7 Haziran seçimleri öncesinde paralel yapýnýn en yoðun þekilde örgütlendiði Maliye Bakanlýðý, Ýçiþleri Bakanlýðý, Çalýþma ve Sosyal Güvenlik Bakanlýðý, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlýðý, Emniyet Genel Müdürlüðü, Sosyal Güvenlik Kurumu, KOSGEB gibi kurumlardaki yanlýþ uygulamalar seçim sonuçlarýnýn doðrudan etkilenmesi hedeflenmiþ ve vatandaþlar dört koldan baský altýna alýnmýþtý.
Özellikle geçmiþ 2015 yýlýnda seçim öncesinde FETÖ’cü bürokratlar eliyle devreye alýnan 65 yaþ ve engelli aylýðýnda yaþanan sorunlar, haksýz ve hukuksuz bir þekilde Maliye-SGK-Çalýþma Bakanlýðý-Trafik-Belediye gibi çeþitli kurumlarca uygulanan cezalar, Okul Aile Birliklerinden SGK prim teþviklerinin iadesinin istenmesi, 550 bin Bað-Kur’luya 3 bin TL ile 30 bin TL arasýnda deðiþen geriye dönük cezalar uygulanmasý, ecri misillerin yüksek tutarda belirlenerek seçim öncesi teblið edilmesi, kamu kurumlarýnýn denetimlerinin gereksiz yere yoðunlaþtýrýlarak vatandaþlar ve esnafýn tedirgin edilmesi vatandaþlarý küstürmüþtü.
Yine ayný þekilde þimdilerde de baþta haksýz-hukuksuz cezalar, abartýlý ve baskýcý denetimler, araçlarda cam filmi ve MTV artýþý (Cumhurbaþkanýmýz el koydu ve düzeltildi), gelir vergisi diliminin (yüzde 27’den 30’a) artýrýlmasý (Cumhurbaþkanýmýz el koydu vazgeçildi), Adýyaman üzerinden tütün konusunun kaþýnmasý ve provokasyonlar hep yeni senaryolarýn devreye alýndýðýný iþaret ediyor. Bir yandan yurtdýþýnda yaþanan geliþmeler, öbür yandan ana muhalefet CHP baþkaný sayýn Kemal Kýlýçdaroðlu’nun FETÖ’kopi belgelerle mesnetsiz, hesapsýz, kitapsýz iftiralarda bulunmasý düðmeye basýldýðýný gösteriyor.
Þimdilerde buna benzer olaylarýn giderek artmasý vatandaþlarýmýzda “acaba!” endiþelerine neden oluyor.
Kumpas’ta ilk plan
Geçtimiz günlerde NATO’nun Norveç’te düzenlediði “Trident Javelin-2017” tatbikatýnda kurucu Cumhurbaþkanýmýz Mustafa Kemal Atatürk’e düþman liderler arasýnda yer verilmesinin ve Cumhurbaþkaný Tayyip Erdoðan’ýn da sahte bir hesap kullanýlarak “düþman ile iþbirliði içerisinde” gösterilmesi ülkemizin karþý karþýya kaldýðý tehlikeyi bütün açýklýðýyla gösteriyor.
NATO’daki skandalý ortaya çýkaran Binbaþý Ebru Nilhan Bozkurt’un adýný duymayan kalmadý sanýrým. Devletin gizli belgelerini elde ettiði ve casusluk iddiasý ile FETÖ’cülerin “Askerî Casusluk ve Þantaj Dâvâsý”nda sanýk yapýlmýþ, toplam 5 yýl 10 ay hapis cezasýna çarptýrýlmýþtý.
Ýzmir’de “Askeri Casusluk” kumpasýndaki usulsüzlükler ile bazý bilgilerin sýzdýrýlmasýna dair iddianamede Deniz Kuvvetleri Komutanlýðýndaki bazý personelden sorumlu “abi” olan ancak daha sonra örgütten ayrýlan “Ateþ”kod adlý gizli tanýk “2010-2011 yýllarýnda askeri casusluk ile ilgili yapýlan ilk planýn Ankara’da Çalýþma ve Sosyal Güvenlik Bakanlýðýnda yapýlan bir toplantýda planlandýðý, bu planýn da bakanlýkta görevli üst düzey bürokrat ……. tarafýndan gizlice kayýt altýna alýndýðý” yer alýyor. Peki “Askeri Casusluk” kumpasýndaki Çalýþma ve Sosyal Güvenlik Bakanlýðý üst bürokratýna ne oldu? Bu kumpasla yüzlerce hayatý karartan ve halen Çalýþma ve Sosyal Güvenlik Bakanlýðýnda devlet memurluðuna devam eden bürokratlara neden hesap sorulmuyor? Çalýþma Bakanlýðýnda bankamatik memurlarý kim koruyor?
Kimler haketmeden
üst görevlere gelmiþ?
Kripto FETÖ’cüler her ne kadar kendilerini gizlemiþ olsalar da, göreve giriþ, hýzlý yükselme, bolca takdirname, maaþ ikramiyesi ile taltif ödülü önemli bir kriterdir.
Gazeteniz STAR’da “SGK’nýn kayýp kamyonlarý” haberleri yapýlýrken buna sebebiyet veren bürokratlar formalite sýnavlarla yurtdýþý göreve atanacaktý? Bakanlýklarýn yurtdýþý temsilciliklerine kimler, hangi kriterlerle gönderilmiþ, hangi iliþkileri bu görevlere atanma nedeni olmuþ. Mutlaka yurtdýþý görevde bulunan bürokratlar merkeze alýnarak yeniden deðerlendirmeye tabi tutulmalýdýr.
FETÖ’baþýnýn altýn nesil dediði mankurtlarýný kurtarmak için yýlanla bile gerdeðe girecek FETÖ’baþýnýn bazý siyasi partilerle yakýn temasta olduðu, bunlarýn ÝP’iyle mankurtlarýný kurtarmak istediði apaçýk görülüyor.
Mankurtlaþmýþ ve ömrünü bir acuzeye heba etmiþ, umutlarýný FETÖ’baþýnýn rüyalarýna baðlayanlara bu seferki tepkinin 15 Temmuz’daki gibi olmayacaðýný, kendilerini vatandaþýn elinden kimsenin kurtaramayacaðýný belirtmemiz lazým.