Fenerbahçe derbideki psikolojik kazancýný 17 yýldan 18’e çýkarttý. Saracoðlu’nda maç kazanmak, Galatasaray için adeta kabus oldu. Maçýn hemen baþlangýcýnda Volkan Þen’le kazanýlan bir pozisyonu gole çeviremeyince Fenerbahçe bir golden mahrum kaldý. Alper Potuk’la baþlayan, Þener’le Van Persie’ye aktarýlan top çatala gidince Fener ilk yarýyý 1-0 önde bitirdi.
Sarý-Lacivertliler takým savunmasýný iyi yaparken, orta saha kontrolünü de elinden hiç býrakmadý. Geldiði günden bugüne kadar Josef De Souza’nýn futbol anlayýþýna saygý duydum, biraz daha ileri gideyim þapka çýkarttým. Galatasaray oyuna biraz sert ve agresif baþladý. F.Bahçe maçýn genelinde hiç pozisyon vermezken, G.Saray’ýn beklentisi yüksek oyuncusu Sneijder hiç varlýk gösteremedi. Bruma da beklenenin dýþýnda kaldý.
Josef’in takipçiliðiyle kazanýlan penaltýyý gole çeviren 2. kez Van Persie oldu. Bu maçýn bana göre kahramaný ve yýldýzý Van Persie’dir.
Galatasaray maça kazanma adýna deðil, sanki berabere bitirirse baþarýlý olup puan avantajýný korumaya gitti. Böylesine bir derbi maçýnda Fener 2 gol bulup 1 gol kaçýrýyor ise, G.Saray’ýn da pozisyon bulmasýný beklerdik. Ama anlaþýlan þu ki, Fenerbahçe böyle bir þans vermediði için anasýnýn ak sütü gibi maçý kazanan oldu. Kaleci Volkan’ýn sýkýntý çekeceði bir pozisyon var mý, ne yazýk ki Galatasaray’da bunu dahi göremedik.
Derbi böyle olmalýydý. Ýyi oyun kurgusu, Teknik Direktör Dick Advocaat’ýn akýllý planý oyun formatý ezeli rakibi önünde kazanmaya yetti de arttý bile. Bu oyun anlaþýyla Galatasaray’ýn maç kazanmasý hayal olur, Fenerbahçe’nin ise istek ve arzusu tam yerli yerine oturdu ve derbinin galibi oldu.