Bir gün Bosna’da bir þehit ailesinin anlattýklarý beni bir hayli düþündürmüþtü. “Biz bir gün Sýrp’lar tarafýndan katledilince anladýkki, biz farklý olduðumuz, Müslüman olduðumuz için kesiliyoruz” Bu cümle beni çok etkilemiþti. Ýçimi acýtmýþtý. Bu gün Ýsrail’in Filistin’lilere yaptýklarý ayný niteliktedir. Onlar Müslüman olduklarý için kendi topraklarýnda hak arayýþýnda bulunduklarý için katlediliyor. Ýsrail asimetrik savaþ yapýyor. Kuralsýz, seviyesiz biçimde yapýyor. Bir tane uyduruk rokete, yüzlerce donatýlmýþ askeri taaruz stratejisiyle cevap veriyor. ABD, Almanya da kalkýp bu durumu “Ýsrail’in savunma hakký” olarak yorumluyor. Ne kadar acý ve ne kadar ahlaksýzca bir tutum!
Dini ne olursa olsun, Filistin’e uygulanan bu vahþete seyirci kalaný “Ýnsan”olarak adlandýrmak Allah’ýn “Ýnsan” tanýmýna ters düþmektir.
Ýsrail’in Filistin’de yaptýðý bu zülmün içeriðini anladýkça aynen Boþnak ailenin ifade ettiði gibi ben de, Müslüman olduðumuz için bu zülme tabi tutulduðumuzu idrak ediyorum.
Hristiyan dünyanýn buna bu kadar mesafeli durmasý hatta daha ileri giderek çocuk ölümlerini görmezden gelerek, Ýsrail’in yaptýðý zülme “kendini savunma hakký” gibi bakmasý acý bir gerçeði anlatmaktadýr.
Evet, biz Müslüman olduðumuz için Suriye’de akan kan durdurulmuyor, Mýsýr’da demokrasi hakký tanýnmýyor, Karabað’da Ermeni iþgaline dur denilmiyor, Doðu Türkistan’da Çin zülmu bitmiyor ve nihayet Ýsrail’in yýllardýr Filistin’e yaptýðý çile son bulmuyor.
Þimdi anlaþýlýyor neden; hedefleri büyük olan, yeni Türkiye hedef gösteriliyor! Neden durmadan, Erdoðan gibi demokrat, sessiz çoðunluðun sesi, mert ve ufkun ötesini görebilen ve bunun için ülkesinin ve coðrafyasýnýn kaderinin aydýnlýk günlere çýkmasýný hedefleyen bir lidere dünya kamuoyunda bu kadar baský yapýlýyor!
Neden,Türkiye’nin kafasýný içerideki kargaþaya yöneltme eðilimi dizayn ediliyor!
Neden, Kürt-Türk çatýþmasý arzu ediliyor!
Neden, coðrafyada Müslümanlar arasýnda mezhep çatýþmasý körükleniyor!
Neden, ÝHH ve Baþkaný Bülent Yýldýrým gibi derdi insanlýk adýna yardýmlaþma, demokrasi, hak ve hürriyetler felsefesinin taþýyýcýsý olan bir zihniyetin bu sýraladýðým gerçeklere raðmen iftira dolu gerekçelerle terör örgütleri ile baðlantýsý kurulmaya gayret ediliyor!
Neden, Davutoðlu gibi mütevazi, dürüst ve dünyanýn en zeki stratejisti hedef haline getiriliyor!
Neden, MÝT Baþkaný Hakan Fidan gibi liyakatli birini gölgelemek arzu ediliyor!
Neden, Türkiye’nin medeniyet coðrafyasýndaki noktalarda Yahudi lobisinin sesi yükselerek çýkmaya baþlýyor!
Neden, Kafkasya, Rusya, Orta Asya gibi Türkiye için kritik noktalarda Ýsrail etkisi giderek artýyor!
Sizce de tuhaf deðil mi? Türkiye’de hedef haline getirilenler; Filistin’deki zülme, Doðu Türkistan’daki akýtýlan kana, Ermenistan’ýn Karabað’daki iþgaline, Mýsýr’daki antidemokrasiye, Ukrayna’daki parçalanmaya, Somali’de ve Myanmar’daki haksýzlýða ses çýkaran, Balkanlar, Orta Asya, Kafkaslar, Kýrým, Gagavuzya, Türkmeneli, Güney Azerbaycan gibi bölgelerdeki akrabalarýna sahip çýkanlardýr. Ýster hükümette, ister sivil toplumda, ister medyada, isterse sanat dünyasýnda olsun hedef haline getirilenler bu kiþilerdir.
Evet, Ýsrail Filistin’de bir insanlýk dramýna imza atýyor. Bunu yaparken sessiz kalan dünya da onun ortaðý haline geliyor. Sessiz kalmayanlar ise, dünyanýn da desteði ile hedef haline getiriliyor. Anlaþýlan odur ki; dünyada dinlerarasý savaþ halen devam ediyor. Avrupa’da ve Amerika’da gerçekten vicdan sahibi insanlarýn da bu zülme dur demesi ise vicdanlarýn tamamen yok olmadýðýnýn kanýtýdýr.
Filistin’deki zulme dur diyecek kudrette bir tek Türkiye’nin olmasý ise bir baþka acý hikayenin konusudur. Müslüman devletlerden tutarlý cevap olmamasý, durumun vehametinin göstergesidir. Anlaþýlan odur ki; Türkiye bu konuda da yalnýzdýr. Kendini Müslüman olarak tanýmlayýp, bu insanlýk dramýna suskun veya yarý suskun kalanlar, þeytanýn ordularýna hizmet ettiðini acaba tefekkür ediyor mu?
Ýþin garip tarafý ise Türkiye’yi hem “coðrafyasýnda olup bitenlere seyirci kalmamakta” suçlayanlarla beraber “yeterli müdahele etmiyor” sitemiyle de eleþtirenler var. Bizde bir atasözü vardýr; ”Yanan da ben, yaman da ben”
Evet Türkiye, sen durmadan hedefine doðru adýmla ki, dünyanýn adalet terazisi olabilesin. Bunun önüne geçme çabalarýný anlamamýza, o kadar kolay olmadýðýný bilmemize, senin gücün tek baþýna yeterli deðil gerçeðini görmemize, Arap dünyasýnýn tek ses olmamasýna, Türk dünyasýnýn seyirci kalmasýna, dostlarýn mesafeli, düþmanlarýn ise durmadan harekette olmasýna raðmen; “çare” ecdadýmýzýn yaptýðý gibi sadece sendedir.
Bunlarý yazarken ise “ne kadar hakkým var” diye kendime soruyorum. ”Her þeyi sen yap” yazýyorum ya! Sana daha fazla destek vermek, her derdine ortak olmak, omuzlarýmý omuzuna dayamak istiyorum. Senin için baþka ne yapabilirim? Sen söyle, ben yapayým! Çünkü benim coðrafyamýn da, halkýmýn da kaderi, tüm Ýslam aleminin kaderi gibi senin kudretli yarýnýna baðlýdýr.