Cumhurbaþkaný Erdoðan Sivil Toplum Kuruluþlarý'yla (STK) iftar buluþmasýnda, Türkiye’nin en hayatî konularýndan birine önemli bir vurgu yaptý. “Bu hastalýðý kangrene çevirmeden çözmemiz gerekiyor” diyerek “uyuþturucu terörü” ifadesini kullandý. Þöyle söyledi:
“Bizim nazarýmýzda silahlý terör ne ise uyuþturucu terörü de odur. Son günlerde basýn yayýn organlarýna yansýyan hatta bizim kendimizin de yol kenarlarýnda gördüðümüz yürek yakýcý manzaralar hala eksiðimiz olduðunu gösteriyor. Bu durum hepimize ciddi sorumluluklar yüklüyor. Baþta aile içinde olmak üzere her yerde okul ve medya gibi her yerde bununla mücadele etmek durumunda olup aile gibi hareket etmeliyiz.
“Gençlerimizi ne Kandil teröristlerine ne de uyuþturucu terörüne teslim edemeyiz. Geleceðimize kast edenlere göz yummayacaðýz. Bize ömrünü bu ülke için bu millet için vakfeden bir gençlik lazým.”
Uyuþturucu terörü ifadesi tam isabet. Çünkü bu illetin de hedefi PKK gibi FETÖ gibi gençliðimiz, geleceðimiz, istiklalimizdir. (PKK’nýn uyuþturucuyu bir silah gibi kullandýðýný unutmayalým.)
Asýrlýk düþmanlarýmýz bizim için hep þunu söylediler: “Bileði bükemezsen, bileðe hükmeden dimaðý bükeceksin…” Bunun için sanatý, müziði, çaðdaþ yaþam tarzý diyerek yabancýlaþmayý, dejenerasyonu dayattýlar. Temel hedef hep aile, gençlik, kültürümüz, medeniyetimiz ve bizi biz yapan deðerlerimiz oldu. Millet yörüngesinden çýkan aile ve gençliðimiz, cibilli düþmanlarýmýzýn yörüngesinde uydu oldu.
Kur’an, mezarlýklarda okunmaya, dinimiz hayattan koparýlýp vicdanlara hapsedilmek istendi. Müslüman’ca yaþamanýn adýna irtica, yaþamak isteyenlere de gerici dediler. Mütedeyyin olmayý; medyada, sanatta, sokakta, okulda ve ailede utanýlacak bir çaðdýþlýlýk olarak yaftaladýlar, karaladýlar, mahkûm ettiler.
Saldýrý topyekûn oldu. Manevi deðerler örselendi. Toplumsal çürüme, temeli saðlam aileleri bile sarstý. Aile ve gençlik, bilhassa medya, televizyon dizileri, film ve sanat yoluyla boy hedefi haline getirildi. Aile çözüldü. Toplumsal denetim, akraba sahiplenmesi, komþuluk tutkalý, büyük nasihati hepsi tükenip gitti.
Gençler boþluða düþtü. PKK onlarý daðlara çekti, kendi devletlerine düþman yaptý. FETÖ, “altýn nesil” dedi bir ihanet nesli yetiþtirdi, evlatlarýmýzý üniformalý katiller sürüsü yaptý. En az bunlar kadar tehlikeli uyuþturucu terörü, sinsice ve hýzla büyüyen bir tehlike olarak en kýymetli varlýðýmýz çocuklarýmýzý bizden koparýp sokaklara, merdivenlere, kuytulara býrakýyor.
Evet, geleceðimize kast edenlere göz yumamayýz. Gençlerimize ideal, vatan sevgisi, milleti için yaþama duygusu vermeliyiz.
Uyuþturucu terörünü durdurmak için tek merkezden topyekûn mücadele yürütmek gerekiyor. Problemin; aile, okul, saðlýk, emniyet, Yeþilaybaþta bütün ayaklarý ile ve bir arada ele alýnmasý gerekiyor. Tek bir merkez, güçlü, donanýmlý bir enstitü kurulmasý þart.
Ailelerimiz, çocuklarýmýz, gençlerimiz için uyuþturucu terörü dâhil her türlü tehdit/tehlike için hýzlý hareket etmemiz lazým.
Sayýn Cumhurbaþkaný STK’lara çaðrý yapmakla sorumluluðun herkeste olduðunu söylüyor. Sivil toplum kuruluþlarý bilimsel araþtýrmalarla, insana dokunan, rehabilitasyonu önceleyen adýmlarla uyuþturucu terörü ile mücadeleye omuz vermelidir. Okullar, bu mücadele azmi ile yeniden ele alýnmalýdýr.
Çivi battýðý yerden çýkar. Okullarda evlatlarýmýzý elimizden alan birinci sebep kötü arkadaþtýr. Ýyi arkadaþ çevreleri için okullarda öðrenci kulüpleri, dernekleri kurulmalý, bunlara bilim insanlarý önderlik etmeli, iyi arkadaþlýk kötü arkadaþlýðý önlemeli, yenmelidir…