Bugün için iki Türk takımı Avrupa kupalarında ilk sekiz içindeler. Bu gerçekten büyük, alkışlanacak bir başarı, emeği geçen herkesi kutluyoruz; üstelik bizim Fenerbahçe buraya Başkanı’na rağmen ulaşmış durumda.
Avrupa finallerinde 16 takım mevcut, İngiltere’nin üç, İspanya’nın üç, İtalya ve Almanya’nın da ikişer takımları var.
Bir de Türkiye’nin iki takımı, Fenerbahçe ve Galatasaray var.
Fransa, İsviçre, Rusya ve Portekiz birer takımla devam ediyorlar.
Sadece bu basit aritmetik görüntü bile çok önemli ve gurur verici; Türkiye bu çok önemli aşamaya kendi futbol dünyasında büyük çalkıntılar yaşadığı bir ortamda geldi, bu durum başarıyı daha da değerli kılıyor.
Galatasaray’a çok teşekkür ediyoruz, Real Madrid gibi gerçek bir dünya, Avrupa devini Arena’ya getiriyor.
Real Madrid elenemeyecek bir takım değil; en sevmediğim şey teknik direktörlere öneri getirmektir, onlar futbolu mutlaka bizlerden iyi biliyorlar ama benim yine de Fatih Terim’e naçiz önerim 4 Nisan’a kadar oynanacak her maçta Didier Drogba ve Wesley Sneijder’i 90 dakika sahada tutması ve bu iki muhteşem futbolcunun takıma, birbirlerine alışma sürecini Real Madrid maçına kadar daha üst bir aşamaya taşıması.
Şunu iyi görelim, Drogba ve Sneijder’in beraber ve iyi oynadıkları her maçta, Selçuk’u, Burak’ı, Hamit’i de ilave edelim, Galatasaray, rakip kim olursa olsun, sahaya favori takım olarak çıkacaktır.
Fenerbahçe’nin Lazio ile eşleşmesi de çok hoş oldu; Roma’da ve Kadıköy’de oynanacak maçlarda sinyor lakablı Can Bartu’yu naklen yayınlarda yorumcu olarak görmek isteriz doğrusu.
Malum, Can Bartu, Lazio’nun eski oyuncusu, 1964-67 seneleri arasında Can Bartu 46 kez Lazio formasını giyiyor, 11 gole de imzasını atıyor; o zamanlar asistlerin istatistiği tutulmuyor idi, Can’ın esas işi de, en iyi yaptığı iş de buydu galiba.
Lazio çok köklü, çok güçlü bir takım, futbol şubesi 1910 tarihli, yani bizden sadece üç sene daha genç ve en önemlisi iç saha maçlarını oynadıkları Roma’daki Olimpico Stadı 73 bin seyirci alıyor, bendeniz takımların gücünü biraz da stadlarının seyirci kapasitesi ile ölçme eğilimindeyim.
Roma’daki maçın seyircisiz oynanacağı gerçeğinin, bence sevimsiz bir gerçek, bu işle bir alakası da yok.
Temennim F.Bahçe’yi de, Galatasaray’ı da en azından finalde görmek.
