FETÖ bahanesiyle Atatürkçüler mi tasfiye ediliyor?

Benim bu soruya vereceðim cevap þudur: “Bilmiyorum...”

Sadece þu kadarýný tahmin edebilirim: “Kurunun yanýnda yaþ da yanar” uyarýnca, “Atatürkçü” kimliðiyle bilinen bazý kiþiler de kamudan tasfiye edilmiþtir. Sayýca az da olsalar, teknik ve adli hataya kurban gitmiþlerdir. 

Bunun düzeltilmesini temenni etmekten öte, söyleyecek fazla söz bulamýyorum.

Dilerim, kýsa zamanda hatadan dönülür, hak yerini bulur.

Fakat “Müçteba” meselesi kafamý karýþtýrdý.

Kendisine liberal, solcu, DSÝP’li ve muhtemelen “Atatürkçü” süsü veren Müçteba KýlýçFetullah Gülen’i (yazdýðý ve okuduðu bir þiirle) aðlatýrken görüntülendi. 

Kendisi de aðlýyordu...

Önce Müçteba, sonra da aðlama seremonisinde Fetullah Gülen’i “yelpazeleyen” ve uzun yýllar Ýzmir’de “Atatürkçüymüþ gibi” yapan diþ hekimi gözaltýna alýndý.

Þiir okumak, yelpaze sallamak tecziye nedeni midir, bilmiyorum.

Muhtemeldi ki, polis, üçlü arasýnda organik iliþki tespit etti. Muhakemenin sonunu beklemekten baþka çaremiz yok. 

Suçsuzlarsa ve “örgütsel bir bað” içinde deðillerse, salýverilirler. Dilerim salýverilirler.

Þunu demeye çalýþýyorum:

Kamuoyunun “Atatürkçü” bildiði ya da hin-i hacette devreye sokmak üzere böyle bir kimlik edinmiþ herkesi Atatürkçü sanmakla, erken bir yargýda bulunmuþ olabiliriz.

Karþýmýzda, müntesiplerini her kýlýða sokabilen, her ortamda bulunma becerisine sahip, kullanýþlý gördüðü her ideolojiyi anýnda temellük eden çok tuhaf, çok karmaþýk, çok yüzlü, çok ahlaklý, çok tehlikeli bir örgüt var.

Hemen, bir dönem “istihbarat” meseleleriyle de ilgilenmiþ emekli Albay Hasan Atilla Uður’un örgüt mensuplarý hakkýnda anlattýklarýný hatýrlayalým: “Evlerine gidiyoruz, kapýda Mustafa Kemal Atatürk posterleri. Bakýyorsun, raký içiyorlar. Öyle bir takiyye içindeydiler ki, fark edilmeleri çok zordu. Ýnanýlmaz bir örgüttü...”

Ýþbu “inanýlmaz örgüt”, bütün YAÞ tasfiyelerini kazasýz-belasýz atlattý. Darbeye katýlan generallerin yüzde 50’sinin örgüt mensubu olduðunu hatýrlarsak, olayýn dehþet boyutlarý ortaya çýkacaktýr. Demek ki, örgüt gizlenme/takiyye ve “mýþ gibi” yapma konularýnda oldukça mahir...

Bu cümleden olarak, þu tespitte bulunabiliriz:

Sizin Atatürkçü zannettiðiniz herkes, Atatürkçü olmayabilir.

Seküler bir hayat tarzýný benimsemiþ (içki içen, karýsýna mini etek giydiren, evini Atatürk posterleriyle donatan, YARSAV, ADD ve ÇYD gibi çaðdaþ niteliðiyle bilinen kurumlara üye olan) herkes, bildiðiniz manada “ilerici ve çaðdaþ bireyler” olmayabilir.

Rahatlýkla her kýlýða girebilen FETÖ mensuplarý, “dindar” kýlýðýna girmekte de mahirler elbette... Kamuda, dindar kimliðiyle bilinen, hatta meþru siyasal yapýlarla irtibatlý pek çok kiþi tasfiye edildi. Burada da teknik ve adli hata yapýlmýþ olabilir. Ama örgütün, din alanýný sömürdüðünü, hatta daha çok bu alaný kullanarak neþvünema bulduðunu bilmekte yarar var.

Dün, gazetelerde, FETÖ’den dolayý açýða alýnan bir akademisyenin isyanýný okudum: “Ben solcu ve ateistim. Nasýl FETÖ’cü olabilirim?” diyordu.

O akademisyen için söylemiyorum ama, söz konusu örgüt gizlenme/takiyye ve “araziye uyma” konularýnda o kadar mahir ki, müntesiplerine, “Ýcabýnda ateist olacaksýnýz” bile demiþtir.

Fazla uzaða gitmeye gerek yok. 17/25 Aralýk giriþiminden sonra, kamuoyunun “Atatürkçü” bildiði ve Cumhuriyet’le yaþýt olduðunu söyleyen bir gazete, resmen ve alenen FETÖ darbesinin tedvirine memur edildi.

Çalýþanlarý arasýnda muhtemelen ateistler de bulunuyordur.

Hangilerinin “ateist” kýlýðýna girmiþ FETÖ militaný olduðunu bilmiyoruz ama (buyruk üzerine) o kýlýða da girmiþlerdir, hiç kuþkunuz olmasýn!