FETÖ’nün siyasi ayaðý

FETÖ’nün siyasi ayaðý üzerine çok laf edilince bir yazý yazayým dedim. Fakat 18 Temmuz 2017 tarihinde bu köþede yayýnlanan yazýmý görünce yeni þeyler yazmaya gerek olmadýðý kanaatine vardým. Ýþte o yazým: 

Þimdi birileri ikide bir ‘FETÖ’nün siyasi ayaðý açýklanmalý’ diyerek güya iktidar partisini töhmet atýnda býrakmaya çalýþýyorlar. 

Bu töhmetlerini de iktidar partisinin ülke vatandaþlarýnýn tamamýna davrandýðý gibi cemaat mensuplarýna da yasal çerçevede yardýmcý olmasýna dayandýrýyorlar. 

Her parti, vatandaþýn cemaatine, ýrkýna, diline, dinine ve kýyafetine bakmadan oyunu almak için hukuk içinde çalýþmalar yapar. 

CHP çarþaflýlara rozet takarken hangi siyasi taktiði uygulamýþsa, iktidar partisi her kesime ayný taktiði uygulamýþtýr.

***

Ýktidar partisinin, hizmet diye anýlan sonra FETÖ’ye dönüþen cemaat fertleriyle iliþkisi de her TC vatandaþýyla iliþkisiyle aynýdýr. 

Ne istediler de vermedik’ söylemi sadece onlar için deðil bütün vatandaþlar için geçerli bir söylemdir. 

Ýktidar partisi hukuk içinde bütün vatandaþlarýna hizmet etmeyi baþardýðý için 15 senedir iktidardadýr. 

Malum cemaatin terör örgütüne dönüþtüðü anlaþýldýðýnda ise bu kesime en büyük tepkiyi iktidar partisi vermiþtir. 

Ve hem parti hem devlet kademelerinde onlara karþý hukuk içinde mücadele etmiþtir.

***

FETÖ’nün küresel güçlerin piyonu olduðu Mavi Marmara baskýnýndan ve bilhassa Erdoðan’ýn o meþhur ‘one minute’ çýkýþýndan sonra açýða çýkmýþtýr. 

Cemaat o tarihten sonra iktidar partisine cephe almýþ ve hükümetin karþýsýna geçmiþtir. 

Nitekim cemaatin yan kuruluþu olan Gazeteciler ve Yazarlar Vakfý Baþkaný Mustafa Yeþil 17/25 Aralýk’tan sonra, 2011'den beri hükümete cephe aldýklarýný açýkça itiraf etmiþtir. 

Hükümet de bunun farkýndadýr. Özellikle MÝT müsteþarýný tutuklama teþebbüsünde cemaatin ihaneti belirginleþtiði için hükümet bu kesime karþý tedbirli davranmaya baþlamýþtýr.

***

Hele açýk bir darbe teþebbüsü olan 17/25 Aralýk’tan sonra iktidar partisi bu cemaate karþý tabir caizse savaþ açmýþtýr. 

Ýktidar bu cemaat mensuplarýyla yine hukuk içinde kalarak mücadele etmiþ, devlet içinde önemli görevlerde bulunanlar hakkýnda yeterli delil bulunca iþlem yapmýþ, delil bulamadýklarýný da pasif görevlere vererek bu cemaate karþý mücadelesini sürdürmüþtür. 

Eski baþbakanlardan biri, darbe araþtýrma komisyonuna verdiði ifadede -ki Tarihe Kayýtlar diye kitap halinde de yayýnlanmýþtýr- bu cemaatle o zamandan beri nasýl mücadele edildiðini ve ne gibi tedbirler alýndýðýný çok açýk ve net bir þekilde anlatmýþtýr.

***

17/25 Aralýk’tan sonra -cumhurbaþkanlýðý seçimini saymazsak- iki önemli seçim yapýlmýþ ve iktidar partisi bu cemaatle iliþkisinden þüphelendiði kimseleri bile aday göstermemiþtir

Mücadele halinde olduðu cemaat mensuplarýný nasýl gösterebilirdi ki? 

Dolayýsýyla FETÖ’nün siyasi ayaðýný iktidar partisinde aramak Nasreddin Hoca’nýn karanlýk odada kaybettiði iðneyi bahçede aramasý gibi akýl dýþý bir arayýþtýr

Ayný durum MHP için de geçerlidir.

***

Eðer FETÖ için siyasi ayak aranacaksa geriye iki parti kalýyor. CHP ve HDP.

Önceki yazýmda iþaret ettiðim gibi takip ettiði politikalarla CHP -kasten veya sehven- FETÖ’ye açýkça hizmet etmektedir.

HDP de ona destek vermektedir!

CHP, bu örgütten giden tapeleri sahiplenip meclis kürsüsünde okuyarak, teröristleri savunarak, kontrollü darbe diyerek, OHAL’in kaldýrýlmasýný isteyerek ve de adalet mottosunu kullanarak hem FETÖ hem PKK teröristlerini yüreklendirmektedir. 

FETÖ ve yandaþlarý CHP’yi bu giriþimleri için alkýþlayýp desteklerken FETÖ’nün siyasi ayaðýný iktidar partisinde mi aramak gerekir? 

Yoksa iþgal ettiði mevkii FETÖ’ye borçlu olanlarýn partisinde mi?