Fethullah Gülen’in konuþma tarzý çok acayip.
“Desem mi, demesem mi, deyip de demedim mi desem...”
Böyle bir þey.
Dershanelerle ilgili kanun tasarýsýnýn meclise sunulduðu iddiasý üzerine yaptýðý konuþmada, taraftarlarýna hitaben “Firavun aleyhinizdeyse, Karun aleyhinizdeyse isabetli bir yoldasýnýz” demiþti.
Dershane meselesinde onlarýn ‘aleyhinde’ olan kim?
Tabii ki Baþbakan Erdoðan.
Öyleyse “Firavun” ve “Karun” suçlamalarýnýn muhatabý kim?
Tabii ki Baþbakan Erdoðan.
Gelgelelim, sözkonusu konuþmada Erdoðan ismi geçmediði için Gülen’in Baþbakan’ý kastetmediði ileri sürülebiliyor.
Fethullah Gülen’in kimseye beddua etmediði bile iddia edilebiliyor.
Meþhur “mülaane”den sonra girizgâhsýz - “Kendimizi de katarak söylüyorum”suz- Arapça bir beddua var; düpedüz beddua; fakat onun da “mülaane”nin bir parçasý olduðunu ve dolayýsýyla beddua olmadýðýný söyleyebiliyor Cemaatçi kardeþlerimiz.
Fethullah Gülen’in muradý da bu olsa gerek; “Herkes ne dediðimizi ve ne yaptýðýmýzý anlasýn, ama icabýnda inkâr da edebilelim. Her ihtimale karþý tedbirimizi alalým.”
BBC’ye verdiði mülakatta da “tedbir”li laflar etti Ferthullah Gülen.
Zaman zaman “tedbir”i elden býrakýp çok kesin de konuþtu ama.
Tevili imkânsýz kesinlikte ithamlarda bulundu.
Mesela, 17 Aralýk operasyonu konusunda “Bir
yolsuzluk olduðu muhakkak” dedi.
Tekrar ediyorum: “Bir yolsuzluk olduðu muhakkak.”
Tekrar ediyorum: “MUHAKKAK.”
Ortada iddialardan baþka bir þey yok ve iddialarýn çoðu yerlerde sürünüyor; açýlmýþ bir dava bile yok daha; ne “MUHAKKAK”ý?
Hoca böyle peþin hüküm verirse, polis ve yargýdaki cemaat kadrolarý neler yapmaz?
Yargýsýz infaza cevaz vermek deðilse nedir bu?
MUHAKKAK olanýn ne olduðunu ben söyleyeyim:
Fethullah Gülen, “Firavun” ve “Karun” olarak gördüðü “büyük patron”a savaþ açtý ve bütün cemaatini cepheye sürdü.
Cemaat evlerinde ders adý altýnda yazýlan “Erdoðan ve çevresi Ýran tarafýndan muta yoluyla esir alýndý” gibi korkunç iftira destanlarýnýn, hiç yapýlmamýþ olan bir ihaleye fesat karýþtýrýldýðý iddiasýnýn, Suriyeli devrimcilere yardým için çýrpýnan Milli Ýstihbarat Teþkilatý’na düzenlenen sabotajlarýn vs, vs, vs, ancak savaþ histerisiyle izah edilebileceði MUHAKKAK.
Cemaatine mensup olmayan bürokratlarýn görevden alýnmasýný dert ettiðine hiç þahit olmadýðýmýz Fethullah Gülen, 17 Aralýk sürecindeki görevden almalara isyan etmekle, görevden alýnan kadrolarý sahiplenip “Onlar bizim arkadaþlarýmýz” demiþ oluyor; bu da MUHAKKAK.
Cemaate ait bir bankanýn denetlenmesi konusunda “BDDK’daki ilgili daire baþkaný ve yardýmcýsý bizim arkadaþlarýmýz” diyenler (ve bu suretle paralel devlet yapýlanmasý içinde olduklarýný itiraf edenler), deþifre olan o iki “arkadaþ”larýnýn görevden alýnmasý gibi mevzularda “cadý avý” edebiyatý yaptýklarýnda MUHAKKAK ki saçmalamýþ oluyorlar.
Son söz: O “muhakkak”lý cümleyi kuran Fethullah Gülen, bundan böyle, kendisine ve cemaatine yönelik hiçbir suçlamada yargý kararý filan soramaz!