Fetullah’ý gömecekler

Üzerinden iki haftaya yakýn zaman geçti... Konu kamuoyunda pek konuþulmadý... Hatta neredeyse “sessizlikle” geçiþtirildi... 

Konu þu: 

Meclis’te grubu bulunan dört parti, ortak bir bildiriye imza atarak ABD’ye “FETÖ çaðrýsý” yaptý. 

HDP dýþýndaki dört parti... AK Parti, CHP, MHP ve ÝYÝ Parti’nin imzaladýðý bildiride, FETÖ elebaþý Fetullah Gülen ve örgütünün 15 Temmuz 2016’da bir darbe giriþiminde bulunarak Türk demokrasisine kast ettiði ve 251 vatandaþýmýzýn öldürülmesinden sorumlu olduðu görüþüne yer veriliyordu. Yargý tarafýndan da onaylanan bu suçlarýndan dolayý adalet önünde hesap vermeleri için, baþta örgüt lideri Fetullah Gülen olmak üzere FETÖ mensuplarýnýn Türkiye’ye iadeleri talep ediliyordu. 

Bildirinin sessizlikle geçiþtirilmesinin (yani kamuoyunda yeterince tartýþýlmamasýnýn) iki nedeni var: 

Birincisi, AK Parti dýþýndaki partiler (CHP ve ÝYÝ Parti) kamuoyu tarafýndan samimi bulunmadý... 15 Temmuz’a “kontrollü darbe” diyen Kemal Kýlýçdaroðlu’yla, neredeyse bütün danýþmanlarý “FETÖ”cü çýkan Meral Akþener’in imzaladýðý çaðrýdan ne olacaktý ki? 

Ýkincisi de þu: 

Türk kamuoyu, Amerika’nýn Fetullah Gülen’i iade edeceðine inanmýyor. Dolayýsýyla, bu tür çaðrýlara pek prim vermiyor. 

Ben de böyle düþünüyorum. Yani, Amerika’nýn Fetullah Gülen’i iade edeceðine inanmýyorum. 

Daha önce “detayýný” yazmýþtým. 

Þu haliyle Amerika’nýn FETÖ’den vazgeçmesi ve örgütün lideri Fetullah Gülen’i iade etmesi kolay görünmüyor.  

Nedeni çok açýk:  

FETÖ, 170 ülkedeki örgütlenmesiyle, Amerika’nýn üzerinde titrediði en ciddi (belki de en “pahalý”) yatýrýmlardan biridir; dolayýsýyla bu yatýrýmýný hemen gözden çýkarmasý beklenmemelidir.  

Kâr- zarar durumuna bakýlýr.  

Örgütün iþlevselliðini koruyup korumadýðý test edilir.  

Ona göre bir tasarrufa gidilir. 

Sýrf Türkiye istedi diye, Amerika yatýrýmýndan vazgeçmez.  

Mutlaka “maliyet” hesabý yapar.  

Türkiye’nin Fetullah Gülen’e karþý ne önerdiðine, iadesi durumunda doðabilecek zararýn nasýl telafi edileceðine (edilip edilmeyeceðine) bakar.  

Fetullah Gülen meselesi, “hukuki bir mesele” deðildir çünkü.  

Gerçi ABD’li yetkililer, “Gülen’in darbe örgütlediðine iliþkin delilinizi getirin, baðýmsýz yargýmýz karar versin” diye üç yýldýr ortada top çeviriyor ama bunun hukuki bir mesele olmadýðýný herkes biliyor.  

Fetullah Gülen meselesi, “siyasi” bir meseledir.  

Çözümü de, büyük ölçüde “siyasi” olmak durumundadýr.  

Dolayýsýyla, Amerika’nýn istediði “karþýlýk” (ya da “taviz”, her neyse) siyasi olacaktýr.  

Bir aralar, Gülen’in, Usame bin Ladin gibi “kaybedileceði” görüþü ortaya atýlmýþtý.  

Bir aralar intihar edeceði yahut “ettirileceði” söylenmiþti.  

Ýntihar en zayýf seçenek gibi bence...  

Çünkü Fetullah Gülen kendi bedeni (kendi caný) konusunda çok hassastýr. Bu durum, vaazlarýna da yansýyor. Çünkü canýný çok seviyor. Bedeni üzerinde yürütülecek pazarlýklarýn bir unsuru olmak, bunun huzursuzluðunu yaþamak istemiyor. Onu var eden tek þey, baþkalarýnýn caný üzerinden kurduðu “iktidar...” Bu iktidarý kaybetmek istemiyor ama bununla birlikte, artýk “taþýnamaz” bir konumda olduðunu da görüyor...  

Ben iade edileceði kanaatinde deðilim ama bu Amerika’nýn Gülen’den kurtulmak istemediði/istemeyeceði anlamýna gelmiyor. 

15 Temmuz’dan sonra kurduðu “yapý”yla birlikte deþifre olmasý büyük handikap. Kendisini himaye edenler açýsýndan oldukça “riskli” bir eleman konumunda. 

Ýade etmeseler de, Usame’ye yaptýklarý gibi, bir gün “sýrlarýyla” birlikte gömebilirler.