýfýr düzeylerinde seyreden faiz oranlarýnýn da bir ölçüde yükselmesi beklenmeli.
Bu geliþmeler küresel likiditenin azalacaðýna, bol para döneminin sonlanacaðýna yönelik güçlü iþaretler.
Kalkýnmakta olan ülkeler ve baþta da Türkiye büyümesini, bu büyümenin üreteceði cari açýðý finanse edecek kaynaklarý bulmakta biraz daha zorlanacak.
Enerji-üretim iliþkilerinde büyük deðiþiklikler olmaz ise Türkiye, en azýndan yirmi-otuz sene daha sürdürülebilir büyüme ve ve bu büyümenin kaçýnýlmaz olarak üreteceði cari açýðýn finansmaný için dýþ kaynak kullanmak zorunda.
ABD ekonomisinin istikrar kazanmasýna paralel olarak da küresel likidite azalacak ise iþ, Türkiye’nin küresel fonlardan, küresel tasarruf havuzundan daha fazla kaynak çekebilecek bir küresel rekabet gücüne sahip olmasýna kalacak.
Küresel tasarruf havuzundan daha fazla kaynak çekmede rekabet gücünüzü belirleyecek iki temel faktör var.
Birincisi hukuk çýtanýzýn AB standartlarýnýn asla altýna düþmemesi, ikincisi ise ortalama eðitim düzeyimizin niceliðinden (eðitim yaþý) de önce niteliði.
Eðitim iþi daha orta vadede semeresini alacaðýmýz doðru adýmlar gerektiriyor, Pazar günleri bu konudaki görüþlerimi Star gazetesinde paylaþýyorum ama iþimiz gerçekten çok kolay deðil.
Hukuk meselesi ise çok kolay olmamakla beraber, daha kýsa, daha orta vadede çözümler bulabileceðimiz bir mesele.
Çok net ifade ediyorum, hemen evet hemen yeni ve evrensel hukuk standartlarýný içeren bir anayasa yapamaz, yasalarýmýzý da bu çerçevede gözden geçirmez, yargý süreçlerimizde kaliteyi yükseltemez, yargý kararlarýnda da AÝHM standartlarýný yakalamak için gayret göstermez isek bu söz konusu hukuk açýðýmýzýn vuracaðý ilk alan ekonomik büyüme olacaktýr zira hukukun evrensel çýtayý yakalayamadýðý ülkelere dýþ kaynak gelmeyecek, büyüme de o ölçüde cüce kalacaktýr.
Yeni Cumhurbaþkanýný bekleyen iki temel mesele var.
Cumhurbaþkaný genel oyla seçilmiþ olmanýn vereceði güçle, TBMM’de grubu bulunan tüm partileri yeni bir anayasa ve evrensel anlamda çok daha nitelikli bir hukuk için desteklemeli, aracýlýk yapmalý, onlarý dürtmeli, itmeli, teþvik etmeli, asli iþi, önceliði bu olmalý.
Küresel fonlarýn daha kýt kaynak haline geleceði önümüzdeki aylarda yapýlmasý gereken ilk iþ hukuk çýtasýný çok daha yukarýya çekerek bu sermaye nedret ortamýnda daha rekabetçi olabilmek.
Ýzleyeceðiz, doðru adýmlarý desteleyeceðiz, yanlýþlarý, eksiklikleri eleþtireceðiz.
Kanaat önderlerinin de kayýkçý kavgalarýný artýk bir kenara býrakýp daha kurumsal konulara, hukuk, anayasa, yatýrým ortamý gibi konulara eðilmeleri gerektiði fikrindeyim.