Evet, Beþiktaþ þampiyon oldu kutlarýz ama; sanki cilasý biraz eksik kaldý... F.Bahce, G.Saray ve Trabzonspor’un erken havlu atmalarýndan kaynaklanan heyecan yoksunluðu; Baþakþehir’in varlýðý ile pek giderilemedi. Oysa diðerlerinden en azýndan biri, son ana kadar yakýn takipçi olabilseydi; þampiyon olmanýn keyfi /zevki/heyecaný da baþka olurdu.
Gerçi Beþiktaþ seyircisi için pek farkeden bir þey yoktu.. Þampiyonluðun neredeyse garanti olduðu bir ortamda, Gaziantep deplasmanýný; Beþiktaþ’ý sanki “Ev sahibi takým” havasýna sokmak, az coþku deðildir. Gene de; medya, yayýncý kuruluþ ve reklam verenler durumdan pek hoþnut kalmadý.
Beþiktaþ ne yapsaydý yani; milletin keyfi yerine gelsin, baþkalarý cebini doldursun diye, ligi bilerek zora mý sokacaktý.
Gitti, oynadý, yendi, kazandý; iþi bitirdi. Gerisi hikaye...
***
Gerçi maç; 1-0’la 2-0 arasý neredeyse durarak ve uyku sersemli- ði ile oynandý ama, kim ne diyebilir ki?
Rakip küme düþmüþ ve 1-0’ýn altýndan kalkma gibi bir çabasý da yoktu. Her þeye razý bir görünümde... Siz bu teslimiyetçi ortamda, þaha kalkamazsýnýz... Devre biterken; o ana kadar profesyonel bilincinden taviz vermeden oynayan Babel’in atan attýran becerisi, bir ders notu olarak düþülmelidir.
Kulübede karþýlaþmayý izleyen yedeklerin, hop oturup hop kalkan havaya girmiþ halleri; Beþiktaþ’ýn “Takým olma” olgusunu açýklar.
Þampiyonluðun, “Gökten üç elma daha düþtü” kývamýnda bir masal sonu olmadýðý aþikar... Rastlantýnýn, þansýn ya da eðrinin doðruya denk gelmesi ihtimalleri de düþünülse bile; bunlarýn etkisi neredeyse sýfýr noktasýndadýr. Beþiktaþ’ýn þampiyonluðu, analarýnýn ak sütü gibi helaldir. Göreve geldiðinde enkaz devralan Fikret Orman, kulübü “Feda” yýllarýndan, böyle “Efsane” yýllarýna getirdi.
Helal olsun!