Fethiye olaylarý aslýnda devlet kavramýnýn, iþleyiþinin bir tür sonu muhtemelen.
Olaylarý biliyoruz, tekrar anlatmayayým, HDP Fethiye’de bir þube açýyor, þubesinin önüne de parti tabelasýný asmak istiyor.
Bunun üzerine de Fethiyeli bazý tosuncuklar galeyana geliyorlar, yasal bir partinin, devletin güvencesi altýnda olmasý gereken yasal parti tabelasýný da indirtmeyi baþarýyorlar.
Yanlýþ anlaþýlmasýn, Fethiyeli tosuncuklarýn sokaklara dökülmesini kýnamýyorum, böyle bir olay ilk kez olmuyor, muhtemelen daha sonralarý da baþka yerlerde hep olacaktýr, en nihai analizde de bu bir siyasal, bir sosyolojik meseledir.
Bu tosuncuklarýn ailelerde, okullarda, mahallelerde nasýl yetiþtirildiklerini, beyinlerinin nasýl beslendiðini çok iyi bilen birisi olarak bu çocuklara kýzmýyorum, Allah ýslah etsin demekle yetiniyorum.
Ama, Allah ýslah etsin demekle yetinemeyeceðim resmi kiþiler, görevliler var ortalýklarda.
Toplumun içinde tepkiler olabilir, ismi üzerinde toplumsal olaylar, bunlarý anlamaya çalýþmak lazým ama devlet görevlilerinin neden olduðu devlet skandallarýný anlamak zorunda deðiliz.
Devletin asli iþlevi tüm vatandaþlar karþýsýnda eþit mesafede durmak ve hukuk içinde kalmaktýr, bu sýnýrlarýn dýþýna çýkýlýrsa ortada devlet kalmaz, herkesin vergileriyle finanse edilen devlet dediðimiz þey çeteye dönüþür, Fethiye’de yaþanan da budur.
Tosuncuklar HDP binasýnýn önünde toplanmýþlar, tabela inecek diye tutturuyorlar, bu çocuklara biraz acýyorum ama asla kýzmýyorum, öyle yetiþmiþler, yapacak pek fazla bir þey yok.
Televizyon ekranlarýndan izliyorum, Fethiyeli gençler pek sevmese de, yasal bir partinin tabelasý, mahkeme kararý olmadan bir itfaiye aracý kullanýlarak indiriliyor ve tosuncuklar rahatlatýlýyor.
Birilerinin güçlü olduðunu iddia ettikleri, adeta kadir-i mutlak olarak tanýmladýðý devletimiz bir yasal partinin tabelasýný koruyamýyor, tosuncuklar daha fazla olay çýkarmasýn diye, bir devlet kurumunun aracýný, itfaiye aracýnýn merdivenini kullanarak indiriyor.
Kimse kýzmasýn, alýnmasýn, bu ekran görüntüsü aslýnda bir tabelanýn deðil devlet kavramýnýn yerlere, devlet görevlileri marifetiyle indirilmesinin görüntüsüdür.
Ýçiþleri Bakanlýðý’nýn o Belediye Baþkanýný da (MHP) hala görevden almamasý baþka bir meseledir.
O esnada devreye baþka bir devlet görevlisi, bizim idare anlayýþýmýza göre Fethiye’nin en yüksek mülki amiri Kaymakam giriyor.
Kaymakam’ýn bir devlet görevlisi olarak orada yasal bir partinin sýradan bir hakkýný savunmasý gerekirken yine o tosuncuklarý teskin etmek için söz konusu parti görevlilerinin provokatör olduðunu, tosuncuklarýn taleplerini yerine getireceklerini ifade ediyor ve bu sözler ekranlara yansýyor, Hükümetimiz ise hukuku alenen çiðneyen bu kaymakamýmýzý hala görevden almýyor.
Bu kaymakam, bu Belediye Baþkaný lütfen toplumsal olaylarý bastýrmak için böyle davrandýklarýný, nitekim sonuç da aldýklarýný, kimsenin burnunun kanamadýðýný söylemesinler, hukuk alenen çiðnenerek toplumsal olay bastýrýlabiliyor ise ortada devlet kalmamýþ demektir.
Devletin iþi kamu düzenini hukuk içinde kalarak korumaktýr.
Ben, birilerinin iddialarýnýn aksine, galiba devlet kavramýný, bu kavramýn etkin ve adil iþleyiþinin önemini herkesten, mesela o Kaymakamdan, o Belediye Baþkanýndan çok daha fazla ciddiye alýyorum.