Fenerbahçe, seyircisi tarafýndan terkedilmiþ halde, bir avuç insanla Kadýköy’de Gençlerbirliði maçýna çýktý. Günün özetine bakacak olursak Beþiktaþ zaten berabere bile kalmýþ olsa þampiyonluðunu ilan edecekti. Ama gördük ki, Osmanlýspor karþýsýndaki Beþiktaþ, maçý rahat kazanýnca Gençlerbirliði ile Fenerbahçe’nin oynadýðý mücadele, gazozuna maça dönüþtü..
Arzu ve istekten uzak, motivasyon eksikliði içinde bulunan Fenerbahçe bu saatten sonra kazansa ne olur, kaybetse ne olur! Elbette futbol adýna kazanmak güzel bir þey... Her þeye raðmen Fenerbahçe’nin kazanmýþ olduðu Gençlerbirliði maçýndan sonra son haftaya gelinmeden olay noktalanmýþ oldu..
Maçýn içeriðine girecek olursak, Alper’in geliþtirdiði akýndan sonra “Al-at” pasýnda Van Persie, Fenerbahçe’yi öne geçiren ilk golü atan oldu. Pozisyonlarý deðerlendirmeye kalkarsak, Volkan Þen’in Landel’e arkadan sert darbesi ve ceza sahasýnda düþürmüþ olmasý penaltý idi. Yalnýz bu pozisyon öncesinde Gökhan Gönül’e yine ceza sahasý içinde yapýlan hareket fauldü. Her iki hareketi de hakem Alper Ulusoy deðerlendirmekten uzak kaldý.
Ýkinci yarýnýn baþýnda Serdar’ýn golü ile G.Birliði skoru eþitledi. Sonrasýnda bir kafa vuruþu ile Van Persie golleri ikileyerek Fener’in kazanmasýna katký yapmýþ oldu. Kýsacasý Fener’e, “G.Birliði maçýna kadar neredeydi?” diye sorulmasý gerekir. Sezon içindeki gereksiz puan kayýplarý beklentilere cevap veremeyince F.Bahçe de þampiyonluða havlu atan oldu. Sezon baþýnda “Bu kadro ile 8-10 puan farkla þampiyon olunur” beklentileri koskoca bir hayalmiþ. Fenerbahçe yönetimi futbol takýmý þampiyonluða veda edince tüm konsantrasyonunu Berlin’deki basketbol maçýndaki þampiyonluða çevirdi. Kýsacasý sezon sonunda Fenerbahçe koskoca bir hüsran yaratarak taraftarýnýn karalar baðlamasýna neden oldu.