Finale VIP bileti aldý!

Fatih Terim, bu maç için futbolcularýna taktik-maktik vermemiþ; belli ki “Çýkýn oynayýn” diye sahaya salmýþ...  Onlar da, kafalarýna göre takýlýp, maçý sadece tamamlamaya çalýþýyorlardý. Oyun, sýkýcý bir piyes gibi sürüyordu.

Seleznov, havadan gelen topa havadan yarým vole vurarak; Muslera gibi bir kalecinin yememesi gereken golü yedirdi. 40 derece sýcaklýkta içi buz dolu bir kova suyu baþýndan ayaða döktüklerinde ne olursa, G.Saray’a o oldu. “Býýrrr” deyip titredi, iki dakikada kükredi... Golü çabuk buldu da, kendini bulmakta hala zorlanýyordu.

Gerçi hareketliydi, pozisyona da giriyordu ama; ataklarýnda bilinç yok gibiydi...”Çýkýn oynayýn iþte” denilip sahaya sürüldüklerinde, belirlenmiþ bir taktik olmadýðý için; iyi niyetli olsalar da, ortalýkta koordinasyon eksikliði vardý.

Bunun için, ilk yarýda kaliteli bir G.Saray vardý diyemeyeceðim.

***

Akhisar oynuyordu ama; finale çýkmayý kafasýna pek takmýþ gibi deðildi. Olsaydý, daha ýsýrýcý olurdu. “Elensek bile G.Saray’a eleneceðiz” mazeretine þimdiden sarýlmýþ gibiydiler. Gerçeði kabullendikleri için,”Olursa olur, olmazsa canýmýz saðolsun” kývamýndaydý. Rakibine yönelik “Bu maçý bizden zor alýrsýnýz” inadý ve direnci yoktu.

***

Bereket versin ikinci yarý, ilk yarý gibi savruk deðildi. Maç toparlandý. Akhisar, “Ayýp oluyor” diye biraz kendine geldi. “Tut ki kazandýk, bakarsýn finale çýkarýz” hevesine kapýldý. Maç gene güzel olmadý ama, en azýndan seyredilir oldu. Sofiane Feghouli’nin giriþiyle, oyun biraz daha hareket kazandý.

Skor, G.Saray için final müjdesi veriyor. Mesele bitmiþtir.