FETÖ hainleri, mağdurların arkasına gizleniyor...

FETÖ ile mücadele halkın desteği ile yürür.

Buna en güzel örnek Ergenekon’dur.

“Vesayetle mücadele”iken güçlüydü, “FETÖ Operasyonu” olunca çöktü.
Kumpasa kumpas kuran böyle bir örgüt ile mücadele elbette çok zordur.

Çünkü, kırk yıldır hukukun ırzına geçmek için hukukçu yetiştirenlere karşı, adil bir mücadele yürütmeye çalışıyorsunuz.

Nitekim, sürekli sabote ediyor, mücadeleyi sulandırarak çok önemli olan toplum desteğini zayıflatmaya çalışıyorlar.

Bir taraftan sistematik olarak her şeyi inkar ediyor, diğer taraftan da kendileri ile hiç alakası olmayan insanları FETÖ’cü göstererek mağdur edip arkalarına gizleniyorlar.

 

FETÖ’den, FETÖ’cü listesi

Bürokrasideki FETÖ temizliği sırasında maalesef, FETÖ’cü (!) listesini, kripto FETÖ’cülerin düzenlediği kurumlar oldu.

Böylece kendilerini aklayıp, masum insanları yaktılar.
Diğer taraftan da 7/24 mağduriyet yaygarası yaparak, bir adet isabetsiz uygulamayı köpürtüp, binlerce isabetli tasfiyeyi zehirlediler.

Devletin ağır işleyen mekanizmasında bunların görülüp düzeltilmesi kolay olmadı.

Başbakan Yıldırım o dönemde, açığa alınanlardan daha fazla itiraz dilekçesi verildiğini söylemişti.

 

ByLock kumpası

Derken mücadele zemini “dijital” platforma kaydı.
Devlet kanallarından çıkarılan FETÖ’nün, örgüt içi iletişim için oluşturduğu ByLock uygulaması deşifre edilmiş ve kayıtsız şartsız FETÖ’cü kriteri olarak yerini almıştı.

Fakat, “Aşırı güven, zaafın ikizidir” kuralı burada da işlemiş, FETÖ’cü ile FETÖ düşmanı aynı listeye girmişti.
Mağduriyet öyküleri birbirini izledi.

“Garip şeyler oluyor”diyenler, “Artık hiçbir şey sizi şaşırtmasın” cevabını alıp sustu.

Öte yandan, FETÖ’cünün dibi de “Benim FETÖ ile hiç alakam yok” diyor, hatta FETÖ’ye küfrediyordu.

Hainlerin feveranı, dürüstlerin iniltisini örtüyordu.

Ama zaten yargının görevi de masum ile suçluyu ayırmak değil mi?

Bu şeytanlar elbette yargıyı da yanılabilir. Ama önünüzdeki dosyada, daha herkes “cemaat güzellemesi” yaparken bunları yerden yere vurduğu için, Celal Kara gibi FETÖ cellatlarının hışmına uğradığına dair belgeleri görünce, bir kere daha düşünmeniz gerekmez mi?

 

Uyarılar işe yaramadı

FETÖ’nün cezalandırılması iradesi, dinini ve milletini seven herkesin hassasiyet göstermesi gereken bir zorunluluktur.

Nitekim 15 Temmuz hıyanetinden bir hafta sonra, “AK Parti dahil hiçbir yerde FETÖ’cü bırakmayın ama mazlum ahı da almayın...” başlıklı yazımla bu zarureti dile getirmeye çalıştım. (http://www.star.com.tr/yazar/ak-parti-dahil-hicbir-yerde-fetocu-birakmayin-ama-mazlum-ahi-da-almayin-yazi-1127830/)

Bu hassasiyet ancak, mağduriyetler asgariye indirilerek canlı tutulabilir.

En küçük şüpheyi gerçek kabul edip cezalandırmak “ihtiyatlı davranmak” değildir.

Gerçek ihtiyat, sadece gerçek FETÖ’cülerin cezalandırılması için azami gayret sarf etmektir.

Burdur Ağır Ceza Mahkemesi'nin mahkumiyet kararını, Yargıtay’ın, “Örgüt üyeliği, hiyerarşik gücün emrine girmeyi, verilen talimatları teslimiyet duygusuyla yerine getirmeyi ifade eder”gerekçesiyle bozmasının, FETÖ yargılamalarına yeni bir bakış açısı getirebileceği ümidiyle, 15 Kasım 2017 günü, “Gelin yeni bir toplumsal mutabakat yapalım” dedim. (http://www.star.com.tr/yazar/gelin-yeni-bir-toplumsal-mutabakat-yapalim-yazi-1275282/)

Ama 11 bin 480 kişinin ByLock mağduru olduğunu duyuran Başsavcılık, o gün Yargıtay’ın bu kararını doğru bulmadıklarını ve dikkate almayacaklarını açıklamıştı.

 

En büyük destek adalettir

Bu mücadelenin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın güçlü iradesi sayesinde yürüdüğü bir gerçektir.

Ama bu güçlü irade, sahadakilere, “garantici”, kolay kararlarla “mağdur” üretme hakkı vermez.

Bilakis o “güçlü irade”ye verilebilecek en büyük destek, masum insanları mağdur etmeden bu mücadeleyi yürütmektir.

Öte yandan, mağdurların; Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sitem etmesi de, en az onların uğradığı haksızlık kadar haksız bir tutumdur.

***

Yine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hassasiyeti ile ByLock mağdurlarının işe iadesinin sağlanacak olması çok önemli bir adımdır.

Böylece, mağdurların arkasına saklanan FETÖ hainleri açığa çıkaracak ve güçlenen toplum iradesiyle, bu fitne kanserinin kökü daha güçlü kazınacaktır.