Fener seyircisi nerede aziziiim!

Maç öncesi Advocaat ağıtlara sığınmış, “Seyircimiz bizi terketmiş, izlemeye gelmiyor” diyor. “Biz onlarsız başarısız olamıyoruz” diyor. Ben de soruyorum, hangi futbola, hangi hedefe giden yolda sana gelecekler de destek verecek seyirci bekliyorsun. Bu kadar çağ dışı bir futbol, plansız programsız bir futbol oyunu varsa seyreden de bu kadar sıkıntıyı çekme hakkına hiç bir zaman itilemez arkadaş.

Fenerbahçe futbol takımı bugüne kadar ne yazık ki beklenenin uzağında kaldı. Bu tribün boşluğuna da ister istemez Fenerbahçe yönetimi de, futbol takımını yönetenler de katlanmak zorunda kaldı. Maça dönüp bakacak olursak, Trabzonspor futbol adına Fenerbahçe’den daha üstün gözüktü. Pozisyon üretimindeki uğraşları, Fenerbahçe’den çok çok daha fazlaydı.

Fenerbahçe’de Hasan Ali’nin uzaktan attığı şutu, Trabzon kalecisi Onur’un beklenmedik hatası sonucu Sow gole çevirerek, ilk yarı itibarıyla Sarı-Lacivertliler’i öne geçirdi. Yalnız bu golde kafama takılan Sow’un ofsayt olup olmadığıydı. Hakem Ali Palabıyık adına ofsayt değilmiş ki, golü geçerli saydı.

Fener hiç bir şey oynamıyor. Kaleci Volkan’ın dışında kimin ne yaptığı belli değil. Emenike diye garip bir futbolcu var. Topu ayağına alıyor, devamlı kaybeden oluyor. Tek başına takılmaya meraklı ama onu bile beceremiyor.

Maçın ikinci yarısında ise Trabzon Bero’nun muhteşem golüyle karşılaşmayı eşitlemiş gözüktü ama futbol adına gerçeği yansıtmıyordu. Eğer N’Doye’un gollük şutunu ve Trabzon’un daha bir kaç pozisyonunu engelleyen kaleci Volkan Demirel olmasaydı, maçın skoru da asla bu şekilde bitmezdi.

Kısacası artık Fenerbahçe lige de havlu atmış gözüküyor. Ligi üçüncü bitirirse öpsün başına koysun.