Hakan Fidan olayý mutlu sonla bitti.Ama bence yeniden deðerlendirmeyi hak eden bir süreç oldu.
Önce þunu söyleyeyim: Adaylýðý ilk açýklandýðýnda ben de, týpký Cumhurbaþkaný Erdoðan gibi “Fidan’ýn MÝT’teki misyonu bitti mi ki?” sorusunu sordum. MÝT’te yeniden yapýlanma olmaktaydý, Türkiye’nin bütün istihbarat sistemi yeniden dizayn edilmekteydi, çözüm süreci devam etmekteydi, bütün bunlarda Hakan Fidan, Hükümetin, Erdoðan’ýn eli-ayaðý idi, þimdi neden ve kime býrakýp siyasete yönelmiþti?
Deðiþik gerekçeler öne sürülüyordu, eþinin saðlýk problemleri baþta zikrediliyordu, Cumhurbaþkaný’na yorulduðunu söylemiþ, Cumhurbaþkaný da onu kamuoyu önünde açýklamýþtý. Oysa siyaset içinde de önemli sorumluluklar üstleneceði bilgileri yansýyordu medyaya. MÝT’te yorgunluk, siyasette yeni görevler...... burada da epey söz üretilecek bir alan vardý.
Bir yerde Cumhurbaþkaný “Kýrgýným” bile dedi.
Sonra... Sonrasý malum. Hakan Fidan adaylýk baþvurusunu geri aldý ve peþinden de MÝT’teki görevine yeniden tayin edildi.
Peki yeniden deðerlendirmeyi gerekli kýlan husus ne?
Bir “hasar durumu var mý?” sorusu ile ilgili yeniden deðerlendirme...
Olay Cumhurbaþkaný’nýn tavýr koyduðu istikamette sonuçlandý, Hakan Fidan uyum gösterdi, varsa Baþbakan’ýn Hakan Fidan’la ilgili siyasi projesi o devreden çýktý, þu ana kadar sürecin bu üç önemli isminden de, sýkýntý izlenimi veren bir yansýma olmadý. Ýyi.
Ýyi ama, ortada “Keþke böyle bir süreç yaþanmasaydý” denecek bir durum olduðu da bir vakýa.
Çünkü böyle bir süreçte Cumhurbaþkaný ve Baþbakan’ýn, bu arada her ikisinin önem verdiði ismin farklý yerlerde durduklarý, bunu somut hamlelerle iþlerliðe soktuklarý ve sonunda Cumhurbaþkaný’nýn tayin edici, Baþbakan ve diðer ismin bu tayin edici role göre konum belirledikleri gibi bir görüntü ortaya çýkýyor.
Bunun adý hiç kuþkusuz, Cumhurbaþkanýnýn “Fiilen baþkan-yarý baþkan” olarak hareket etmesi demek.
Aslýnda, hiç problemsiz iþlese, bunda da sorun olmayabilir. Herkes “Oooo, bakýn ne güzel iþliyor iþte” deyip, baþkanlýk-yarý baþkanlýk sistemine daha sýcak bakmaya baþlayabilir. Bu, 7 Haziran seçimlerinde baþkanlýk için anayasa deðiþikliði talebinin halkta daha geniþ karþýlýk bulmasýný da saðlayabilir.
Buna karþýlýk, sorunlu, yani Cumhurbaþkaný ile Hükümet arasýnda gerilime sebep olacak gibi gözüken her olay, halký tereddüde sevk eder. Gerilimin medyatik boyut kazanmasý ölçüsünde de halkýn tedirginliði, tereddüdü artar.
Bu tür durumlarda genelde, Ak Parti liderlik platformlarýnda konu, “Dava kardeþliði-kadim dostluklar-çok özel iliþkiler” baðlamýnda tolere ediliyor, yani telafi ediliyor, hoþ görülüyor, tahammül ediliyor.
Þunu söyleyeyim: Bugüne kadar farklý islami hizmet yapýlarý içinde bulundum, hemen hepsinde siyaset ortamýndan çok daha derin “kardeþlik” iklimleri yaþanmaktaydý, ancak bu durum, problemli iliþkilerin yara açmasýna mani olamamaktaydý. Evet, üst bir irade hep belirleyici oluyordu, ancak bu, “içe atma”yý, sonra da bir þekilde patlamalar ortaya çýkmasýný önleyemiyordu.
Siyasette bunun çok daha tahrip edici boyutlar kazanmasý potansiyeli gözardý edilemez.
Ben olayýn sadece iyi niyet olayý olmadýðýný düþünüyorum.
Þu son olayda herkesin durduðu noktada samimiyetinden asla kuþku duyulamaz.
Ama yüreklerde bir þeyler olduðunu ihmal etmek de bana göre gerçekçi olmaz.
Ben, benzeri bir durumun Erdem Baþçý- Ali Babacan konusunda da yaþandýðýný düþünüyorum. Dilerim yanýlayým. Ve dilerim dün yapýlan görüþme -keþke bu iþler kamuoyu önünde sözler söylenmeden gerçekleþseydi- bu alandaki iletiþim kopukluðunun sonu olsun.
Abdullah Gül ile ilgili konunun, daha saðlýklý geliþmesi de temennilerim arasýnda.
Ben bu konulara sadece bir siyasi analizci boyutunda bakmýyorum. Ben de kendimi bu davanýn bir parçasý olarak telakki ediyorum ve insani zaaflarýmýzýn devreye girip, ana misyonlarýn önüne geçmesi ihtimali içime düþtüðünde kaygýlanýyorum. Bunu, olayý dýþardan izleyen dertli insanlarýn da böyle gördüðünü biliyorum. Birçok ortamda “kaygýlar”ýn dillendirildiðine tanýk oluyorum. Bilmiyorum, belki siyasetçilerin yüreði daha geniþtir, onlar daha tahammüllüdür, onlar her þeyin iyiye gideceðinden daha emindir ama herkes biraz da bizim gibi tedirginleri, kaygýlýlarý dikkate alsýnlar.