Önceki gün öyle bir þey anlatýldý ki, bunlar hepten zývanadan çýkmýþlar. Cezaevindekilerden biri, kantin makbuzlarýný biriktiriyormuþ. “Bunlarýn hepsini kuruþu kuruþuna geri alacaðým” diyormuþ.
Yirmi gün önce, Ankara 4. Aðýr Ceza Mahkemesindeki Akýncý Üssü’ndeki eylemlere iliþkin davada bir olay yaþandý. Ankara Ýl Emniyet Müdürlüðü’ne F-16’dan atýlan bomba nedeniyle yaralanan polis memuru; “Pensilvanya’daki vatan haini Fetullah Gülen baþta olmak üzere bütün darbe sanýklarýndan þikâyetçiyim” dedi. Sanýklarýn bazýlarýndan derhal itiraz geldi: “Hakaret ediliyor…”
Yine iki hafta önce Tokat’taki yargýlamada, meslekten ihraç edilen eski emniyet amiri, adliye giriþinde polisleri tehdit etti: “Bekleyin eski günler gelecek, bunlarýn hesabý sorulacak…”
Türkiye sathýnda, bilenler/duyanlar þahittir ki, FETÖ’cüler pervasýzca ve bir yerlerden güvence almýþçasýna “geri geliyoruz, devletten tazminatlar kazanacaðýz, yine biz söz sahibi olacaðýz” diye atýp tutuyorlar.
Tamam, bunlar hiç piþmanlýk duymuyorlar. Verdiðimiz 251 þehidimiz, 2 bin 193 gazimiz bunlarýn dünyasýnda yok. Tamam, akýllanmayacaklar, sanki hiçbir þey olmamýþ gibi, sanki binlerce mahrem imam, 30 yýldan beri silahlý kuvvetler içerisinde sinsice yetiþtirilen binlerce darbeci, yargýdaki binlerce hâkim/savcý, Fetullah Gülen’in sinsice yetiþtirdiði hainler deðilmiþ gibi davranýyorlar. Ama onlarý ümitlendiren nedenler var.
Birincisi, Cumhuriyet Halk Partisi. CHP Genel Baþkaný Kýlýçdaroðlu, 15 Temmuz ihanetini “kontrollü darbe” algýsýna çevirmek için harekete geçen Pensilvanya’daki elebaþýnýn siyasetteki hoparlörü oldu.
CHP eski milletvekili, Dursun Çiçek, geçenlerde FETÖ’cüleri çok ümitlendirdi. Bir TV kanalýnda; “Hâkim ve savcýlarla, baþsavcýlarla görüþüyoruz. Siyasetçiler bunlarý iktidardan indirsin, bakýn biz onlarý nasýl yargýlýyoruz, göreceksiniz” diye konuþtu.
Pensilvanya için Kýlýçdaroðlu projesi devam ediyor. Ve 31 Mart’taki yerel seçimler FETÖ için hayat memat meselesi. Ýstanbul ve Ankara’nýn AK Parti’den alýnmasý rüyalarý görüyorlar.
FETÖ’cüleri ümitlendiren ikinci neden, baþta ABD ve Almanya olmak üzere Batý’nýn bu örgüte sahiplenmesidir. Avrupa’da FETÖ’cüler el üstünde tutuluyor. Firari savcýlara devlet korumasý saðlanýyor. ABD’nin Gülen’in iadesi konusunda kýlýný kýpýrdatmadýðý görülüyor.
FETÖ’cülerin PKK ile birlikte asýl ümidi, Washington’un Suriye üzerinden Türkiye’ye oyun oynamasýdýr.
Dolar/kur üzerinden yürütülen ekonomik saldýrý, onlarý daha bir heyecanlandýrýyor. Bu saldýrýya Suriye üzerinden yürütülecek operasyon kadar ümit baðlýyorlar.
Þer cephesi þöyle bir tablo bekliyor: Türkiye Suriye’de köþeye sýkýþtýrýlýrken, ekonomik kriz, bir kaosu tetikleyecek. Yerel seçimlerde de AK Parti tökezletilirse FETÖ geri gelecek…
Bir de iç sebep var. FETÖ’cüler, Fetullah Gülen’e “kâinat imamý”, “beklenen salih zat” diye tapar hale geldiler.
Gülen “geliyoruz, eskisinden daha iyi olacak” diye haber gönderdikçe bunlar kendilerinden geçiyorlar…
Öyle ki, FETÖ elebaþýnýn þu sözlerine bile itiraz edemeyecek kadar Gülen’e tapýyorlar. 20 Aðustos 2016’da Pensilvanya’daki konuþmasýnda Gülen, “Haçlý’nýn ülkenizi iþgal etmesi çok tehlikeli deðildir. Çünkü sizinle onlar arasýnda kýrmýzýçizgiler vardýr. Bir kere onlar sizin kadýnýnýza kýzýnýza iliþmezler. Ýliþmemiþ Haçlýlar...”
Bir Müslüman bu sözleri duyunca Gülen’in yanýnda durur mu? Onun dediklerini taparcasýna yerine getirir mi?
Ben milletin dediðini bir daha hatýrlatayým: Gelecekleri varsa görecekleri var…
