Fenerbahçe CHP’ye ne kadar da benziyor

İki hafta önceki futbol, daha doğrusu Fenerbahçe yazımın başlığında sezonun açılışına 39 gün kaldığını hatırlatmış idim.

Bugün itibariyle yaklaşık yirmi iki gün kalmış bulunuyor.

Bir takımın, kulübün ciddiyetinin, iyi yönetildiğinin göstergesi sezon açılırken tüm transferlerini noktalamış olması, hocasının, bizim durumumuzda yeni hocanın transferlerin gerçekleştirilmesinde, parasal olanaklar çerçevesinde, tek seçici olabilmesidir.

Fenerbahçe 2013-2014 sezonunu yaklaşık yirmi gün sonra açacak ama bırakın yeni transferleri ortada yeni hoca bile yok.

Takımın başına yeni bir hoca gelecek, bu yeni hoca sezon açılışına kadar takımı tanıyacak, takımın eksikliklerini görecek ve buna göre de yeni transferlerler gerçekleştirecek.

Ve böylece oluşan yeni kadro, hocası ve futbolcularıyla Avrupa’dan kupa getirecek.

Çocukları bile kandıramazsınız böyle bir hedefe, zaten aslında ortada böyle bir hedef de pek yok.

Bu açıdan bizim Fenerbahçe CHP’ye çok benziyor.

CHP de, genel başkanlarıyla, kadrolarıyla, söylemleriyle iktidarı pek hedeflemiyor gibi duruyor.

Görüntü, almakta olduğu yüzde 25 dolayında oydan partinin memnun olduğu istikametinde ve daha fazlasını istemiyor, böyle davrandığı sürece istese de alamaz zaten.

Fenerbahçe’nin de, özellikle yönetim kadrosunun, Avrupa’dan bir kupa getirme gibi bir derdinin olduğunu söylemek kolay değil.

Yönetimin böyle bir derdi olsa sezonun açılışına yirmi gün kala takımın başına kim geçecek sorusu hala soruluyor olmaz idi.

Fenerbahçe, içeride, nenelerimizin, dedelerimizin liglerinden, kupalarından mevcut yönetim anlayışı ve kadrosuyla nasılsa bir kupa üretiyor, bu sene de Ziraat Türkiye Kupası geldi ve anladığım kadarıyla da bu kadarı yönetime yetiyor.

Aksini iddia etmek mümkün değil zira aksi iddia başka şeylerin yapılıyor olmasını gerektiriyor.