Türkiye’de yayýnlanan her günlük gazetenin bir günlük içeriði baþlý baþýna bir olaydýr.
Ýlginç, gerçekten çok ilginç, bir batý ülkesinde bir gazetede yayýnlansa yeri göðü inletecek, ayaða kaldýracak haberler yayýnlanýr.
Bu haberlerin raf ömrü bir gündür, fikr-i takip adeta asla yapýlmaz, yarýn yeni bomba haberler patlar, bunlarýn da raf ömrü aynýdýr ve bu döngü sürer gider.
Oysa meseleye biraz daha uzun bir vadeden, birazcýk da kuþ bakýþý baktýðýnýzda bu bomba haberlerin çok büyük bir bölümünün kendilerini belirli aralýklarla yenileyen ayný haberler olduðunu da görebilirsiniz.
Konuya girmeden çok sýcak bir örnek de vermek gerekebilir; Beyrut’ta kaçýrýlan iki pilotumuz hala bulunamamýþtýr ama konu basýnýn ilgisinin þimdiden (!) dýþýna çýkmýþtýr, þayet çok önemli bir geliþme olmaz ise, Baþbakan konuya yönelik bir açýklama yapmaz ise bu çok önemli insani konunun da fikr-i takibi yapýlmamakta, konunun kamuoyunda canlý tutulmasý saðlanamamaktadýr.
1987 senesinde on ay kadar Fransa’da kalmýþ idim, o dönemde yine Lübnan’da iki fransýz gazeteci rehin alýnmýþ idi ama benim Fransa’da kaldýðým on ay boyunca dönemin devlet televizyonu A2 her gece haberlere rehin gazetecilerin resimlerini, rehin kaldýklarý gün sayýsýný koyarak baþladý ve ben döndükten epey bir süre sonra da olsa sonuç alýndý, Fransa da gazetecilerini hiç unutmayacaðý mesajýný kaçýranlara her gece iletmiþ oldu.
Bu yazýyý 2 Eylül günü yazýyorum, bakýnýz bugünkü gazetelerimizde iki pilotumuza ne kadar yer ayrýlmýþ?
Aþaðýda size küçük ve rastgele seçtiðim bir fikr-i takip listesi sunuyorum; basýnýmýz bu haberlerin arkasýndan neden ýsrarla koþmuyor, sonuç alýnana kadar neden sahifelerini bu konulara odaklamýyor?
1- Çok sýk aralýklarla Türkiye’de çok büyük miktarlarda uyuþturucu yakalanýyor, son olarak Edirne’de 393 kilo eroin yakalandý, bu büyüklükte bir eroin iþi çok sýk görülmez ama bu operasyonlarýn sonu hakkýnda basýnýmýz çok ilgisiz, fikr-i takip asla yapýlmýyor.
2- Uludere, Aktütün, Daðlýca baskýnlarý gibi büyük olaylar sonrasý TSK bir idari soruþturma açtýðýný daima açýklýyordu ama basýnýmýz bu idari soruþturmalarýn arkasýndan gitmedi, bu soruþturmalarýn nasýl sonuçlandýðýný, kimlerin, þayet aldýlar ise, ne gibi cezalar aldýklarýný da yine asla öðrenemiyoruz.
3- Son Gezi olaylarýnda, Sayýn Baþbakan da orantýsýz kamu gücü kullanýmýný vurguladý, Sayýn Ýçiþleri Bakaný da bu tür bir orantýsýz güç kullanýmý varsa soruþturma açýlacaðýný açýkladý, olaylarýn üzerinden bir yaz geçti, bu idari soruþturmalarýn da nasýl sonuçlandýðýný öðrenemedik.
4- Seneler önce çok ilginç bir “erke dönengeç” olayý vardý, enerji kullanmadan enerji üretecek bu aletin (!) tanýtým toplantýsýna, generaller, baþsavcýlar falan katýldýlar ama bu saçmalýðýn da arka planýný öðrenemedik, oysa, kanýmca bu giriþim (!) çok önemli ve arkasý getirilecek bir gazetecilik olayý idi.
5- Yozgat ilimizde bir müftü yardýmcýsý vardý, düðünlerde eþi, kýzý dans eden erkekler için “deyyus” demiþ idi, bu büyük din ulemasý hakkýnda Diyanet ne yaptý, açýlan bir soruþturma oldu ise, nasýl sonuçlandý?
6- Temmuz 2012’de Samsun’da bir sel felaketi yaþandý, on vatandaþýmýz öldü, nehir yataklarýna ev yapýlmasýna izin verenler hakkýnda ne gibi iþlemler yapýldý?
7- Geçen sene kimi önemli teknik direktörlerin maaþlarý hakkýnda ilginç bilgiler basýna yansýdý; Maliye bu konuda nasýl bir giriþimde bulundu?
8- 5.5 þiddetinde depremlerde çöken ve ölümlere neden olan devlet binalarýnýn müteahhitleri, kontrol görevlileri hakkýnda ne gibi iþlemler yapýlmýþtýr tüm bir Cumhuriyet tarihinde?
9- Musa Anter cinayeti zanlýsý Hamit Yýldýrým’ý senelerce kolladýðý iddia edilen bölgede görevli devlet memurlarý için bir giriþimde bulunan var mý?
10- Gazeteciler neden zaman aþýmýna uðrayan cinayetlerin, katliamlarýn (mesela 16 Mart 1978) nasýl zaman aþýmýna uðradýklarýyla ilgilenmezler?
Bu listeyi çok daha uzatmak mümkün ama bu netameli konularda basýnýmýzýn fikr-i takip eksikliðinin kökeninde acaba ne yatar?
Ýtiraf edeyim, bendeniz þahsi olarak en çok da uyuþturucu meselesini merak ediyorum.