Fırsat var, sen var mısın?

Biliç dedi ki, “Fenerbahçe derbisi bizim için önemli bir fırsat...” Evet önlerinde bir fırsat var, ama içeriği o kadar değil. Sivas ve Kasımpaşa da var içinde. Fenerbahçe, zincirin ilk halkası.

Öyle kayıplar yaptı ki Beşiktaş... Ligde ilk 4 maçını parmak ısırtan bir futbola tırmanarak kazandıktan sonra, dış etkenlerin de önemli ölçüde etkisi altında kalarak, sonraki 6 maçında 2 yenilgi, 3 beraberlik, 1 galibiyet ile 18 puanın 12’sini yitirdi! Bunların içinde kazanması gereken, kazanabileceği maçlar vardı. Oralardan 9 puan daha alabilirdi.

Şimdi önündeki üç maçta bu açığı kapatma olanağı var. Biliç’in ‘fırsat’ demesi bundan.

Peki, Beşiktaş’ın yapabilecekleri, ligi zorlayan üç rakibini aşmaya yeter mi? Yetebilir. Çünkü bize bunu zaman zaman gösterdi.

Asıl bilinmeyen şu: Beşiktaş futbolunda çıktığı o doruğa üç maç boyunca da çıkabilir mi? Eğer çıkarsa, o zaman eline geçen fırsatı da kaçırmamış olacaktır.

‘Çıkarsa’ demem, ‘çıkar’ diyememem Beşiktaş yüzünden.

Bakın Konyaspor maçının ilk yarısı ile ikinci yarısına. Farklı Beşiktaşlar var. 3-0’a getirdiği maçta bir takımın gevşeyebileceği, önemli bir maç öncesinde bunun doğal olduğu düşünülebilir. Karşı çıkacağım bir sav değil bu, ancak bir takım eğer futbol düzeyini yükseltmiş ve kalite standardını yakalamış ise, verim dalgalanmalarının boyu çok yüksek olmaz. Beşiktaş’ta bu çok yüksek.

Maçın ikinci yarısında temposu düştü, oyun disiplini zedelendi, beceri yeterliği azaldı!

Ve bireysel sorunlar da var...

Fernandes, G.Töre, Oğuzhan, Almeida... Bu dörtlü takımın kader adamlarından... İlk ikisi topla gereksiz yere dans etmeden, sevişip koklaşmadan vedalaşmıyor. Bunda biraz arkadaşlarının kendini gösterme yetersizliği de rol oynuyor ama çoğunlukla onların futbol karakterlerinden kaynaklanıyor. Garanti pas ararlarken, rakip savunma önlemi alıyor ve hem onları hem alanı kontrol ediyor. Almeida ile Oğuzhan’ın ise oyun akışında fizik güç yetersizliği baş gösteriyor. Biliç giderilebilecek bu eksikleri hızla ele almalı. Konya maçında ilk iki gol Fernandes ve Töre’nin topu oyalamadan kullanışlarının ürünüydü. Onlardan bunu hep yapmaları istenmeli. Topu yitireceklerse, nedeni oyalamak yerine çabuk kullanmak olmalı. Çabukluk en güçlü rakibi bile avlamakta önemli silah.