FETÖ’cülerde kýlýk da oyun da bitmez!

Mevlana der ki: “Sen ne söylersen söyle, söylediðin karþýdakinin anladýðý kadardýr.” Hakikaten de öyle. Bir de þunu eklemek lazým: Karþýndaki nasýl anlamak istiyorsa öyle anlýyor. “Anladýðý kadar” masumane bir tavýrdýr; çünkü kapasiteyle alakalý bir durumdur. “Nasýl anlamak istiyorsa!” bilinçli bir tavýrdýr; özünde tahrifi ve çarpýtmayý esas alýr.

Bu sýralar benim baþýma sýkça gelen bu iki durumun ikincisi sahiden mide bulandýrýcý. Ýnsan da bir fikir haysiyeti olur. Bir kiþilik olur. Ne söylemek istiyorsa kendi üzerinden söyler; bir baþkasýnýn, hele de düþman bellediði birinin laflarýný çarpýtarak söyleme yoluna gitmez.

Maalesef fikir ve siyaset fukarasý kimi zevat son zamanlarda demediðim þeyleri demiþim gibi yaparak tam bir çakal tavrý sergiliyorlar. “Böyle demek istiyor!” yollu yorumlarla hem beni olduðumdan farklý göstermeye hem de vekil listesine girmediðim için rahatsýzlýðýný kusan biri olarak göstermeye çalýþýyorlar.

Ýkincisini kiþiliðime yöneltilmiþ aðýr bir hakaret sayarým. Bugüne kadar hiç bir makama kendim talip olmadým. Olmam da. Liderim/Reis’im uygun gördü. Üç dönem þerefimle milletvekilliði yaptým. Reis’ime ölümüne baðlý biri olduðumu bilen bilir. Bu can bu bedende olduðu sürece Reis’imizin ve davamýzýn emrindeyiz.

***

Bir Tibet özdeyiþi þöyledir: "Parmaklarým ay'ý gösterirken, aptallar parmaklarýma bakar." Ben parmaklarýmý FETÖ’cü hainlerin ne kadar takiyyeci ve ne denli kendilerini gizlemekte mahir olduklarý gerçeði üzerine basýyorum, lakin ahmaklar gösterdiðim gerçeði görmezlikten gelip parmaklarýmla uðraþýyorlar.

Geçen Perþembe günkü yazýmda dediklerimin baþýna gelen bu oldu maalesef. Benim o yazýda dediðim þuydu:

-FETÖ’cüler o kadar kendilerini gizleyebiliyorlar ki, hatta sizden biri ve size de herkesten çok sadýk biri rolüne bürünebiliyorlar ki onlarý tespitte zorluk çekiyoruz. MÝT’in ve Genelkurmay Baþkanlýðýnýn darbeden haberlerinin olmamasý iþte bu gerçeklikle alakalýdýr. Darbeye kalkýþan FETÖ’cü isimlere herkesin þaþýrmasý “yok ya, o kiþi FETÖ’cü deðil, olamaz!” dediði hatýrlanýrsa ne dediðim anlaþýlýr. Benzer bir gaflete düþmememiz için dikkat çektiðim bu husus, o birileri tarafýndan “Mehmet Metiner MÝT Müsteþarý Fidan’ý ve eski Genelkurmay Baþkaný Akar’ý fena halde suçladý!” biçimine dönüþtürülebiliyor.

-Birileri bizi artýk darbe olmayacaðý fikrine inandýrdý. Muhtemelen FETÖ’cüler bilinçaltýmýza bunu yerleþtirdiler. Biz de kalkýp her yerde “Darbeler dönemi kapandý!” deyip durduk. O yüzdendir ki 15 Temmuz gecesi dahi darbe teþebbüsüyle karþý karþýya olduðumuza zor inandýk.

Ben o yazýmda “Artýk darbe olmaz!” fikrine inandýrýldýðýmýz için muvazzaf bir albayýn bir-iki bakanýmýza ve devletin baþka birimlerine taþýdýðý darbe giriþimiyle ilgili iddialarýn dikkate deðer bulunmadýðýný dile getirdim. Hangimize söylenseydi “deli saçmasý bunlar!” der geçerdik o tarihte. Bu ifadelerimden “Bazý Bakanlar veya devletin istihbarat birimleri darbeyi biliyordu!” sonucunu çýkartanlara bakýyorum, hepsi ya FETÖ’nün yurt dýþýna kaçan meþhur elemanlarý, ya da burada kalmýþ solcu kýlýklý ayaklarý...

Yaptýklarý ahlaksýzca bir algý operasyonu...

***

Perþembe günkü yazýmda bu konuya niye vurgu yapma gereði duydum açýklayayým.

Bugün de ayný þekilde inanmamýzý saðlamaya çalýþan bir güruh var. Þimdi de baþka birileri, yani FETÖ’den önce darbe yapan zihniyetin mensuplarý, “Artýk darbe dönemi tamamen bitti!” fikrini empoze etmeye çalýþýyorlar. Yaþanmýþlýklardan gerekli dersleri çýkarmazsak  yarýn benzeri tehditlerle karþý karþýya kalýrýz. FETÖ’cüler kripto unsurlarýyla içimize girip bizi yanlýþ istikametlere sevk edebilirler.

Ben böyle diyorum, o birileri nereye çekiyor!