Salzburg karþýsýnda Fenerbahçe kendi evinde, kendi seyircisinin önünde maça çok ümitli baþladý ama Soriano’nun ayaðýndan yediði golle sýkýntýlara düþtü. Meireles’in golü, Salzburg’un atmýþ olduðu gole tam zamanýnda cevap verdi. Salzburg takýmý, kötü bir takým deðil. Ama hücum bölgelerinde ne kadar baský kurarsa kursun, sonuca ulaþacak gol vuruþlarýndan yoksun kaldýlar.
Sow ile gelen ikinci Fenerbahçe golü ise skora koþmak için heyecan yarattý. Üstüne üstlük dakikalar 29’u gösterirken, Fenerbahçe lehine verilmesi gereken bir penaltýyý, Polonyalý hakem görmezden geldi. Arkasýndan Fenerbahçe’nin Webo ile gelen üçüncü golü takýmý öyle rahatlattý ki, “Bu turu geçtik” mesajýný vermiþ oldu.
43. dakikada Meireles’in sakatlýðý nedeniyle oyuna Alper Potuk girerken; Fenerbahçe’nin en iyi oycularýndan biri olan Mehmet Topal, akýl almaz bir bireysel hatasýyla, Salzburg takýmýna gol davetiyesi çýkaran bir yan pas verdi. Ýlk önce kaleci Volkan, Alan’ýn gol vuruþunu engelledi, daha sonra ayný Mehmet Topal kale çizgisinden golü çýkaran oldu.
Fenerbahçe’nin atmýþ olduðu 3 gol, þapka çýkartýlacak güzellikteydi.
Böylesine önemli bir turu geçebilmek için yaratýlmýþ güven tribünlerden geliyorsa, Fenerbahçe de buna cevap veren oldu.
Kaleci Volkan Demirel’in çok önemli kurtarýþlarýna da þapka çýkarmak isterim. Böylesine önemli maçlarda Volkan gibi tecrübeli eldivene ihtiyacý olan Fenerbahçe’nin ciddi bir kazanýma sahip olduðunu söylemek istiyorum.
Oyunda kalýdðý süre içinde Meireles, hem attýðý gol hem de oyunuyla, þahsen benim beðenimi kazandý. Cristian Baroni için de ayný þeyi söyleyebilirim.
Kýsacasý Fenerbahçe, kendi evindeki avantajý iyi kullanarak bu turu geçmiþ oldu. Umarým bundan sonraki kurada gelecek olan takýma karþý kaleci Volkan’ýn kurtarýþlarýyla deðil, takým oyunuyla, aðýrlýðýyla, saha içi verileriyle kazanan olurlar.
Yani, þunu söylemek isterim ki Fenerbahçe, elindeki kadrosuyla, en ciddi Avrupa takýmlarýna da karþý oynasa, bir tur daha geçmek zorundadýr.