Financial Times’a göre Erdoğan’ın siyasi itibar durumu

“Bugün Türkiye siyasi kargaşa içinde ve Erdoğan’ın edinmiş olduğu siyasi itibarı mahvolmuş durumda. En son darbe, hükümet üyelerini de etkileyen bir yolsuzluk skandalı şeklinde geldi. Erdoğan’ın karşılığı, hukuku altüst ederek, ahbaplarına yönelik yargı soruşturmasını baltalayarak kendini korumak oldu. Sonuç olarak, yabancı yatırımcılar Erdoğan’ın zorbaca yaklaşımı, en büyük övünç kaynağı olan Türk ekonomisi üzerine gölge düşürüyor, yabancı yatırımcıların cesareti kırılıyor.”

Bu satırlar, son birkaç yıldır Türkiye’nin itibarını zedelemeye ahdettiği artık ayyuka çıkan Financial Times’te yayınlanmış.

Valla ben de Cengiz Çandar’ın cuma günü ‘Bakın bakın Erdoğan için ne düşünüyorlar ahali’ diyerek muştuladığı kutsal köşeciğinin yalancısıyım. 

Çözüm sürecinde, silahlarını bırakarak sınır dışına çıkacak olan PKK’ya ‘Ben olsam silahları bırakmam, silahlar sizin sigortanız’ akılları veren Cengiz Çandar, dünya piyasalarına yön veren yayın organlarının en prestijlisi olarak gördüğü Financial Times’ta yayınlanan ‘Kibir Türk modelini bozuyor’ başlıklı yazıdan alıntılar yaptığı bir yazı kaleme aldı.

Hem de ne kaleme alma? Belli ki, Financial Times’ta Başbakan Erdoğan aleyhine yayınlanan yazı kendisini çok mutlu etmiş; elin FT’si yazmış, yaşından başından, saçından sakalından utanmayan bizimkisi de zil takmış oynamış...

Çandar, mutluluk sarhoşluğu içerisinde ‘Cumhurbaşkanı da olup biteni görmeli, duruma el koymalı’ diyerek ‘fitne ateşine odun yoksa kendimi atarım, bu ateşi söndürmem’ coşkusuyla yazmış yazını.

***

Çandar’ın yazısını Türkiye’de okusaydım bu kadar güler miydim emin değilim. Ancak,  Japonya’da, Singapur’da ve Malezya’da Başbakan Erdoğan’a gösterilen sevgiyi, verilen değeri, ülkeye yapılacak yatırımları bizzat gören birisi olarak, yazının çok komik, Çandar ve prestijli yayını FT’sinin durumunun ise trajikomik göründüğünü söyleyebilirim.

Ben Çandar’ın yerinde olsam ki yine de bu alıntıyı yapacak olsam bile şimdi yapmazdım, zira zamanlaması manidar bile değil...

Financial Times’a göre siyasi kargaşa içinde olan Türkiye ve edinmiş olduğu siyasi kariyeri mahvolmuş olan Erdoğan; Ülkesinin önemli yatırımcı, müteşebbis iş adamlarının da içinde olduğu bir heyetle birlikte, Japonya, Singapur ve Malezya’dan oluşan beş günlük bir Doğu Asya gezisi düzenledi.

‘Siyasi itibarı mahvolmuş!’ olan Başbakan Erdoğan, Türk-Japon İşadamları Toplantısına katıldı ve Türkiye’nin ekonomik alandaki kazanımlarının altını çizdiği konuşmasıyla dakikalarca alkışlandı.

Japonya, ‘siyasi kargaşa içinde olan’ Türkiye’de nükleer santral kurulumu için 22 milyar dolarlık bir yatırım için anlaşmaya vardı.

Ve iki ülke arasındaki Ekonomik İşbirliği Anlaşmasının müzakerelerine baharda başlanacağı resmi olarak ilan edildi.

Bir de kurulacak olan Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nden, öneminden, anlamından, Türkiye’ye kazandıracaklarından bahsedip de Çandar’ı daha fazla kızdırmayayım.

Sonra bizim ‘siyasi itibarı mahvolmuş’ olan Başbakanımız ve bakanları, Singapur Başbakanı Lee ile serbest ticaret anlaşması yaparak ön çalışmalara başladılar iyi mi?

Sivil havacılık konusunda görüşmeler yaparak, iki ülke arasında gidiş gelişler daha çok olsun ‘samimiyetimiz artsın diye zağar’ uçak seferlerindeki sayıyı artırılmasına karar verdiler.

Sayın Çandar ve dünya piyasalarına yöne veren müthiş prestijli yayını FT’nin düştüğü komik durum üzerinde daha fazla tepinmiş olmayacaksam eğer...

Ben de, Malezya’da da vizelerin kalktığını, uçak seferlerinin artırıldığını, Malezya, (üzgünüm bu havaalanı yapılacak) 3. Havaalanındaki payını yüzde 60’a çıkartacağını ve dahası enerji, savunma, otomotiv, bilişim ve altyapıda işbirliği anlaşmaları yapıldığını muştulamak isterim.

Ha bu arada, Doğu Asya turundaki ülkelerin tüm liderlerinin Başbakan Erdoğan’a ilişkin ortak görüşü ise ‘Liderliğine güven duyuyoruz’ oldu.

Şimdi...

Ya Financial Times da bizim Doğan Grubu gibi ‘analizleri, öngörüleri tutmayan’ bir yayın organı ya da dünya piyasalarına yön veren bir yayın organı değil.

Ya da... Ya da Japonya, Singapur ve Malezya dünya piyasalarına dahil ülkeler değil!

Hangisi dersiniz?