FETÖ’nün asıl siyasi ayağı Pensilvanya imalatı genel başkandır

Belli ki "siyasi ayak" bahsini CHP gündemden düşürmeyecek.

"Siyasi ayak"la kastedilen nedir?

Sıralayalım...

Bir: FETÖ'nün baş, partinin de ayak olarak işlev görmesi hali.

İki: Başı FETÖ'ye bağlı ama ayaklarıyla partilerde bulunma hali.

Üç: Doğrudan FETÖ'ye bağlı olmamakla beraber, FETÖ'nün amaçları doğrultusunda siyaset yapıp yürüme hali veya ortak düşmana karşı FETÖ'nün aklıyla ve ağzıyla mücadele yürütme hali.

Dört: İçlerinde FETÖ'nün siyasi ayaklarının olduğunu bildiği halde hâlâ onlarla yol yürüme hali. Veya FETÖ unsurlarıyla bilerek işbirliği yapma hali.

"Siyasi ayak" bahsinde hangi partilerin bu sıraladığım kriterlerin hangisine denk düştüğüne bakalım ki "FETÖ'nün siyasi ayağı" bahsi netlik kazansın.

***

Birinci, üçüncü ve dördüncü seçenek hiçbir zaman AK Parti için geçerli değil.

Reis'in olduğu bir partide FETÖ'nün baş olma veya siyaset belirleme gücü zaten olamazdı.

Reis'in liderliğini bilen bilir.

O yüzden bu bahiste uzun boylu konuşmayı bile zaid addederim.

AK Parti için bir tek ikinci seçenek söz konusudur.

17/25 Aralık sürecine kadar başı FETÖ'ye bağlı ama ayaklarıyla AK Parti'de olanlar vardı.

Onlar 17/25 Aralık sürecinden sonra milletvekilliğinden istifa edip gittiler.

Partinin hangi kademesinde yer almış olurlarsa olsunlar FETÖ'cü unsurlar sökülüp atıldılar.

Devlet makamlarındaki FETÖ'cülerin kökü kazılmaya başlandı.

AK Parti 17/25 Aralık'tan itibaren başladığı kökünden kazıma operasyonunu, 15 Temmuz'dan sonra daha geniş kapsamlı bir biçimde sürdürüyor.

Dolayısıyla "FETÖ 'nün siyasi ayağı" bahsinde AK Parti'nin eleştirilecek tek yanı, kendini çok iyi gizlemesini bilen bu takiyyeci hain örgüte "hizmet hareketi" olarak bilindiği dönemde sağladığı katkıdır.

Bu süreçte FETÖ'cülerin il başkanı, belediye başkanı, milletvekili vb. düzeylerde AK Parti'de bulunması, AK Parti'yi "FETÖ'nün siyasi ayağı" yapmaz asla.

MHP için de bu dediklerim geçerli.

MHP liderliği, Pensilvanya'nın parti içindeki ayaklarıyla partiyi ele geçirmeyi hesapladığını anladığı andan itibaren bu siyasi ayakları tasfiye yoluna gitmiştir.

Öncesinde de Sayın Bahçeli MHP'yi Pensilvanya çizgisine çekmek isteyen unsurlara geçit vermemiş ve hiçbir şekilde FETÖ ile işbirliğine sıcak bakmamıştır.

***

CHP'ye gelince...

Kılıçdaroğlu CHP'si her dört seçenekten izler taşıyan bir partiye dönüşmüş durumda.

Kılıçdaroğlu'nun Pensilvanya imalatı bir operasyonla CHP'nin başına getirilmesi, CHP için bir milattır.

O güne kadar F tipi diyerek kökünü kazıyacağını söylediği bu örgütle 17/25 Aralık sürecinden sonra daha aleni ve somut bir biçimde geliştirdiği diyalog ve işbirliği, Kılıçdaroğlu CHP'sini giderek siyasi ayak konumuna düşürmüştür.

Organik olarak FETÖ'yü baş olarak görmemekle beraber, FETÖ'nün aklıyla ve FETÖ'nün amaçları doğrultusunda siyaset üretip yol yürüyen Kılıçdaroğlu'nun "ortak düşman"a (Erdoğan'a) karşı FETÖ'cü beyinlerle nasıl fiilen çalışmaya başladığı biliniyor.

Dahası, FETÖ'nün sağladığı tapeler üzerinden siyaset yapan Kılıçdaroğlu'nun tam da FETÖ'nün kökünün kazınmak istendiği bir süreçte FETÖ'cü ayaklarla iş tutmaya başlaması, onların siyasi, ekonomik ve sosyal güçleri üzerinden siyasi sonuçlar devşirmeye kalkışması gerçekte CHP'yi sadece FETÖ'nün siyasi ayağı değil aynı zamanda "siyasi üssü" kılmıştır.

FETÖ yeni bir parti kursaydı Kılıçdaroğlu CHP'sinin kendisine sağladığı faydayı devşiremezdi.

CHP'nin Meclis grubu içindeki FETÖ muhibbi ve destekçisi milletvekillerini anmaya gerek yok sanırım.

Kılıçdaroğlu'nun içerde olan FETÖ'cü baş danışmanlarına değinmeye gerek var mı?

15 Temmuz'dan sonra FETÖ'nün yayın organlarına, bankasına, şirketlerine ve azılı elemanlarına dokunulduğunda Kılıçdaroğlu'nun o malum milletvekillerinin nasıl onların yanına koştuklarını ve onların yanında saf tuttuklarını gördük.

Kılıçdaroğlu'nun hâlâ "mağduriyet edebiyatı" üzerinden yaptığı şey, FETÖ'cülerin korunup kullanmasından öte bir anlama sahip değildir.

Söylenecek laf çok bu bahiste.

Biz kendi hatalarımızla ve yanlışlarımızla yüreklice yüzleştik ve hesaplaştık.

Hesaplaşmaya da devam ediyoruz.

Yalnız Kılıçdaroğlu'nun nasıl bir ayak olduğu ortada.

Baksanıza ne yüzleşmeye ne de hesaplaşmaya yanaşıyor.

Tam tersine FETÖ'nün aklıyla siyaset üretiyor ve ağzıyla konuşmaya devam ediyor.

"Kontrollü darbe" söylemi gibi.

O yüzden CHP, "FETÖ'nün siyasi ayağı" bahsinde konuşurken bin düşünmelidir.