FIrst Lady’lerin en güzeli ve en tartışılanı

Bu hafta vizyona giren ‘Jacky’ özellikle Natalie Portman’ın performansıyla öne çıkıyor. ABD popüler kültürüne ve siyasetine etki etmiş olan Jacky Kennedy Onassis’in, Kennedy suikastinden hemen sonra yaşadıkları filmin odağında.

Jacky filminin üstünde estirilen beğeni fırtınası benim için sürpriz değildi aslında çünkü filme konu olan Jacky Kennedy Onassis Amerikan popüler kültür ve siyaset hayatında bir ikon. Jacky’nin büyüsü sadece John Fitzgerald Kennedy ile yaptığı evlilik, üç yıl süren first lady’liği veya dul kaldıktan sonra Yunanlı armatör Onassis ile evlenmesinden kaynaklanmıyor. Yıllar içinde sadece ABD’nin değil bütün dünyadaki kadınların ‘seçkin burjuva kadını’ tanımını onunla özdeştirmeleri de önemli. Kennedy ile evlilikleri hem ABD basını hem de propagandası sayesinde masalsı bir çift imajını o kadar insanlara dikte etti ki onların başına gelen felaket birçok olaydan daha fazla ilgilendirdi dünya kamuoyunu.

PORTMAN’A NE OLDU

1970’lerde 100 binlerce Vietnamlı ölürken dünya Jackie’nin Onassis’le evliliğini konuşuyordu. ABD’nin atom bombası atıp milyonlarca Japon’u öldürmesi veya yıllar içinde radyasyon yüzünden sakat kalması, doğması Jacky’nin çıplak denize girmesinin fotoğraflanması kadar konuşulmadı. Tabii ki bütün bunların suçu onda değildi. Bir yandan bu düzenin kurbanı da sayılır Jackie Kennedy Onassis. Bu propagandanın hep iki yüzü olmuştur. Zamanında insanı hak etmediği niteliklerle donatıp yüceltirken daha sonra dönemin politikasına göre yine hak etmediği bir baskı ve eleştiriyle yerin dibine batırır. Jacky bu iki durumu da sonuna kadar yaşamış isimlerden biri. Böyle bir karakterin filmi yapılınca zaten belirli çevreler, daha film ortaya çıkmadan kendi masallarını yazmaya başlar. Hayali bir beğeni yaratıp hak etmediği zirveye çıkarılır yapım. Filmin aynen konu ettiği kadın gibi kendinden bağımsız bir beğeniyle çevrelendiğini gördüm. Bu gerekçesiz beğeninin bir sebebi de Jacky’i canlandıran Natalie Portman tabii. Gerçekten iyi bir oyuncu olan Portman’ın ‘Siyah Kuğu’daki performansını nasıl unutabiliriz. ‘Closer’ filmindeki Alice gibi rolleriyle her film için bir başarı güvencesidir Portman. Tabii son beş yıllık performansındaki düşüşü görmeyiz veya görmek istemeyiz. Son filmlerine bakarsanız gerçekten de Portman büyük bir düşüş içinde. Filmin yönetmeni de Jacky’nin başarılı bir film olacağı inancını güçlendiriyor aslında. Pablo Larrain bu yıl yine Oscar’da yarışacak filmler içinde gösterilen Neruda’nın da yönetmeni. ‘Fuga’ ve ‘No’ filmlerinde biyografik çalışmalardaki başarısını kanıtlamış olan yönetmenin bu filmde de başarısız olması için bir sebep yoktu. İşte bütün bu beklentiler ve öngörülerle gittiğimiz film bence çok büyük bir sır saklıyor. Ne başrol oyuncusu ne de yönetmeninin kabiliyeti bu filmin sırrını açıklıyor. İkisinin de performansını beğenmedim. Natalie Portman suni bir oyunculuk içinde. Jackie gibi konuşacağım, mimiklerini canlandıracağım diye kendisini o kadar baskı altına almış ki onun karikatürü olarak kalmış. Herhangi bir oyunculuk değerinden bahsedemiyorum bu filmde. Diğer rollerinde filme katkısı çok büyük değil, hiç biri senaryoda önemli bir durumu ifade etmiyor. Hatta ortada senaryo bile var diyemeyiz. Çünkü başlangıcı veya bitişi olan bir öyküyü anlatmıyor.

EN ÖNEMLİ SAHNE

Sadece Kennedy suikastinden, cenaze merasimine kadar olan dönemde Jackie’nin yaşadıklarını seyrediyoruz. Bu da filmin asıl vermek istediğinin arkasına saklandığı bir görünüm. Çünkü filmin asıl önemli anı ve hikayesi John Kennedy’nin suikast anında kafasından vurulduğu sahne. Şimdiye kadar Kennedy’nin kafasındaki yaralanmayı bu kadar açık gösteren bir sahne hiç bir filmde yer almadı. Jacky’nin eşi Kennedy’nin dağılmış beynini eliyle kapattığı o sahne filmin en önemli anı. Hem ürpertici hem de ABD için yüceltilmiş bir efsanenin bu halini göstermesi filmin her şeyi. Bunun hakkını teslim ediyorum ama bir film için yeterli mi bilemiyorum. Ne filmi ne Natalie Portman’ın performansını beğendim.

FİLMİN KÜNYESİ

Yönetmen: Pablo Larraín

Senarist: Noah Oppenheim

Oyuncular: Natalie Portman, Peter Sarsgaard, Greta Gerwin, Billy Crudup

Yapım: 2016, ABD, Fransa,

Şili, 100 Dk.

VİZYONDAKİLER

Pepee: Birlik Zamanı

Pepee, yüreğindeki tüm sevgileri arkasında bırakarak, teknolojik sıcak hava balonu ile Türkiye semalarında kaybolur. Balon Pepee’yi önce Adıyaman Nemrut, Urfa Göbeklitepe ve en son da Kapadokya’ya götürür. Pepee, acaba gerçeği bulabilecek midir? Başına gelen onca işten sıyrılıp evine geri dönebilecek midir? Sevginin ve bir olmanın ne kadar önemli ve değerli olduğunu anlayabilecek midir?

FİLMİN KÜNYESİ

Yönetmen: Hüseyin Emre Konyalı

Senarist: Ayşe Şule Bilgiç

Seslendirenler:Yağız Alp Şimşek, Iraz Elif Kıraç, Çağrı Manas Kıraç, Meryem Atmaca

Yapım: 2016, Türkiye

Bu da nereden çıktı?

Sevecen bir baba olan Ned, tatilde ailesi ile birlikte Stanford’da yaşayan kızını ziyaret eder. Burada en büyük kabuslarından biri olacak, Silikon Vadisi milyarderlerinden Laird ile tanışır. Ned kendisini teknoloji dünyasında kaybolmuş hissederken Laird’in kızına evlenme teklif edeceğini öğrenince paniğe kapılır.

FİLMİN KÜNYESİ

Filmin orijinal adı: Why Him?

Yönetmen: John Hamburg

Senarist: John Hamburg

Oynayanlar:Zoey Deutch, Bryan Cranston, James Franco

Yapım: 2016, ABD, 111 Dk.

Kötü Çocuk

Büşra Küçük’ün genç jenerasyonu adeta büyüleyen Kötü Çocuk adlı hikâyesinden aynı isimle uyarlanan gençlik filmi doğduğu gün terk eden babasının ortaya çıkmasıyla hayatı tamamen değişen Kayla’nın ‘Kötü Çocuk’Meriç ile tanıştığı gün başlayan macera ve aşk dolu farklı ve ilginç hikâyesini anlatıyor.

FİLMİN KÜNYESİ

Yönetmen: Yağız Alp Akaydın

Senarist: Yağız Alp Akaydın

Oynayanlar:Tolga Sarıtaş, Afra Saraçoğlu, Sarp Akkaya, Tülin Özen, Can Sipahi

Yapım: 2016, Türkiye

Olanlar Oldu

Zafer ve annesi Döndü Hanım, Ege kasabasında birlikte yaşamaktadır. Oğlunun kasaba güzeli Mehtap’tan ayrılmış ve hâlâ evlenmemiş olmasına üzülen Döndü, bu gidişata son vermek için harekete geçer. Bu esnada mütevazı teknesinin sorunlarıyla boğuşan Zafer’in yaptığı mavi turda olanlar olur. 

FİLMİN KÜNYESİ

Yönetmen: Hakan Algül

Senarist: Ata Demirer

Oynayanlar:Ata Demirer, Tuvana Türkay, Salih Kalyon, Ülkü Duru

Yapım: 2016, Türkiye

Moana

Üç bin yıl önce dünyanın en büyük denizcileri Güney Pasifik’eseferler düzenlerken birçok ada keşfeder. Sonrasında, bin yıl boyunca birdenbire duran seferlerin sırrı bugün hâlâ çözülememiştir. Moana, atalarının yarım kalan arayışını tamamlamak için cüretkâr bir göreve yelken açan cesur bir gencin hikâyesi. 

FİLMİN KÜNYESİ

Yönetmen: Ron Clements, John Musker

Senarist: Jared Bush

Seslendirenler:Aulii Cravalho, Dwayne Johnson, Rachel House, Temuera Morrison

Yapım: 2016, ABD, 107 Dk.

Perde Ayn-ı Cin

Korku kitabı yazarı Okan, son kitabını yazmak için memleketi Antalya’ya gider. Burada göz doktoru arkadaşı Levent’in teklifiyle lazer ameliyatı olmayı kabul eder. Ancak ameliyat tuhaf durumların yaşanmasına neden olur; bir gözündeki perde tamamen kalkmıştır ve bu kısa zaman içerisinde görünmeyen varlıkları görebilmesine yol açar.

FİLMİN KÜNYESİ

Yönetmen: Ediz Günay

Senarist: Ediz Günay

Oynayanlar: Orkun Özen, Uğur Dönmez, Burcu Ayhan

Yapım: 2016, Türkiye, 83 Dk.