Fenerbahçe’ye büyük ikramiye

Her iki takımın da oynadığı futbol ne seyredenlere ne de oynayanlara keyif vermedi. Ben yıllardır böylesine Galatasaray-Fenerbahçe derbisini ilk kez izleyen oldum. Her iki takımın da imkansızları yakaladığı bir dönemde varsa yoksa ikincilik mücadelesi. Ama görünen de şu ki, her iki takım da kendi hedeflerine yakışmayacak ikincilik yarışı için ortaya koydukları futbolla oyun boyunca birbirlerine üstünlük sağlayamadılar.

Her ne kadar Galatasaray pozisyonlar bulmuş olsa bile, Fenerbahçe kalecisi Volkan Demirel gollere izin vermeyen kurtarışlar yaptı. Yalnız bir parantez açmak isterim. Selçuk’un ilk yarıda çok müsait bir pozisyonda gol vuruşunu auta atıyor olması, onun kalitesindeki futbolcuya yakışmadı. Fenerbahçe genellikle takım savunmasına özen göstererek dirençli görüntüler verirken, hücum bölgelerinde öylesine kısır döngüler içinde kaldı ki, gol pozisyonu üretiminde yokları oynadı. Kısacası Fenerbahçe’nin, Galatasaray akınlarına iyi savunma yaptığını söylüyoruz ama hücumdaki eksik taraflarını dile getirmek istemiyorum.

Öyle bir ağır aksak futbolun sonucu Josef Souza’nın kafa golüyle Fenerbahçe öne geçerek derbi istatistiklerinin katarı olduğunu bir kez daha göstermiş oldu. Futbolun kitabı yok derler. Baskı kurup da gol bulamıyorsan öyle bir pozisyon bulur ki rakip, son dakikada attığı golle bu kötü derbinin galibi olur. Her iki takım da derbiye yakışan futbol sergilemedi.

Fenerbahçe bu kadar savunma ağırlıklı oynuyor da Josef’in kafa golüyle üç puanı Galatasaray’ın evinden alıp götürüyorsa Kadıköy’e, o zaman Sarı-Kırmızılılar’ın karaları bağlaması doğal gelir bana..