Fener ’i izlerken yüreğim daralıyor

Fenerbahçe lige iyi başlamadı, klasik bir laf... Bir klasik laf daha var: “Ligin ilk maçları zordur” diye. Zoru kolaya çevirebilecek yıldızlar topluluğuna sahipsen, klasikleşmiş başlıklara itibar etmeyeceksin.

Fenerbahçe’de teknik adam değişikli- ği oldu. Yeni gelen Hollandalı hoca Dick Advocaat, ayağının tozuyla Grasshoppers’a karşı farklı kazanınca neredeyse “futbol dahisi” ilan edildi. Bu kadar abartıya da karşıyım. Üç gün sonrasında Başakşehir karşısında kaybeden Fenerbahçe olunca, “Hocanın hiç bir suçu yok. Çünkü daha yeni geldi” mazeretleri ortalığa atıldı. Ben yeni veya eski lafına bakmam. Sen Grasshoppers karşısında goller atan oyuncularla Başak- şehir karşısına çıkmıyorsan, bu yenilginin de tek sorumlusu olursun. Sadece sorumluyu sen olarak gösteremem.

Burada baş sorumlular, yerlerde sürünür şekilde futbol sergileyen Fenerbahçeli oyunculardır.

Olağanüstü beklenti içinde olunan Salih Uçan, çok kötü bir futbol oynadı. Ozan Tufan’ı da yanına bonus olarak alarak Fenerbahçe’nin futboluna el freni oldular. Volkan Şen uzun zamandır sakatlık nedeniyle oynamıyordu. Böylesine önemli bir lig maçında ona görev verilmesini de yadırgadım. Maça Aatıf’la başlayıp sonradan Volkan Şen’i oyuna dahil etseydin, bana göre daha doğruyu bulmuş olurdun.

Gol ümitlerinde olan Emenike yok. Alper Potuk savruk. Van Persie oyuna son dakikalarda adapte olamıyor. Fernandao’ya da kalemle bir çizik atmak istiyorum. Kaleci Volkan’a da çaprazdan yediği golü yakıştıramıyorum.

Kısacası Fenerbahçe beklentilere cevap veremezken Süper Lig’e de çok kö- tü bir başlangıç yapmış oldu. Ben böyle bir Fenerbahçe’yi izlerken vallahi de billahi de yüreğim daralıyor.

Şimdilerde yeni teknik direktöre Fenerbahçe camiası yakın ilişki ile kucak açan oldu. Çünkü Vitor Pereira’dan bekleneni alamayan, sıkıntılı sezonlar geçiren Fenerbahçe’nin yeni beklentisi bu hoca ile başarıları elde etmektir.

Nasıl olacaksa!