FETÖ, Türk Cumhuriyetleri ve Balkanlar

Fetullahçý Terör Örgütü, Türkiye’de darbe üstüne darbe yedikçe, F. Gülen, kendisine puta tapar gibi tapanlara umut zehri aþýlamaya devam ediyor. Bir taktik olarak hiçbir þey olmamýþ, 15 Temmuz darbe giriþimini yapanlar kendisinden talimat almamýþ gibi davranýyor.

Üç çeþit FETÖ umut zehri var.

Bir, “Siz peygamberlerin yolundan gidiyorsunuz. Sizin baþýnýza gelen sýkýntýlar her peygamberin baþýna geldi. Dayanýn, kaçýn, teslim olmayýn. Mahkemelerde yalan söyleyin, inkâr edin, masal anlatýn...”

Ýki, AK Parti hükümeti yakýnda yýkýlacak diye durmadan tarih verdiler. FETÖ elebaþýnýn Pensilvanya’dan en son söylediði 16 Nisan’dý. “Hayýr çýkacak Erdoðan bitecek” dediler. Þimdi de “Ramazan Bayramý’nda bütün cezaevlerindekiler evlerinde olacak, çifte bayram yapacaklar” diyorlar.

Üçüncü zehir daha çok yurt dýþýnda veriliyor. “Batý bizimle, ABD ve Avrupa Birliði bize sahip çýkýyor” diyorlar. FETÖ'perestler tabanda, Haçlý zihniyetinin, Batý istihbarat servislerinin kendilerini kullandýðýný deðil de, özgürlükler ve demokrasi adýna kendilerine sahip çýkýldýðý algýsýný oluþturuyorlar. Gerçekten de Almanya baþta olmak üzere 15 Temmuz darbesinden sonra kaçan FETÖ’cüler, NATO’daki subaylar Avrupa tarafýndan mülteci olarak kabul görüyor. Yunanistan helikopterle kaçan darbecileri iade etmiyor. ABD yönetimi ayak sürüyor, senatörler FETÖ’yü deðil Cumhurbaþkaný Erdoðan’ý suçluyor.

Þüphesiz bu durum, üçüncü zehrin tesirini artýrýyor.

Batý, kendisine yakýþaný yapýyor. Üzüldüðümüz nokta Müslüman ülkelerin FETÖ ile mücadeleyi aðýrdan almasý. Cumhurbaþkanýmýz her seyahatinde uzun uzadýya FETÖ’nün bir ülke ve devlet için ne kadar tehlikeli olduðunu belgeleriyle anlatýyor. Buna raðmen bilhassa Türk Cumhuriyetlerinde ve Balkanlardaki Müslüman ülkelerde beklenen hamle bir türlü gelmiyor.

Üstelik 57 ülkeyi bünyesinde üye olarak barýndýran Ýslam Ýþbirliði Teþkilatý (ÝÝT) 15 Temmuz gecesi Türkiye'de kalkýþtýðý hain darbe giriþiminden 3 ay sonra aldýðý kararla FETÖ'yü terör örgütü ilan ettiðini açýklamýþtý.

Mücadelenin gecikmesinin en önemli sebebi, FETÖ’nün en az 20 yýldýr Türk Cumhuriyetlerinde, Müslüman Balkan ülkelerinde çok ciddi çalýþma yapmasýdýr. Bu ülkelere ilk gidenler olmalarý avantajý ile ülke idarecilerinin, büyük iþadamlarýnýn ve etkili kiþilerin çocuklarýna el attýlar. Açýlan okullarda tamamen Türkiye’deki gibi küçük yaþta hipnoz edilen gençler bugün ülkelerinde en etkili makamlarda, yönetici koltuklarýnda ve ülke ekonomisinin kilit noktalarýndadýr. Bu ülkelerde de telefon dinlemeleri, gizli kayýtlar, þantajlar, rüþvetler, kumpaslar mutlaka etkili olmuþtur. Bugün ülke idarecileri Türkiye’ye resmen bir þeyler söyleseler de yönetim kademelerinde büyük direnç gösteriliyor. Nasýl ülkemizde emniyet, yargý, bürokrasi, silahlý kuvvetlerde organize bir yapý kuruldu ise aynýsý, bu ülkelerde de var.

Ancak bu olumsuz tabloya raðmen yeni yeni FETÖ ile mücadele adýmlarý atýlmaya baþlandý.

Arnavutluk makamlarý, 15 Temmuz'daki darbe giriþimine karýþan ve bu ülkede saklandýklarýndan þüphe edilenlere karþý soruþturma baþlatýyor.

Bu konudaki açýklama, 15 Temmuz sonrasýnda Balkanlarý "üs" olarak seçen örgüt üyelerini paniklettiði gibi Kosova, Makedonya ve Bosna Hersek’teki FETÖ yapýlanmasýnýn tasfiyesi için de tetikleyici olabilir.

FETÖ, bu ülkelerdeki çemberin daralmasý üzerine ellerindeki okul ve üniversiteleri yabancýlara ya da o ülkede çok güvendikleri insanlara devrediyor. Bosna Sema Eðitim Kurumlarýnýn, merkezi ABD'de bulunan'US Global Invest LLC'þirketine satýlmasý bunun örneklerinden biri...