Bu ülkede asker içindeki cuntalar 27 Mayýs 1960, 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980 darbelerini yaptýlar. Ýnsanlar tutuklandý, mesleklerinden oldu, idam edilen baþbakan ve iki bakan oldu, cezaevlerinde iþkencelerden ölenler, asýlan geçler oldu. Daha sonra 28 Þubatlar, 27 Nisan müdahaleleri oldu. Bunlarýn hiçbirinde, 15 Temmuz darbe giriþimindeki gibi doðrudan insanýmýza, masum vatandaþlara yönelik bombalama, kurþunlama, tanklarla ezme gibi bir vahþet sergilenmedi. Düþünebiliyor musunuz bir savaþ uçaðýmýzdaki üniformalý terörist, Gölbaþý Özel Harekat Daire Baþkanlýðý’ný bombaladý, 48 polisimiz þehit oldu.
15 Temmuz’a giden ihanet yolunda asýl darbe 2010’daki HSYK seçimleridir. Sonradan anlaþýldý ki, F. Gülen bu yeni HSYK’nýn 22 üyesi içine kendisine baðlý 13 kiþi yerleþtirmiþ. Bu HSYK, Yargýtay’a 160, Danýþtay’a 51 yeni üye seçti. Yukarýdan aþaðýya yüksek yargý (buna askeri tarafý da dâhil ediniz) adýna þimdi FETÖ dediðimiz terör örgütünün eline geçmiþ oldu. Bu öylesine bir darbeydi ki, TSK’nýn eski genelkurmay baþkanýndan, emekli kuvvet komutanlarýndan muvazzaf subaylarýna kadar herkese dokunuldu, cezaevlerine konuldu. Askeri darbelerin hiçbirinde yaþanmayan korku havasý estirildi.
Türkiye’nin en büyük iþadamlarý, hiçbir askeri darbe döneminde korkmadýklarý halde, FETÖ’nün HSYK darbesinden sonra tiril tiril titrediler. Sadece iþadamlarý deðil, medya patronlarý, sanatçýlar, yazarlar, gazete yöneticileri, FETÖ korku imparatorluðu tarafýndan adeta köleleþtirildiler. Telefon dinlemeleri, gizli kayýtlar hep yargý cuntasýnýn güvencesi, korumasý altýnda yapýldý.
13 Ekim 2014’teki son HSYK seçiminden sonra bu kurum FETÖ’nün kontrolünden kurtarýldý. Buna raðmen F. Gülen son kozunu oynayarak TSK içindeki teröristler eliyle 15 Temmuz darbe giriþimine kalkýþtý. TSK ve yargýdaki kripto FETÖ’cülerin halen varlýklarýný devam ettirdiði þüphesi ise bitmedi.
Geçen hafta HSYK üyeliði yapmýþ üç kiþiden ilk defa F. Gülen ile 15 Temmuz darbe hazýrlýðý ile irtibatlarý açýklayan itiraflar geldi. Bu itiraflar, Genelkurmay Baþkaný Akar’ýn, “beni F. Gülen ile görüþtürmek istediler” açýklamasýndan çok daha kuvvetli, esaslý belgelerdir.
2010’da oluþturulan HSYK’nýn Baþkanvekili Ahmet Hamsici, 2014’taki HSYK’nýn üyeleri olup ihraç edilip tutuklanan Kerim Tosun ve Mustafa Kemal Özçelik’in itiraflarý özetle þöyle (Üçü de itiraflarý üzerine tahliye edildiler):
2011’deki yeni Yargýtay ve Danýþtay üyeleri bir ev toplantýsýnda isim isim belirleniyor. Cemaatten seçileceklerin sayýsý Pensilvanya’ya telefon edilerek F. Gülen’e soruluyor ve “140’tan aþaðý olmaz” talimatýný alýyorlar. Seçim sonucunda belirlenen 107 kiþi aynen Yargýtay üyeliðine seçiliyor. Danýþtay’a ise Gülen’in belirlediði tüm adaylar seçiliyor.
7 Þubat 2012’de MÝT Müsteþarýnýn ifadeye çaðýrýlmasý, Ocak 2014’te MÝT TIR’larýnýn durdurulmasý ihanetlerinin ikisinin de F. Gülen’in talimatý ile yapýldýðýný söylüyorlar. (Hamsici, MÝT Müsteþarý Hakan Fidan üzerinden, barýþ sürecinin baltalanmak gayesinin güdüldüðünü anladýðýný belirtiyor.)
Kendilerini liberal bildiðimiz, gerçekten yargýnýn baðýmsýzlýðýný ve tarafsýzlýðýný istediklerini zannettiðimiz nice aydýn-yazar-gazeteci, FETÖ’nün bu HSYK darbesini, yargýyý ele geçirmesini hep görmezden geldiler. Kimi çok akýllý yazarlarýn, “dinlemeleri yabancý istihbaratçýlar yapmýþtýr” gibisinden, “iktidar yargýyý ele geçiriyor” üfürmeleri ile F. Gülen kollamasý yaptýlar. Bunun tek sebebi, Erdoðan düþmanlýðý idi.
15 Temmuz’a raðmen bunlar hala ciddi bir piþmanlýk, bir özür beyan etmiyorlar. Neden?