Geçen gün toplantý yaparken “suçüstü” yakalandýlar. Sosyal medya üzerinden yapýlan paylaþýmlar FETÖ’nün kuyruðu dik tutma çerçevesinde toplantýlar ve “gaz verme seanslarý” düzenlediðini gösteriyor.
Bunlarýn bir kýsmý, muhtemeldir ki, himmet toplantýlarýdýr.
Bir taraftan para toplamaya, yani haraç mekanizmasýný iþletmeye devam ediyorlar...
Bu paralarýn “kaçaklar”ýn finansmanýnda kullanýldýðý tahmin etmek zor deðil.
Ekrem’i, Zekeriya’yý, Kerim’i, Albay Osman’ý daha iyi þartlarda yaþatmak için.
Fakat “ürkütücü” gerçek þu:
Bunak terörist iddialarýndan vazgeçmiþ deðil.
O kadar insanýn canýný yaktý, o kadar maðduriyet yarattý, senelerin birikimini bir çýrpýda harcadý ve baðlýlarýný düþülebilecek en zelil duruma düþürdü, hâlâ “kaos” ve “kargaþa” kovalýyor, hâlâ açýklamalarýyla beklenti yaratýyor...
Müridanda, “bir þekilde devreye girip iþleri rayýna koyacaðý” yönünde bir duygu uyandýrýyor.
Baðlýlarý da, çaresizce, heybeden çýkacak büyük turpu bekliyor.
Ýlk darbe giriþimi fiyaskoyla sonuçlanýnca, “Mart ayýnýn ortalarýný” iþaret etmiþlerdi. Þu an içeride bulunan bir yazarlarý, aldýðý sufleyle Erdoðan’a akýbet biçmiþti: “Mart ayýnýn ortasýnda her þey belli olacak, adaletin keskin kýlýcý inecek, bazý baþlar düþecek.”
Mart geçti, Nisan geçti, Mayýs geçti...
Heybeden sofistike bir “casusluk faaliyeti” çýkardýlar. MÝT TIR’larýna saldýrdýlar.
Bu “operasyon” kesmedi...
Üstelik kendilerini iyice kriminalize etmiþ, tasfiye operasyonunun hedefi haline getirmiþlerdi.
Derken, 15 Temmuz...
Darbeyi “imalarla”, “sembollerle”, “gazete reklâmlarýyla” duyurdular, FETÖ tabanýný diri tuttular.
Bu bilginin verdiði güvenle ekranlardan, sözcülerine, “Bu böyle gitmeyecek” açýklamalarý yaptýrdýlar.
Bu böyle gitmeyecekti... Ya “iç savaþýn kanlý cehenneminden geçecektik”, ya da “bize çok acýlar çektirecek büyük bir altüst oluþ” yaþayacaktýk ve kurtulacaktýk.
Mehmet Altan, “Göreceksiniz, olacak” diyordu.
Nazlý Ilýcak þarkýya türküye vurmuþ, “yine yeþillendi fýndýk dallarý” diye ünlüyordu.
Profesör Osman, “Akademisyen olacaðýma, þu süreçte Albay olsaydým... Daha çok hizmet ederdim” diye hayýflanýyordu.
Kaçak polis þefi, sosyal medya hesabýndan, “Türkiye’ye dönüþ tarihini” müjdeliyordu.
Bunak terörist de, “haki urba”sýný kuþanmýþ, rutin dýþý mesajýný veriyordu.
Fýndýk dallarý yeþillenemedi.
Halk duruma el koydu, rezil darbe giriþimini bastýrdý.
Bu kez, “10 Kasým”ý iþaret etmeye baþladýlar.
Finansmanýný üstlendikleri Hillary’nin seçimi kazanacaðýný düþünüyorlardý. Akim kalan darbe giriþimini “NATO müdahalesine” dönüþtürmek gibi bir “heves” içindeydiler ve bunu gizleme gereði bile duymuyorlardý.
Rezil olduklarýyla kaldýlar.
Þimdi de, “26 Aralýk” diyorlar.
Bakýyoruz, yeryüzünde 26 Aralýk tarihini anlamlý kýlacak bir geliþme yaþanmýþ mý diye.
Marie Curie ve Pierre Curie radyumu keþfettiklerini ilan etmiþler.
Sovyetler Birliði ilk süpersonik taþýma uçaðýný hizmete sokmuþ.
Memenen’de yapýlan “Kubilay anýtý” törenle ziyarete açýlmýþ.
Lütfü Akad’a Kültür ve Sanat Büyük Ödülü verilmiþ.
Ýran’ýn Kirman eyaletinde 6.6 büyüklüðünde bir deprem meydana gelmiþ.
Romancý Fakir Baykurt ve 7 arkadaþý 8’er yýl 10’ar ay hapse mahkûm olmuþlar.
Bir de, büyük Türk anchormaný Ali Kýrca doðmuþ... 1948.
FETÖ’cüler 26 Aralýk’ý bekleyedursun...
Ben de, Meclis’ten geçecek anayasa tasarýsýnýn halkoyuna sunulacaðý Ýlkbahar aylarýný bekliyorum.
Bütün darbe giriþimlerini bastýrmýþ halk, o tarihte son sözünü söyleyecek ve “beyin ölümü” gerçekleþmiþ FETÖ’nün fizik olarak da öldüðünü ilan edecek... Az sabýr!