FETÖ'yü besleyip büyüten Kemalizm...

Þerif Mardin'in imam-öðretmen karþýtlýðý üzerinden yaptýðý bir çevre-merkez okumasý var. "1950'den beri cumhuriyetçi ve halkçý öðretmen geride kaldý. Ýmamla rekabetinde öðretmen topluma iyi, güzel ve doðruyu eski sistem kadar iyi gösteremedi" diyor.  

Cumhuriyet tarihinin modernleþme-Batýlýlaþma serencamý kendi merkezini tahkim ederken çevrenin merkeze giriþine katý vize kurallarý getirdi. Çoðunluðu dini ve etnik kimliðe taalluk eden bu katý kurallar bir "Cumhuriyet eliti" ihdas etti ve bu kesim kendisini Cumhuriyet'in banisi, sahibi, muhafýzý addetti. Bu topraklarýn vatan olmasýný ve kalmasýný saðlayan iman ve ihlasý kuru bir laik vatandaþlýk tanýmýyla ikame edebileceðini sananlarýn toplumsal mühendislik çalýþmalarý gün geldi patladý. Patladýðý yerde Mardin, "Öðretmen imama yenildi" dedi. Oysa problem imamla öðretmenin birbiri karþýsýna konumlandýrýlmasýndaydý. Ýmamý karalarken öðretmeni yücelten mühendisliðin toplumda da kök salmasý istendi. "Pozitif bilimin aydýnlýðýna" inanmýþ Batýlý-modern öðretmenlerin yetiþtirdiði yeni nesil, hep kendini yenileyecek ve gün gelecek pozitivizmin ilk müminlerinin ortaya attýðý gibi akýl dinin yerini alacaktý. 

Þiþede durduðu gibi bünyede durmadýðýndan, toplumu fizik laboratuvarý zanneden bu tez çöktü. Dünyanýn her yerinde Ýslam, iddia edildiðinin aksine yaygýnlaþmaya devam ettiði gibi sürgit sömürü düzenine itirazýn simgesi olarak siyasal söylemleri de güçlendirdi. 

Mardin'in çevre merkez okumasýnda, çevreyi imam temsil ediyordu. "Mahalle baskýsý" baðlamýnda kullanýlan bu kavramlaþtýrmanýn eksik ve maksatlý olduðu doðru. Fakat burada üzerinde durmamýz gereken, toplumdaki karþýtlýklarýn nasýl kurulduðu, bugün üzerinde siyaset yaptýðýmýz sosyolojik fay hatlarýnýn nasýl döþendiði...   

*** 

Bir topluma yapýlabilecek en büyük kötülük; farklýlýklar kendi keyfiyetleriyle var olabilecekken onlarý siyasal fay hattýna çevirmek. 

Misal PKK ile amansýz mücadele edeceðini düþünebileceðiniz Yalçýn Küçük gibi bir adam HDP'yi kastederek "Kürtlerin milletvekillerinin kýzlarý mini etekli... Bizimle sorunlarý var. Ama Kemalist'tirler (...) Hiçbirinde türban yok... Hiçbirinin kafasýna ilkel þeyler koyamazsýnýz..." diyerek dinin toplumsal hayattaki yerini PKK siyasetinden daha tehlikeli bulabiliyor. 

Ülkeyi parçalamaya, Kürtleri Türkiye'nin bütününden koparmaya ve tüm Kürtleri terör örgütü PKK'ya savaþçý ve tabii kýlmaya çalýþan bir örgüt tehlike görülmezken demokratik yöntemlerle iktidara gelmiþ siyasi aktörler 'sakýncalý' olarak algýlanýyor. 

  

Atatürk'ten geçinenler  

Tüm bu kavramlarýn ve tutumlarýn iþaret ettiði temel þey, Ýslamofobi çünkü. Yerli Ýslamofobinin en büyük tezahürü ise yaþam tarzý üzerinden üretilen tahakkümcü küstahlýk ve bunu gizlemeye çalýþan "dini baský" iddialarý. 

Cumhurbaþkaný Erdoðan'dan nefret etmelerinin altýnda yatan sebep de bu; Tayyip Erdoðan onlarýn nazarýnda Ýslam'ý temsil ediyor. 

"Bira içse, dans etse Türkiye daha güzel bir yer olurdu." yorumlarýnýn, darbeyle ve ayaðýndan asýlmakla tehdit edilmesinin yahut konserine davet ettiði için Fazýl Say'ýn linç edilmesinin altýnda yatan asýl sebep Ýslamofobi.   

***  

Bir de tabii Ýslam'ýn karþýsýna Kemalizm'i koyan Atatürk'ün ticari meta olarak pazarlayanlar var... 

Yýlmaz Özdil gibi geçimini Kemalizm'den saðlayan Ýslamofobikler, toplumsal barýþ ve huzurun önündeki en büyük engel.  FETÖ'nün hayat bulduðu, beslendiði, büyüdüðü zemin tam da burasý iþte. Laiklik ve yaþam tarzý dayatmasý, kimliðini gizleme ve baþkasý gibi görünme siyasetine meþruluk saðladý. FETÖ'nün uzun yýllar kendini gizlemesini saðlayan takiyyeciliðin bedeli ise 15 Temmuz oldu. Geçimini Atatürk'ten saðlayanlarýn bize hediye ettiði Türkiye bu iþte.