Fili yuttu bir yýlan!

Kovid-19 virüsü ortaya çýktýðýnda henüz Türkiye’de bir vaka tespit edilmeden, saðlýk bakanlýðý önleyici tedbirleri almýþ, komþu ülkeleri uyarmýþ ve krizi dünyanýn takdirini kazanacak biçimde yönetmiþtir.

Bakanlýk tehlikeyi görünce bir bilim kurulu oluþturmuþ ve bilimin sesine kulak vermiþtir.

Bu fevkalade hassasiyetini ve baþarýsýný, baþlangýçta muhalif parti sözcüleri bile itiraf etmiþler, bakaný kutlamýþlardýr.

Dünyadaki geliþmeler ürkütücü boyutlara ulaþtýðýnda, uygulanan isabetli tedbirleri gören halkýn hükümete olan güveni tabiatýyla artmaya baþlamýþtýr.

Bundan rahatsýz olan ideolojik çevreler bu kez hükümeti karalamaya baþlamýþlardýr.

AÞI ÜRETÝMÝ DURDU MU?

Bu ideolojik çevreler önce ekonomik tedbirleri yetersiz buldular, sonra dün takdir ettikleri saðlýk bakanlýðýný eleþtirmeye baþladýlar, daha sonra dönüp eleþtirileri top yekûn AK Parti iktidarlarýna yönelttiler.

Elbette ki, hükümetler eleþtirilmez deðildir.

Lakin eleþtiri, gerçekleri gizlemeye ve asýlsýz verilerle kamuoyu oluþturma eylemine dönüþünce eleþtiri olmaktan çýkar.

Ýþte onlardan biri de hükümetin 2011 de aþý üretimini durdurduðu yalanýdýr.

TAM TERSÝNE

AK Parti hükümetlerinin en baþarýlý olduðu alanlarýn baþýnda saðlýk gelmektedir.

18 sene içinde saðlýkta dünyanýn parmakla gösterilen ülkesi haline gelmiþtir Türkiye.

Tüm bu yatýrýmlarý yaparken aþý üretimini durdurmasý düþünülebilir mi?

Aksine bu dönemde aþý üretiminin yeni teknolojilerle ülkeye kazandýrýlmasý için ciddi gayretler ve hazýrlýklar yapýlmýþtýr.

Tabii ki itham 2011 olunca dönemin saðlýk bakaný Recep Akdað konuya açýklýk getirme ihtiyacý hissetmiþtir.

KÝMÝ AÞILARIN ÜRETÝMÝNDE DÜNYADA ÜÇÜNCÜSÜYÜZ

“Eski Saðlýk Bakaný Recep Akdað, yaptýðý yazýlý açýklamada, 1928'de kurulan Hýfzýssýhha Enstitüsünün, Osmanlý Devleti'nden aldýðý mirasý da koruyarak aþý üretmeye devam ettiðini ancak zaman içinde aþý üretiminin hem sýnýrlý kaldýðýný hem de deðiþen teknolojiye uyum saðlayamadýðýný dolayýsýyla eski teknolojiyle üretilen kimi aþýlarýn üretiminin durdurulduðunu; son teknoloji ile aþý üretimi yöntemine geçildiðini; hatta Türkiye, bazý aþýlarýn üretiminde ABD ve Ýrlanda’dan sonra dünyada üçüncü ülke olduðunu belirtmiþtir.

Bu konuda Dünya Saðlýk Örgütü’nün tavsiyelerinin de dikkate alýndýðýný hatýrlatan Akdað "AK Parti döneminde aþý üretimine son verildiði iddiasý maksatlý" diyerek günümüzde sürdürülen kara propagandaya iþaret etmiþtir.

Erdoðan nefretiyle konuþan, yazan, siyaset yapan ve sosyal medyayý kullanan çevreler bu tavýrlarýný inatla sürdürüyorlar!

TANITIM EKSÝK

Hükümet sadece bir hafta içinde 545 bin yaþlýnýn bizzat evine hizmet götürürken, arada unutulmuþ veya henüz sýrasý gelmemiþ birinin videosunu çekerek veya bir hastanede anlýk bir yoðunluðun videosunu çekip ‘iþte hastanelerimiz’ diyerek sosyal medyada yayýnlamak gibi ucuz yöntemlerle yapýlan maksatlý propagandalarý görüyoruz.

Onlara diyeceðimiz yok zaten muhalifler, kendilerine yakýþaný yapýyorlar.

Asýl sözümüz hükümete ve iktidar partisinedir.

Trol mantýðýyla deðil ama bu tür maksatlý yayýnlara, devlet ciddiyeti çerçevesinde ânýnda cevap vermek ve bu tür propagandayý etkisiz kýlmak onlarýn görevi!

BÝR ÝKÝ BASIN DANIÞMANIYLA OLMAZ

Aþý yalanýna Akdað cevap verdi, haberi sadece AA’da yayýnlandý. Ama muhalifler bu iddiayý hâlâ sürdürüyorlar.

Bakan Koca sosyal medyadaki rakamlarla ilgili bir kýsa açýklama yaptý. Bakanýn yapacaðý o kadardýr.

Oysa yazýlý/sözlü basýnda ve sosyal medyada takla attýrýlan o kadar haber ve yorum var ki.

Bence her bakanlýk kendi bünyesinde yazýlý/görsel basýný ve sosyal medyayý takip edip ânýnda cevap verecek bir birim oluþturmalýdýr.

Bir iki basýn danýþmanýyla olmaz bu iþler.