Bilmiyorum dikkatinizi çekti mi, son günlerde artan bir þekilde Münbiç’i ve Fýrat’ýn doðusunu konuþuyoruz. Terör örgütü YPG en son Münbiç’in etrafýnda hendek kazmaya baþladý. Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn “Bu ne demektir? ‘Biz mezarý hazýrladýk, gelin defin merasimini yapýn…’ Oraya da girilecek!” mesajý önemliydi.
Konuyla ilgili artan bir trafik de var. Genelkurmay Baþkaný Yaþar Güler ABD’de Amerikalý mevkidaþýyla bir araya geldi. Trump’ýn Suriye Özel Temsilcisi Jeffrey Ankara’daydý. ABD Dýþiþleri Bakaný Pompeo da Cumhurbaþkaný Erdoðan ve Dýþiþleri Bakaný Çavuþoðlu ile görüþtü. Görüþme, öldürülen gazeteci Kaþýkçý ile ilgili olsa da diðer konularýn ele alýndýðý da belirtiliyor. Tam da bu konjonktürde Türk ve Amerikan askerlerinin Münbiç için ortak eðitime baþladýðýný hatýrlatmak gerekiyor.
ABD Genelkurmay Baþkaný Dunford’un “Çok yakýnda Münbiç’te kiþileri taramadan geçireceðiz…” sözleri gecikmiþ yol haritasýndaki aþamalardan biri. Bu Münbiç’in güvenliðini saðlayacak yerel güçlerin oluþturulmasýyla ilgili bir konu. Planlamaya göre Türkiye ve ABD bu güçlerin oluþturulmasý için isim önerisinde bulunacaktý. Þimdi önerilen bu isimler karþýlýklý olarak masaya yatýrýlacak.
Diplomasi trafiðinde ve güney sýnýrýmýzdaki bu hareketlenmenin bazý sebepleri var:
Bir: Soçi’de Rusya ile yapýlan anlaþmayla Ýdlib sorunu önemli ölçüde çözülünce Ankara dikkatini yeniden terör örgütü YPG’nin kontrolündeki bölgelere çevirdi.
Ýki: Ankara, Münbiç yol haritasýnda yaþanan gecikme nedeniyle Washington’a “Artýk vakit kaybýna tahammülümüz yok!” mesajý verdi. ABD bunun üzerine yol haritasýndaki “müþterek eðitim” safhasýna geçti.
Üç: Rahip Brunson’un mahkum edildikten sonra ülkesine dönmesi iliþkilerdeki önemli bir pürüzü ortadan kaldýrdý. ABD ve Türkiye, iliþkilerde yeni bir dönemin hazýrlýðýný yapýyor. Ankara bu yeni dönem baþlarken kýrmýzý çizgilerini tekrar hatýrlatýyor.
Peki, tek mesele Münbiç mi? Ankara, “terör örgütü YPG’nin kontrolünde bulunan tüm bölgenin kendisi için tehdit olduðunu” açýkça söylüyor. Buradaki öncelik Suriye iç savaþý baþladýktan sonra terör örgütü YPG’nin “DEAÞ’la mücadele” kisvesiyle ele geçirdiði ve nüfus deðiþimi yaptýðý Arap þehirleri. Yakýn vadede Münbiç’le birlikte Tel Abyad’ý da konuþmaya baþlayabiliriz.
Gazeteci Cemal Kaþýkçý’nýn öldürülmesinin ardýndan Ankara’nýn izlediði kriz yönetimi ve iletiþim stratejisi ders kitaplarýna girecek düzeyde baþarýlýydý. Veliaht Prens Muhammed Bin Selman’ýn satýr arasýnda verdiði rahatsýz edici mesajlara raðmen meseleyi Ankara-Riyad gerilimine çevirmedi. Çünkü konunun ikili iliþkilere yansýmasý odak kaymasýna yol açacak, veliaht prense manevra alaný saðlayacaktý. Bunun yerine uluslararasý basýn yoluyla bilginin yönetimi stratejisi izlendi. Peyderpey paylaþýlan bilgilerle konu sürekli sýcak tutuldu ve mesele Batý-Riyad krizine dönüþtürüldü. Kral Selman olaya el koyarak Ankara’dan yardým istemek durumunda kaldý. Ýki prens Türkiye’ye gelerek ortak inceleme grubu oluþturulmasýný istedi. Ankara suçun kabulü ve suçlularýn adil bir þekilde yargýlanmasý konusundaki kararlý tutumunu muhataplarýna iletti. Bu olayýn bölgesel sonucu ise þudur: Batý-Riyad krizi ‘Küre Ýtifaký’ný zedelemiþtir. Muhammed Bin Selman ABD-Ýsrail-Suud-Birleþik Arap Emirlikleri (BAE)-Mýsýr ittifakýnda artýk zayýf halkadýr. Küre Ýttifaký’nýn Suud-BAE üzerinden bölgede agresif politika izlemesi artýk eskiye göre daha zordur.