Fenerbahçe, rakibi Mersin Ýdmanyurdu’nu pamuk gibi görerek farklý skorla kazanan oldu. Maç kazanma adýna motivasyonunu kaybetmiþ, ligin dibine demir atmýþ Mersin ekibi karþýsýndaki Fenerbahçe, Volkan Þen’in ilk önce bireysel driplinglerle giderek akýllý plase vuruþuyla öne geçti. Volkan daha sonrasýnda Souza’nýn “al at” pasýnda, güzel dokunuþ ile ikinci golüne imzasýný koydu.
Önceki maçlarda Volkan’ýn gol vuruþlarý yetersizdi. Ýyi oynadýðý maçlarý golsüz kullanarak taçlandýramayandý. Mersin önünde ise þeytanýn ayaðýný kýrarak iki gol üst üste atýp hem takýmýnýn galibiyetine katký saðladý hem de iyi futbolunu taçlandýran oldu. Sonrasýnda anlayamadýðýmýz bir þekilde ikinci yarý herhalde sakatlýðý olmuþ olacak ki oyundan alýndý.
Güven’in ilk yarýnýn son dakikalarýnda attýðý kafa golü Mersin’i umutlandýrýrken, gol, Fenerbahçe’nin de savunma anlayýþýndaki rehavetindendir diye düþünüyorum.
Mersin’in çok önemli bir gol pozisyonunu ikinci yarý Welliton kullanamayýnca ardýndan gelen bir Fenerbahçe ataðýnda Fernandao’nun sert þutu üçüncü gol olarak takýmýný rahatlattý. Kazanýlmýþ olan bir penaltý vuruþunda ise Van Persie’nin golü ile Fener skoru yakalayan oldu.
Mersin zayýf bir takým. Gücü belli ki, sýralamadaki yeri de yerlerde sürünüyor. Ama ne olursa olsun Fenerbahçe’nin farklý kazandýðý bir maçta seyircisi tarafýndan tepkilerle birlikte yuhalanan futbolcular vardý. Ýlk önce Van Persie ve Nani, daha sonra da oyuna giren Diego’ya olan tepkiler bana göre gereksiz ve anlamsýzdýr. Kýsacasý taraftar grubu takýmýn desteklemek için tribünlere gelir. Farklý kazanýlmýþ olan bir maçta ise geçmiþe dönüp bakarak tepki koymak sportmence bir yaklaþým deðildi.