FETO-DAEÞ-PKK! Alfabenin bütün harfleriyle saldýrýyorlar!

Cumhurbaþkaný Erdoðan “Topunuz gelin” demiþti... 

Rezil darbe giriþiminden sonra topu birden gelmeye baþladý.

FETO’süyle, PDY’siyle, DAEÞ’iyle, PKK’sýyla, YPG’siyle, alfabenin bütün harfleriyle saldýrýyorlar ve otuz yýldýr sistematik olarak Kürt, Türk, Laz, Çerkez, Pomak, Boþnak, Manav, Roman öldürüyorlar.

Düðün dinlemeden, Ramazan dinlemeden, Bayram dinlemeden...

Kadýn dinlemeden, çocuk dinlemeden, yaþlý dinlemeden...

Bizi “öldürerek” tüketeceklerini sanýyorlar.

Bizi “tüketemeyeceklerini”, her saldýrýdan “kazanarak” ve daha da güçlenmiþ olarak çýktýðýmýzý görünce kuduruyorlar.

FETÖ’nün Ýsrail’de mukim köpeði, darbe gecesi, “Sokaklara dökülmeyin, direnmeyin, darbecilerle pazarlýða oturun; bakýn darbeciler harekete geçmek için borsanýn kapanmasýný beklediler, kapitalist olgunluk gösterdiler, bu olgunluða uygun davranýn” demiþti.

Kürt’üyle, Türk’üyle, Laz’ýyla, Çerkez’iyle, Pomak’ýyla, Boþnak’ýyla, Manav’ýyla, Roman’ýyla sokaklara döküldük, bizi yok etmek isteyenlere esaslý bir ders verdik, “kardeþliðimizi” pekiþtirdik.

Bundan sonra kim “Ama...” derse, bombacýnýn kardeþidir.

Bundan sonra kim “Ama Erdoðan, ama otoriterleþiyoruz, ama içe kapanýyoruz, ama Avrupa kýzýyor, Ama Amerika’ya ayýp oluyor” derse, bombacýnýn kardeþi ve ta kendisidir.

Terör ne iþe yarar?

Terör, sadece “terör” müdür?

Sadece öldürmeyi, korkutmayý, yýldýrmayý mý hedeflemektedir?

Ýstihbarat uzmanlarýný izleyerek þu cevabý verebiliriz:

Evet, terör, “terörist” olarak adlandýrýlan kiþilerin baþvurduðu bir “kendi ifade etme yöntemi”, bir siyasal mesaj aracýdýr ve bazen öldürmeyi, korkutmayý, yýldýrmayý hedeflemektedir ama sadece bu deðildir.

Terör bir alýþveriþtir.

Bir ticarettir.

Getirisi de, bu enstrümaný kullanan/kullanabilen ülkeler açýsýndan oldukça yüksektir...

Terör örgütlerinin, “tek baþýna” ve “yalýtýlmýþ” yapýlar olduðunu düþünürüz. Oysa bu tür örgütlerin tek baþýna yaþama þanslarý yoktur. Her zaman bir muharrik güce, bir desteðe, bir manipülasyon iklimine, daha çok bir “patron”a ihtiyaç duyarlar ve esasýnda ayakta kalmalarý buna baðlýdýr.

Hiçbir terör örgütü, merkezî ve düzenleyici iradeden (yani devletten, devletin istihbarat odaklarýndan) baðýmsýz deðildir. Çünkü devlet(ler), her zaman bu tür örgütlerin (buna silah ve uyuþturucu kaçakçýlýðý örgütleri de dâhildir) her zaman bir adým önündedir.

Bu örgütler iþlevseldirler, hemen ortadan kaldýrýlmazlar, ticari bir enstrüman olarak saklý tutulurlar, kâr etmiyorsa kapatýlýrlar; “Kýzýl Tugaylar” ve “17 Kasým” örneklerinde olduðu gibi. (Onlar kapatýlýr, El Kaide, DAEÞ, FETÖ, PKK sahne alýr.)

Rahmetli Mahir Kaynak þöyle diyordu: “Terör konusundaki temel yanýlgý, terör örgütlerinin devletlerden baðýmsýz, onlarýn dýþýnda ve karþýsýndaki birtakým örgütlenmeler olduðunun kabul edilmesidir. Oysa çok güçlü ve profesyonel devlet yapýlanmalarýnýn karþýsýnda, bir avuç insanýn sýnýrlý kaynaklarla kurduklarý örgütlerin yaþama þansý hiç yoktur. Ýþin gerçeði terör örgütlerinin devletler ve onlarýn organlarý tarafýndan kullanýlmasýdýr. Yani terörist meþru yapýnýn karþýsýnda deðil onun emrinde ve hizmetindeki olan yapýlardýr. Terör, toplumu ve ülkeyi yönetenleri belli bir yöne sevk etmek için yapýlan eylemlerdir ve eylem buna göre kurgulanýr. Yani bulduðunuz her ipucu bulmanýz istenendir ve vardýðýnýz her sonuç beklenendir. Eðer olayýn dinci bir grup tarafýndan yapýldýðý izlenimi verilmek istenmiþse yürüyeceðiniz yollara buna uygun deliller serpiþtirilir ve siz o izleri takip ederek eylemi planlayanlarýn istediði yere varýrsýnýz.”

Terör, sadece ticarî bir enstrüman da deðildir.

Bir “düþünce sistematiði”dir ayný zamanda.

Bir “felsefe”dir...

Ýþini bilen ülkeler (ABD örneðinde olduðu gibi), geçmiþte, bu felsefeyi ihraç ederek çok büyük paralar kazandýlar. Ve hâlâ kazanmak istiyorlar.

Dolayýsýyla, bir yerde terör varsa, arkasýnda birtakým talepler ve beklentiler vardýr.