Firari zihinlerin Ehli Sünnete saldýrýlarý

Firari zihin, kendi düþünce ve varlýk dünyasýndan kaçar. Baþka düþünce ve baþka varlýk dünyasýna sýðýnýr. Kendi düþünce dünyasýna karþý inkârýn getirdiði bir kaçma ve sýðýnma gayreti. Evini, mahallesini, milletini, tarihini ve inancýný inkârýn getirdiði bir firarilik. Ýki yüzyýldýr bunu yaþýyoruz. Þimdi daha berbat biçimi ortaya çýkýyor. Ulema, ilahiyat ve Ýslami kesimden istifa edenler(!), dini düþüncelerinin evreninden firar ediyorlar. Zihinleri ile kendi inanç dünyalarýna karþý mutasyona dönen varlýklar haline geliyorlar. Yeni bir din adamý tipi, kaçtýðý dünyanýn bakýþýyla Müslümanlýk iddiasýnda bulunan tip. Bu tipin ciddi bir þekilde ele alýnmasý ve analiz edilmesi lazým. Elitizm, kibir, nihilizm, septisizm, ironiye bürünen þarlatanlýk, Ehli Sünnete saldýrý, peygamberi dalga geçen dil ile anlatma, yarý akýlla din sorgulama... Hepsi buradan fýþkýrýyor.

Ýþte onlardan bir söylem:

"Baþýmýzýn belasý tarikat ve cemaatlerin harmanladýðý Sünni Müslümanlýðýn bence köküne kibrit suyu dökülmeli. Yeniden tepeden týrnaða bir teoloji geliþtirilmesi lazým. Ýslam içinde Protestanlýk gerekir. Önerdiðim protest bir Ýslam. Karþý devrim teklifinde bulunuyorum".

Ehli Sünnet vel Cemaat gibi on beþ asýr boyunca Müslümanlara toplum sözleþmesi olmuþ bir tecrübeyi yok etmek istiyor. Müslümanlar fýrkalaþma, hizipleþme ve teo-politik çatýþma gibi büyük ihtilaflardan sonra bir barýþa ve uzlaþmaya varýyor. Bunun adýný yine ümmetin ortak muhayyilesi ve kararý ile Ehli Sünnet vel Cemaat olarak koyuyorlar. Ýçinde birçok mezhebi, tarikatý ve grubu taþýyor. Çoðulcu bir yapý. Siyasetle iliþkilerinde uzlaþýcý, isyan ve çatýþmaya karþý mesafeli. Tekfirci yaklaþým ve hareketten uzak duran bir yöntem. Elbette Ehli Sünnet diyerek tekfircilik yapan ve yoz gelenekçiliðin patolojik tutumlarýna yönelenler de var. Fakat Ehli Sünnetin ana düþünce yapýsý kucaklayýcý, çoðulcu ve tecrübeleri (örf ve icma-i ümmet) önemseyen bir din anlayýþýný temsil eder. Müslümanlarýn tarih içinde temel kaynaklarýndan ilham alarak geliþtirdikleri bir ahit.

Ehli Sünnet vel Cemaat fýkýh, kelam ve tasavvuf kitaplarýyla da büyük bir bilimler ve disiplinler bahçesi. "Orta Yol", bir yaklaþým ve yöntem. Kuran'da geçen "vasat ümmet" tezinin Müslüman toplumdaki tezahürü. Uzlaþma yorumlara ulaþýlmýþ. Bundan dolayý da içinde birçok yol barýndýrmýþ ve Müslümanlarýn toplumsal sözleþmesi olarak gerçekleþmiþ.

Ehli Sünnet ne Mutezile gibi teori mutlaklýðý ile hareket eder ne de Haricilik ve Þiilik gibi isyan ruhuyla davranýr. Devletin toplum üzerindeki etkisini ahlak önerileriyle ve adalet vurgularýyla atma çabasýna gider. Sorunlarý sabýr yaklaþýmý ile uzun vadeye yayarak çözme gayretinde olur. Tecdit ve ihya ile yeni yorumlar geliþtirir. Tekkeler ve medreseler kapatýldýðýnda Said-i Nursi ve Süleyman Hilmi Tunahan'ýn cemaat formuyla hareket etmeleri veya Rifaî Þeyhi Kenan Rifaî'nin "artýk kalp tekkesi" var demesi gibi.

Müslüman toplumun tarihi sözleþmesine saldýrýlýyor. Cahilane bir þekilde karalayýcý bir dille aþaðýlanýyor. Milletin manevi anlam açýsýndan üzerinde inþa olduðu sisteme yapýlan bir imha hareketi. Müslüman bilinci bunun yerine ihya eder. Yeniden yapýlandýrýr. Allah'ta ýslahatçý olun der. Bu nedenle Ehli Sünnet de kendi içinde tecdit yöntemiyle ýslaha yönelmiþ. Bundan dolayý "Protestanlýk" icat etmeye ihtiyaç duymamýþ.

"Firari zihinlerin" tecdit yapacak ne kapasiteleri ne de inançlarý var. Bu nedenle saldýrýyorlar, küfrediyorlar, huysuzluk içinde zihin nöbetleri geçiriyorlar. Kendi düþünce ve varlýk evinden firari eden zihnin nöbetleri... Sýðýntý olduðu dünyanýn diliyle hýrlaþmayý meydan okuma sanma...