Fenerbahçe’den hiç ümidim yok

Beşiktaş’ın, Bayern Münih maçından sonra psikolojik ezikliğe girdiğini varsaydığımız bir Fenerbahçe derbisinde, Sarı-Lacivertliler’in beklentisi çok olurken maalesef evdeki hesap çarşıya uymadı. Kartal, dirildi, durgun futbolundan kurtuldu. Aktif futbola yönlendiği zaman adeta Fenerbahçe yarı alanında hem baskılı hem de pas yüzdesi yüksek futbol sergilemeye başladı ve Kanarya’nın eli, kolu, ayağı bağlandı. Orta sahasındaki futbolcularının da ne yaptığı belli olmadığı için Fenerbahçe takım olarak hem kısır hem şahsiyetsiz hem de çirkin futbol oynamaya başladı.

Futbol kamuoyu Josef’i yere göğe sığdıramıyor. Ben de onun futbolundan hiçbir şey anlamıyorum. Her ayağına aldığı topu geriye ve yana oynamayla kendini göstermeye çalışıyor, asla da yeterli olmuyor. Mehmet Topal da pek farklı değil. Beşiktaş karşısındaki Fenerbahçe kanat akınları yoksunu gözükürken hiç de etkili olmadı. İleride tek başına Fernandao kenar topları gelmediği için gol pozisyonları bulamadı. Bu kadar yetersiz bir Fenerbahçe karşısındaki Beşiktaş paslı oyununu fazlasıyla sergilerken, Quaresma da bireysel yetenekleriyle atmış olduğu iki şık golle maçın adamı oldu. Fenerbahçe ise kötünün kötüsü futbolculardan oluşurken, Kocaman da kenarda çaresiz kaldı.

Yarın oynanacak kupa maçında ise Fenerbahçe aynı futbolu sergilerse Beşiktaş’ın galibiyeti kaçınılmaz olur. Derbi maçları öncesi sonuçlar belli değildir. Ama Beşiktaş futbolcu yapısı olarak bana göre Fenerbahçe’den üç gömlek daha üstün. Kısacası bu maçta Fenerbahçe’den hiç ümidim yok. Gerekçe olarak da iyi takım görüntüsü içinde hiç değil. Demek ki, Medipol Başakşehir karşısında beğendiğimiz galip gelen Fenerbahçe koskoca bir yalanmış. Eğer sen Başakşehir karşısındaki futbolunu sergileyemezsen Beşiktaş önünde yerle bir olmaya mahkum kalırsın.