Epeydir her fýrsatta kameralarýn karþýsýna çýkan Türkiye Barolar Birliði Baþkaný Metin Feyzioðlu Danýþtay’ýn kuruluþ yýldönümü fýrsatýný da kaçýrmadý.
Tören dolayýsýyla kendisine nezaketen verilen kürsüyü gereðinden fazla iþgal ettiði gibi tuttu bir de üzerine vazife olmadýðý halde, teamüllere aykýrý ama son zamanlarda pek moda bir tavýrla siyasi içerikli bir konuþma yaptý.
Yaptýðý kurum olarak Danýþtay’a ve Danýþtay Baþkaný’na da saygýsýzlýktý.
Ama devletin zirvesi eksiksiz oradaydý ve Feyzioðlu bilumum ihtilaflý konular üzerinden siyasi mesajlar serpiþtirerek hazýrladýðý tahammül fersah uzunluktaki (yaklaþýk bir saat süren) konuþmasýyla adeta devlet erkanýna iþkence etti.
Siyaset kurumu kum torbasý mý?
Nezaketi elden býrakmamak adýna konuþmayý sabýrla sonuna kadar dinleyen Baþbakan’ýn, Van depremi de bu siyasi þova malzeme edilince tahammülü kalmadý ve Feyzioðlu’na “Van’da neler yapýldýðýný bilmeden konuþuyorsun, edepsizlik yapýyorsun” dedi. Akabinde Cumhurbaþkaný, Baþbakan, Genelkurmay Baþkaný dahil (Kýlýçdaroðlu bile) devletin zirvesi salonu terk etti.
Böylece Feyzioðlu’nun siyasi þovu hezimetle sonuçlandý.
Muhtemel Cumhurbaþkanlýðý adaylýðý da erken doðumla kuvöze kaldýrýlmýþ oldu.
Metin Feyzioðlu, Gezi Parký eylemlerinden, Freedom House’un basýn özgürlüðü raporuna kadar son dönemin tartýþmalý konularýný kendi siyasi mülahazalarýyla dile getirdi, ama sanki kanaatlerinden deðil bilimsel gerçeklerden bahsediyordu, o kadar emindi yani...
Sýrtta cübbe ile yapýlan konuþma böyle bir efekt veriyor, siyasi mesajlar hakikat mesabesine yükseliyor!
Týpký bir zamanlar postal ve apoletle yapýlan konuþmalar karþýsýnda siyasilerin hazýrola geçmesi gibi yargý mensuplarý konuþunca da siyasilerden ayný tavýr bekleniyor.
Oysa artýk yeni bir Türkiye var, devletin aygýtlarýnýn meþruiyetlerini kendi alanlarýnda kalmak suretiyle sürdürebildikleri, siyasete asker ve yargý bürokrasisinin deðil siyasi muhalefetin ayar verebildiði bir yeni düzen kuruldu.
Bu düzene ayak uyduramamanýn neticesi, bu tür davranýþlar.
Siyaset kurumunun en önemli ayaðý olan muhalefet güçlenmedikçe ve vesayet kurumlarýný koltuk deðneði olarak görmeye devam ettikçe iktidar kazanacak, muhalefet de kaybedecek.
Feyzioðlu’nun Türkiye’nin adeta seferber olarak sarmaya çalýþtýðý Van depreminin yaralarýný bile siyasi ikbal sevdasýna malzeme etmesi, bunun üzerinden siyaset kurumunu ve müstehzi gülüþüyle arasýra kaþ altýndan bakýþ fýrlattýðý siyasileri dövmeye kalkmasý yeni Türkiye’nin kabul edebileceði bir davranýþ deðildi.
Erdoðan neden hep kazanýyor?
Güçler ayrýlýðý adý altýnda yargý bürokrasisini siyaset kurumunun üstünde tutan, adeta ‘yargý yönetimi’ arzulayan vesayetçi geleneðin yeni bir sürümünü izledik.
Þaþýrmadýk; 17 Aralýk operasyonunun baþarýsýzlýða uðramasýnýn ardýndan üst yargý kurumlarýna adeta siyaset yýpratma vazifesi verilmiþ gibi çünkü.
Anayasa Mahkemesi Baþkaný Haþim Kýlýç’ýn çatýk kaþlý konuþmasýndan sonra Metin Feyzioðlu’nun “gayet yapýcý” diye nitelediði alaycý ve ayarcý konuþmasý bardaðý taþýrdý.
Baþbakan Erdoðan’ýn tepkisi ise siyaset kurumuna ayar veren vesayetçi anlayýþa karþý bir dik duruþtu.
Erdoðan’ý lider yapan tam da budur; siyaset kurumunu hak ettiði yere koymak, asker ve yargý bürokrasisinin siyaset kurumuna kum tormasý muamelesi yapmasýna mani olmak.
Erdoðan bu yüzden 12 yýldýr girdiði her seçimde oylarýný artýrarak galip çýkýyor.
Bu yüzden Cumhurbaþkaný olmayý hak ediyor.
Bu yüzden muhalefet Erdoðan’ýn karþýsýna çýkaracak cumhurbaþkaný adayý bulamýyor,
ve yine bu yüzden Erdoðan aday olmasý halinde þimdiden birinci turda cumhurbaþkanlýðý seçimini kazanmýþ gözüküyor.
Bahçeli ile Kýlýçdaroðlu, Haþim Kýlýç, Metin Feyzioðlu, Ýlker Baþbuð, Meral Akþener gibi isimler üzerinden aritmetik ve geometrik hesaplar yapadursunlar, “nereden bulmuþlar bu adamý” formülü geliþtirsinler, olay bitmiþtir.