28 Þubat darbe sürecinden bugüne, “Brifingli yargý”nýn mahkûm ettiði Anadolu’nun evlatlarýyla alâkalý maðduriyetlerin giderilmesine mâtuf adýmlarýn oldukça yavaþ ve ufak atýlmasý neyle açýklanabilir? Sadece, ilgili makamlarda oturanlarýn mezkûr maðduriyetler hakkýnda “Aman boþver” tavrýyla açýklanabilir mi?
Açýklanamaz!
Adaleti yerine getirmek ve haksýzlýðý gidermek için belli makamlara getirilmiþ zevatýn, adaletsizlik ve haksýzlýk karþýsýnda susmalarýnýn, müdahale etmemelerinin müsebbebi bizleriz. Onlarý, görevini yerine getirmeme suçuna bizler itiyoruz!..
Nasýl mý?
Çünkü cemiyet olarak bizim böyle bir derdimiz yok? Olsaydý, yurdun dört bir tarafýnda kampanyalar düzenlenir; “Maðduriyetler giderilsin, Adalet yerini bulsun” diye mitingler gerçekleþtirilir; zindandaki maðdurlar için kermesler yapýlýrdý. Ne yazýk ki, bir akrabasý veya dava arkadaþý hapiste olan, ülke nüfusuna nispetle bir avuç dert sahibi dýþýnda sesini çýkartan yok!
Hani nerede bizim münevverlerimiz, siyasetçilerimiz, hukukçularýmýz, gazetecilerimiz, televizyoncularýmýz, dergicilerimiz?.. Ýllâ kendi baþýnýza geldiðinde mi, “Kurtarýn beni” diyen sesinizi duyacaðýz!.. Hani mazlumun dini ýrký sorulmazdý?
Bizlerden ses çýkmayýnca, toplumsal bir baský oluþturmayýnca, adaleti yerine getirmek ve haksýzlýðý gidermekle görevli yetkililer de “Aman bana ne” diyerek gaflet çukurunda görevlerini yerine getirmiyorlar!
Görüyor musunuz, bizim yüzümüzden, adaleti yerine getirmek ve haksýzlýðý gidermekle görevli yetkililer nasýl da suça itiliyor!..
Aslýnda istenilse yapýlýr. Bakýnýz: Ergenekon ve Balyoz davalarý. “FETÖ’nün maðdurlarý” diye kamuoyu oluþturuldu. Bunda bizim medyanýn da çok büyük katkýsý oldu! Öyle büyük katkýsý oldu ki, darbe yapmayý planlayanlar bile masum olduklarýna inandýlar. Nasýl inanmasýnlar ki, her gün gazete manþetlerinden, televizyon ekranlarýndan maðdur olduklarý anlatýlýnca onlar da havaya girdiler. O havayla da tazminat davalarý açýp, devletten yüklü paralar aldý ‘vatanseverler’...
Yargýtayca onanmýþ Ergenekon ve Balyoz davalarý “FETÖ komplosu” denilerek bozulup sanýklar tek tek beraat ederken bizler de yetkililere, “Þu an zindanda olan arkadaþlarýmýzý yargýlayan mahkeme heyetinin tümü FETÖ’den tutuklu. Hâkezâ arkadaþlarýmýza gözaltýnda iþkence yapan polisler de… Ergenekonculara, Balyozculara gelen adalet bizim arkadaþlara neden gelmiyor?” diye sorunca bir cevap alamýyoruz. Sükût içinde adaletsizlik, haksýzlýk devam ediyor.
Toplum susuyor yetkililer susuyor, yetkililer susuyor toplum susuyor! Bu dilemmanýn girdabýnda zindanlarda giden ömürler!
Hâlâ yetkililerden Ergenekonculara ve Balyozculara tanýnan hakkýn neden 28 Þubat maðdurlarýna tanýnmadýðýna dair soruya cevap alamadým. Onlarý da yargýlayan FETÖ Anadolu’nun evlatlarýný da… Hatta o dönem Kemalistler zulümlerini FETÖcü hâkimler üzerinden bizlere yapýyorlardý. Çünkü FETÖ’cüler deðiþik saiklerle bizlere en aðýr cezalarý veriyorlardý…
Hapishane ziyaretlerinde arkadaþlara, “sizler de subay olup darbe yapmayý planlasaydýnýz bugün çýkmýþ olurdunuz ama sizler 28 Þubat’ta darbecilere karþý meydanlara çýktýðýnýz için suçunuz büyük! Bir de bizim cenahý biliyorsunuz, kasabýn býçaðýný yalamayý sever!.. Yarýn FETÖcüler tek tek çýkar ama siz burada kalmaya devam edersiniz” diyorum.
Siz söyleyin, yanlýþ mý konuþmuþum!..