O birilerinin aklına nedense KHK mağdurları geliyor da FETÖ’nün mağdur ettiği milyonlarca vatandaşımız gelmiyor.
Bugüne kadar FETÖ’cülerin mağdur ettiklerini hiçbir şekilde eleştiri konusu yapmayanların KHK üzerinden mağduriyet edebiyatı yapmaları sizce masumane bir şey olabilir mi?
Geçmişte yaşadığımız onca tecrübeden sonra hiç kimse bizden safdil olmamızı beklemesin.
FETÖ’cü alçakların canlarını her anlamda yaktığı ve hayatlarını kararttığı milyonlarca vatandaşımızın hukuku ne olacak peki?
Varsa yoksa KHK mağdurları.
28 Şubat mağdurlarını hatırlayan yok.
Hâlâ 28 Şubat hukuksuzluğunun kurbanı olarak cezaevinde bulunanların salıverilmesini talep eden yok.
FETÖ’den şu veya bu nedenle içeri tıkılanların serbest bırakılmasını “zaten aleyhlerinde objektif delil yok!” mantığıyla bize yutturmaya çalışıyorlar.
FETÖ’nün darbeye kalkışmış silahlı ayağına her türlü cezai işlemin yapılmasını ama silahsız ayağının (medya, üniversite, iş dünyası, kamu vs.) affedilmesi gerektiğini yüksek sesle dile getirmeye başladılar.
Yarın alenen FETÖ’yü savunan bir siyasal parti kurulsa onu da tıpkı PKK’nın partisi HDP gibi meşru ve yasal olarak görüp ittifaklarına dahil edeceklerine hiç kuşku duymuyorum.
Öyle ya, FETÖ’cü partinin elinde silah olmadığına göre onun meşrulaştırılması bu mantığa göre yerindedir.
Çok tehlikeli bir yere doğru savruluyoruz.
Doğrudan FETÖ’cülere sahip çıkamadıkları için herkesin teslim ettiği bazı mağduriyetleri dillerine dolayıp FETÖ ile mücadele eden kurumlarımızın inancını ve cesaretini kırmaya çalışıyorlar.
***
FETÖ’cülerin asıl amacı Reis’i tasfiye etmektir.
Geçmişte bunu “Erdoğansız AK Parti” formülasyonu çerçevesinde yapmayı denediler.
Dün Reis’i alaşağı etmek isteyen FETÖ’cülere hamilik yapanların veya onların senaryolarında figüranlık yapanların Reis’in yanında kendilerine dokunulmazlık zırhı sağlamak için bulunmaları 15 Temmuz’da ölümüne meydanlara çıkan milyonları rahatsız ediyor.
Reis’e ve AK Parti’ye yönelik yeni dönemin FETÖ hamlesine tam da bu nedenle dikkat etmemiz gerekiyor.
Reis’i ve AK Parti’yi bitirmek için öngördükleri plan şu: Önce AK Parti’nin sosyolojisini dağıtacaklar. Bir başka deyişle Reis’i ve AK Parti’yi var eden toplumsal desteği parçalamaya çalışacaklar. Bunu sağlamak için olup biten tüm olumsuzlukların müsebbibi olarak Reis’i gösterecekler.
FETÖ ile artık gerçekte mücadele edilmediği, arkası olan FETÖ’cülerin salıverildiği, geçmişte FETÖ’cülere her düzeyde hamilik yapmış isimlerin itibarlı katlarda ağırlandığı vb. olaylar üzerinden oluşan toplumsal öfkenin Reis’e ve AK Parti’ye yönelmesini sağlayacak sinsi hamleler yapacaklar.
“KHK faciadır!” bağlamında devreye alınıp tartışmaya açılan söylemin beraberinde getirdiği sonuç doğru tahlil edilmezse, yani “Ne var bunda, bu tanım yanlış olsa bile söylenenler doğru değil mi, mağduriyetler yok mu?” masumiyetine büründürülen sinsi bir savunuya geçit verilirse korkarım ki o öfke bir bumerang gibi dönüp AK Parti’yi vuracaktır.
FETÖ’nün çeşitli partilerdeki siyasi ayaklarının ve medyadaki algı operatörlerinin yapmaya çalıştığı tek şey, halkın öfkesini “FETÖ ile artık mücadele bırakıldı. FETÖ’cüler hem salıveriliyorlar hem de FETÖ’nün kripto elemanları ödüllendiriliyor!” argümanı üzerinden Reis’e ve AK Parti’ye yönlendirmek.
AK Parti’nin sosyolojisi bu algı operasyonuyla zehirleniyor.
Önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar toplumsal taban desteğini azaltmayı başarırlarsa nihai darbeyi de indirmiş olacaklar.
Ezcümle amaçları:
Bir: AK Parti’nin toplumsal desteğini iktidar için gerekli olan oranın altına düşürmek.
İki: Reis’i iktidardan düşürüp sanık sandalyesine oturtmak.
Bu sürece acilen müdahale edilmelidir.
Halkla inatlaşılmaz.
Halkın FETÖ ile özdeşleştirdiği veya kripto olarak gördüğü isimlerin itibar görmesi halkın tepkisini çekiyor.
Biz bugünden söyleyelim.
Yarın herkes bırakıp gitse bile hep burada Reis’inin yanında ölümüne duracak olan bizler bunu söylemezsek davamıza ihanet etmiş oluruz.
Takdir Reis’imizindir.
