FETÖ firarisi Ekrem Dumanlý, seçimden önce, halký, oy kullanmaya davet etmiþti.
O kullanabilenler “oylarýyla”, oy kullanamayanlar farklý araçlarla (mesela “kalemleriyle”, “sözleriyle”), bu süreci sona erdirmeliydiler.
Bu sürecin sona erdirilmesi, AK Parti dýþýndaki partilerin galip çýkmasýna, yani “cumhur ittifaký”nýn arkasýndaki oy desteðinin yüzde 50’nin altýna inmesine baðlýydý.
Kandil cenahýndan da benzeri açýklamalar gelmiþti.
Hayýr, bu örnekleri vermemin sebebi, AK Parti dýþýndaki partilere “suçlama” yöneltmek, “Niçin FETÖ ve PKK’nýn umudu haline geldiniz?” demek deðil...
FETÖ ve PKK’nýn umudu haline gelmek...
Evet, ciddî bir sorundur.
Hatta en ciddi “hukuk” ve “ahlak” sorunudur.
Bu meseleyi, seçimden önce geniþ bir þekilde tartýþmýþ, FETÖ ve PKK’nýn umudu olmayý baþarmýþ partileri kendi iddialarý çerçevesinde yargýlamýþtýk. (Bu mesele, CHP, ÝP ve Saadet Partisi açýsýndan, “en ciddi ahlak meselesi” olarak, hâlâ vuzuha kavuþturulmayý bekliyor.)
Þunu demeye çalýþýyorum:
FETÖ ve PKK’nýn umut baðladýðý partiler, seçimden cumhur ittifakýný geriletecek (yani söz sahibi olmaktan çýkaracak) bir baþarý elde etmiþ olsalardý da, sonuç deðiþmeyecekti.
FETÖ, evet, devletin “kýlcallarýna” kadar sýzmýþ en sofistike suç örgütüydü.
Darbe yaparken suçüstü yakalandý. (17/25 Aralýk giriþiminden söz ediyorum.) Ama “suçüstü” yakalanmasýna raðmen, örgütü devletten kazýyýp atmak mümkün olmadý.
Daha doðrusu, “polisiye” tedbirler yeterli olmadý.
Hükümet bu nedenle (suç örgütüne yönelik “operasyonlarý” meþru ve hukuki bir temelde yürütebilmek için) “halk desteðine” ihtiyaç duydu ve 2014 yerel seçimlerinden baþlayarak, bütün seçim kampanyasýný “FETÖ karþýtlýðý” üzerine kurdu.
Daha doðru bir ifadeyle, FETÖ, “seçimlerle” yenildi...
Bu yenilgiyi durdurmak için, araya 15 Temmuz’u sýkýþtýrdý ama darbenin hükümete saðladýðý meþruiyet olmasaydý da, FETÖ TSK’dan büyük ölçüde tasfiye olacaktý.
Soru þu:
Seçimlerle kaybeden FETÖ’nün, “seçimlerle” toparlanmasý ve ayaða kalkmasý mümkün mü? Ya da, hangi parti (hangi ittifak) gelirse, FETÖ yeniden altýn yýllarýna döner?
Bu soruya verilecek cevap þudur:
Hangi parti gelirse gelsin, FETÖ kendisini meþrulaþtýracak bir alan bulamayacaktýr.
Bu “alan”ý, 15 Temmuz’da darbeye kalkýþmak suretiyle FETÖ’nün kendisi ortadan kaldýrdý...
En “iyimser” (!) ifadeyle þunlarý söyleyebiliriz:
Bundan sonra Ekrem Dumanlý (hangi enstrümanlarla mücadele ederse etsin), yeniden eski “saygýn” (!) günlerine dönemeyecektir ve nefretin odaðýndaki “kiþi” olarak ilelebet yaþayacaktýr.
Evet, “nefret...”
Bu duyguyu Türk toplumundan (82 milyon insandan) söküp atmak kolay olmayacaktýr...
Çünkü (Nedim Þener’in cümleleriyle aktaralým) “toplumun tüm kesimlerinin istisnasýz en nefret ettiði grup, Fetullahçý Terör Örgütü’dür. Toplumun en büyük sorun dediði ilk üç þey pahalýlýk, iþsizlik ve FETÖ... Daha iddialý bir þey söyleyeyim: Bana göre bir farklarý yok ama Türkiye’de FETÖ ile PKK arasýnda bir kýyaslama yapýlsa; FETÖ’den nefret edenler, dünyanýn tüm hukuk sistemlerine ve yargýsýna göre tartýþmasýz biçimde terör örgütü olarak tanýmlanan PKK’dan nefret edenlerden fazladýr...”