Milyonlarýn sevgilisi Fenerbahçe’nin (FB) ‘þike davasý’ kimin eseri? Baþkan Aziz Yýldýrým ve bazý mesai arkadaþlarýnýn mahkumiyetini kim saðladý? Yeniden yargýlama umudu var; umut veren kim?
Bunlar tartýþma konularýmýz... Bir baþka ülkede olduðunuzu farzedin ve ‘FB’ yerine o ülkenin en fazla tutulan takýmýnýn adýný koyarak yukarýdaki sorularý bir daha okuyun; bakýn bakalým sorularýn hepsi sýrýtmayacak mý?
Sýrýtacaktýr. Hemen her spor alanýnda ve her ülkede ‘þike’ iddialarýna muhatap takýmlar olmuþtur; ancak suçlananlardan hiçbirinin aklýna “Baþýma bu iþi kim açtý? Bu belâdan nasýl sýyrýlýrým?” sorularý gelmemiþtir. ABD’de de gelmemiþtir, Ýtalya’da da, Japonya’da da...
Suçüstü yakalananlar ülkenin yargýsýna parmaklarýný uzatmýþlardýr...
Maalesef, mahkemenin verdiði karar Yargýtay tarafýndan onanmýþ olmasýna raðmen, ülkemizin en kalabalýk taraftarýna sahip olduðuna inanýlan takýmýnýn binlerce taraftarý, ‘suçlu’ bulunmuþ baþkaný karþýlamak üzere havaalanýna koþabilmiþtir.
Konumuzun FB ve þike olduðunu sanmayýnýz: ‘Yargýnýn algýlanmasý’dýr üzerinde durmamýz gereken konu...
Son günlerde gündemi meþgul eden kavganýn en vahim yan sonuçlarýnýn baþýnda, üzülerek söylüyorum, yargýya güvenin erozyona uðramasý geliyor... Artýk kimseye “Þeriatýn (hukukun) kestiði parmak acýmaz” sözünü tekrarlatamazsýnýz bu ülkede...
“Üzülerek söylüyorum” dememin sebebini herhalde merak etmiyorsunuzdur: Yönetim biçimleri, sistemleri, rejimleri deðiþik olabilir ülkelerin, ancak hepsinde ‘hukuk’ denilen herkesi birleþtirici bir çerçeve ve onun uygulayýcýsý olan ‘yargý’ mutlaka vardýr. Haksýzlýða uðrayan insanlarýn melcei olduðu gibi, yanlýþ iþ yapanlarýn yakasýna yapýþan da yargýdýr. Haklýyla haksýzý ayrýþtýran, iþlenen yanlýþlýðý yürürlükteki yasalara göre cezalandýran yargý adaletli davranmazsa ne olur?
Türkiye þimdi bu sorunun cevabýný arýyor. Aramýyorsa mutlaka aramalý...
Vahametin farkýnda olan yalnýzca futbol câmiasý deðil; onlarýn yanýnda muhalefeti ve iktidarýyla siyaset de farkýnda... Muhalefet yargýya gölge düþüren görüntülerin ortadan kaldýrýlmasýnda iþbirliðine yanaþacaðýný açýkladý; iktidar da sorunlu gördüðü kurumsal deðiþiklikler için yeni yasal düzenleme peþinde...
Þimdi karþý karþýya kaldýðýmýz türden temel sorunlarýn çözümünde, herkesi yeniden tatmin edecek bir zemin bulabilmek için, mümkün olduðu kadar geniþ bir toplumsal mutabakat aranmasý gerekir. Kuþkularý giderip yargýya saygýnlýðýný iade edecek, mahkeme önüne çýkan insanlarýn adaletin yerine geleceðine güvenmesini saðlayacak, ceza alýndýðýnda bunu sineye çektirecek yargý düzeni ancak mutabakatla saðlanabilir çünkü...
Yani anayasayla... Bütün partiler ‘dört baþý mamur’ bir yargý düzeni üzerinde birleþemeyeceklerse, hiçbir konu onlarý birleþtiremez demektir.
Daha eksik bir düzenleme de iþe yarar görünebilir, ama bunun istenen sonucu vereceðini sanmýyorum. Eksik bir düzenleme yerine varolaný daha iyi çalýþtýrma yolu aramakla yetinilebilir. HSYK özelinde bu arayýþýn yararlarý görülüyor zaten...
FB ne olacak? Baþkaný hapis yatacak mý? Davaya yeniden yargýlama yolu açýlacak mý?
Yazarken bile insanýn içini ürperten garip sorular bunlar ve Türkiye’yi artýk bu tür garip sorularýn sorulabildiði bir ülke olmaktan çýkarmamýz þart.