FETÖ davalarý ve bir uyarý

Þurasý artýk kesinlik kazanmýþtýr ki, dini bir cemaat görünümündeki FETÖ aslýnda emperyalist güçlerin istihbaratlarý emrindeki bir ihanet þebekesidir.

Yýllardan beri devletin ve toplumun bünyesine sirayet etmiþ kuzu postundaki bu sinsi yapýnýn, 15 Temmuz’da kalkýþtýðý kanlý darbe teþebbüsü ile bir canavar olduðu da kesinleþmiþtir.

Bu canavarýn etkisiz hale getirilmesi sadece ülkemiz için deðil insanlýk için de büyük bir hizmettir. 

Türkiye hem dâhilde hem de hariçte bu canavarla mücadele etmekte yerden göðe kadar haklýdýr. 

Cumhurbaþkanýmýzýn söylediði gibi canavar yarý canlý býrakýlmamalýdýr.   

*** 

Þurasý da kesindir ki, FETÖ ile mücadelede büyük bir baþarý elde edilmiþ ve çetenin beli kýrýlmýþtýr. 

Özelikle davalar neticelendikçe FETÖ’nün umutlarý iyiden iyiye suya düþmektedir. 

Yurt dýþýna kaçan hainlerin artýk dönme umutlarý kalmamýþ olmalý ki taþýnmazlarýný satmaya baþladýklarý haberlerini almaktayýz. 

Hükümetimizin hainleri yut dýþýnda da takip edip adalete teslimi hususundaki kararlýlýðý da her türlü takdirin üstündedir.   

*** 

Davalarýn neticelenmesi FETÖ’nün umutlarýný yok etmesinin yaný sýra, toplumun yüreðine de su serpmektedir. 

En son Þubat ayýnda 307 sanýklý Kara Harp Okulu davasýnda çýkan karar da bu kabildendi. 

Sanýklarýn 100’üne beraat, 4’üne aðýrlaþtýrýlmýþ müebbet,  60’ýna damüebbet kararý verilmesi -toplum detaylarý bilmese de- hâkimlerin âdil davrandýðý izlenimi uyandýrmaktadýr. Çünkü darbe giriþiminde beraat kararý çýkmasý, masumun suçludan ayýrt edildiðini göstermesi açýsýndan önemli bir nüanstýr. 

Bu ve benzeri kararlar FETÖ destekçilerinin ve sempatizanlarýnýn içerde ve dýþarda yaptýklarý menfi propagandalara da büyük ve önemli bir darbedir.   

*** 

Fakat bazý kararlar da var ki FETÖ sempatizanlarý ve destekçilerinin ellerine tepe tepe kullanacaklarý kozlar veriyor.

Malum bu çete ve Türkiye karþýtý diðer terör örgütleri baþta ABD olmak üzere batýda himaye edilmekte, faaliyetleri sürmekte ve Türkiye aleyhine kara propaganda yürütülmektedir. 

Mesela 17/25 Aralýk sürecinden önce FETÖ’ye karþý mücadele etmediði gerekçesiyle cezalandýrýlan bir sanýk hakkýndaki karar gerekçesini okudum. Aynen þöyle diyor, “Her ne kadar örgüt üyeliði suçuna iliþkin yeterli delil dosya kapsamý itibariye mevcut olmasa da bu pasif hareket tarzý sanýðýn örgüte bakýþ açýsý anlamýnda mahkememizce kanaat verici bulunmuþtur.” 

FETÖ’nün terör örgütü ilan edilmesinden önceki dönemde yaþananlar üzerine -üstelik de delil olmamasýna raðmen- bakýþ açýsý sebebiyle hüküm bina edilmesi Türkiye karþýtý örgütlerin ve o örgütleri destekleyen sözde demokrat ülkelerin ekmeðine yað sürmektedir. 

*** 

Tamam, vicdani kanaat hüküm tesisinde geçerli bir faktördür ama vicdani kanaatin de delillere dayanmasý gerekmez mi? 

Hem yeterli delil yok diyeceksin hem de ceza vereceksin. 

Ýþte masumiyet karinesini zedeleyen bu tür kararlar, yargýnýn adaletine gölge düþürür. Sadece yargýya deðil Türkiye’nin imajýna gölge düþürür ve Türkiye karþýtý þer güçlerin elini kuvvetlendirir. Dahasý, terörle mücadele eden hükümeti zor durumda býrakýr.

Acaba ben mi abartýyorum diye alanýnda uzman çok önemli hukukçulara da sordum, onlar da bu tür kararlarýn isabetli olmadýðýný söylediler. 

Temyizden ya da insan haklarý mahkemelerinden dönmesi kuvvetle muhtemel kararlarla ne birileri maðdur edilsin, ne hakimlerimiz ne de biz mahcup olalým. 

Aman dikkat!