FETÖ’nün Yeni Asya ayaðý

17 Aralýk darbe giriþiminden bu yana sistematik olarak millet düþmanlýðý yapan Yeni Asya, 15 Temmuz ihanetine raðmen hâlâ ve de ýsrarla pozisyon güncellemiyor.. Ve enteresan biçimde yargý Yeni Asya’ya dokunmuyor.. FETÖ medyasýný aratmayan manþetleriyle, kenardan millete parmak sallamaya devam ediyor.. Peki bu Yeni Asya, gücünü nereden alýyor?.. 

Terör destekçisi bu gazetenin kadýnlar günü karikatürünü gördünüz, deðil mi?.. “Þefkat Kahramanlarý”ymýþ.. Kimse sormayacak mý, “.. arkadaþ kim bu þefkat kahramanlarý?..” diye..  Milletin evine bombalar yaðdýran, vatan evlâtlarýnýn bedenlerini tanklar altýnda paramparça edenlerden mi söz ediyorsunuz?..  “Þefkat Kahramanlarý”ymýþ.. Katil sürüsü bunlar be, ne þafkati!.. Yeni Asya FETÖ baðlantýsýný belgesiyle ortaya koyan meslek büyüðümüz Ahmet Kekeç, bunlarý iki yazýyla nakavt etmiþti zaten biliyorsunuz.. Kazým Güleçyüz, Ahmet Kekeç’in saptamalarý karþýsýnda dükkaný kapatýp gitmek yerine kuyruðunu kaptýrdýðý FETÖ’nün aðzýyla cevap vermeye çalýþmýþ, konuþtukça daha da dibe batmýþtý… Üzerinden dört ay geçtiði halde, bu FETÖ artýðý iþbirlikçiler hâlâ daha nasýl operasyon çekmeye çalýþabiliyorlar baþlarý derde girmeden, merak ediyorum…

 

BBP’nin 'Evet'i

Büyük Birlik Partisi de karar verdi.. Doðru ya da yanlýþ.. Önemli olan duruþ sergilemek, karar vermek, tavýr ortaya koymaktý.. Dershaneler sürecinden beri BBP’yi en fazla eleþtirdiðim nokta hep bu oldu.. Yýllardýr tanýdýðým, bir politik kimlik olarak saygý duyduðum, dost olarak da çok özel anlarý paylaþtýðýmýz BBP’nin genel baþkaný Sayýn Mustafa Destici’ye hep ayný eleþtiriyi yaptým.. “.. bir karar verin..” dedim..  Varsýn bu kararýnýz yanlýþ olsun.. Önemli olan kimliðin muhafazasýdýr.. BBP sanki “hayýr” derse Ak Parti’nin tezleri çökecek ya da “evet” derse düzenleme “eze eze” geçecek deðil ya..  Kimliktir bu.. Partinin duruþudur.. Haydi hayýrlýsý..

Parti içi demokrasi palavrasý


MHP’de dört isim ihraç edildi dün.. Aralarýnda mahkeme kararýyla partiye dönen Sinan Oðan da var.. Verilen kavga; “farklý seslere tahammülsüzlük” olarak anlatýlýyor.. Benzer bir tablo þimdilerde BBP’de de ortaya çýkmaya baþladý.. Her seferinde benzer tartýþmalarýn olduðu muhakkak.. Ak Parti’de de oluyor, CHP’de de.. Ve benzer neticeler çýkýyor ortaya.. Ýhraç, istifa.. Sonra da kýyameti kopartýyorlar.. Deðerli dostlar, ‘parti’ dediðimiz yapý bir çatý birliktelik oluþumudur.. Bir siyaseti vardýr, fikri, ideolojisi ama asýl önemlisi bir programý vardýr..
Buna uyan o partide yer bulur, uymayan kendi görüþüne uygun bir baþka partiye kayar.. Þimdi bir parti düþünün.. Üniter yapýnýn devamýný kýrmýzý çizgisi saymýþ.. Bu partinin bir mensubu çýkýp da, “partim ne derse desin ben federasyondan yanayým” diyecek olsa… Bu parti içi demokrasi deðil olsa olsa ahmaklýk olur.. Adama derler ki; “hemþehrim sen yanlýþ partiye gelmiþsin”.. Partilerde farklý görüþte insanlar olabilir.. Ancak bu farklý görüþ, mazrufa ait deðil.. Zarfa aittir.. Yol, usül, þekil, yöntem üzeredir farklý görüþ.. Esasa farklý pencereden bakamazsýnýz.. Ayný parti içinde olmaz… Haa þu olur… Misal veriyorum.. MHP’de biri çýkýp derse ki; “Devlet Bahçeli’nin resmi ile Binali Yýldýrým’ýn resmi ayný duvara asýlmasýn” bu anlaþýlabilir ve de tartýþýlýr.. Daha ilerisi olmaz..