Geçen hafta Ýstanbul’da tozu dumana katan, aðaçlarý kökünden söken, evlerin çatýlarýný uçuran kuvvetli fýrtýna sýkça yaþadýðýmýz bir hava olayý deðil. Ancak yine de sanki dünyanýn sonu geliyor gibi reaksiyon göstermek mantýksýz!
Mevsim ilkbahar, aylardan nisan, hava güneþli, deðmeyin keyfimize... Ne yana baksak ayrý bir manzara, her yer lalelerle bezeli... Yazýn sinyalleri ufak ufak görünmeye baþladý ama “Yazlýklarý mý çýkarsak?” demeye kalmýyor, öðlen bir kara bulutlar sarýveriyor ortalýðý. Bir kahve molasý, öðle yemeði ya da telefon görüþmesi süresinde hayat baþkalaþýveriyor artýk. Aniden bastýran fýrtýna, saðanak yaðmur ve derken bir bakmýþsýnýz yine herkes güneþe hasret. Yine herkesin dilinde o klasik soru, “Ne zaman bahar gelecek?” Cevap: “Çoktan geldi bile!”
Baharýn en karakteristik özelliðidir saðanak yaðmur ve fýrtýna. Bahar kýþtan yaza geçiþin yaþandýðý dönemdir. Ýçinde hem biraz kýþ, hem de biraz yaz vardýr aslýnda. Her bahar ayýnda, gök gürültülü saðanaklar, kuvvetli rüzgarlar yaþanýr. Buraya kadar her þey normal de artýk hava olaylarý küresel iklim deðiþimi nedeniyle biraz daha uçlara kayýyor, iþte burada iþler deðiþiyor.
Artýk hava olaylarý her geçen gün daha þiddetli, yýkýcý olmaya baþlýyor. Geçen hafta tozu dumana katan, can ve mal kayýplarýna neden olan, ulaþýmý felç eden, aðaçlarý kökünden söken, evlerin çatýlarýndaki kiremitleri savuran kuvvetli fýrtýna Ýstanbul’da sýklýkla yaþadýðýmýz bir hava olayý deðil. Fakat bu, böyle kuvvetli bir fýrtýnayý daha önce hiç yaþamadýk anlamýna da gelmiyor. Ýstanbul’da daha önce pek çok defa kuvvetli fýrtýna yaþandý. En son 1973 yýlýnda bu kadar kuvvetli bir fýrtýna kaydedilmiþ resmi kaynaklarca. Dolayýsýyla sanki ilk kez olmuþ gibi ve dünyanýn sonu geliyormuþ gibi reaksiyon göstermek mantýksýz. Her zaman söylediðim gibi hava havaidir, deðiþkendir.
SANKÝ DÜNYANIN SONU GELDÝ
Atmosferin sýcaklýk, rüzgar, basýnç ve yaðýþ gibi tüm parametrelerinde ortalama deðerlerin yaþanmasý gibi maksimum, minimum deðerler de görülebilir, ekstrem hava olaylarý yaþanabilir, bu çok normaldir. Artýk herkesin küresel iklim deðiþimi sebebiyle bu tür ekstrem hava olaylarýnýn sýklýðý ve þiddetinin artacak olmasýna alýþmalý. Bu ayný zamanda uzun yýllardýr bilim insanlarýnýn altýný defalarca çizdiði bir konu ama Türkiye’de sanki dünyanýn sonu gelmiþ gibi iþleniyor ve aktarýlýyor.
Hava olaylarý daha çok önemsenmeli ve ciddiye alýnmalý! “Neler oluyor bu havalara” gibi boþ, anlamsýz, kimseye fayda getirmeyen, yaygaracý bir bakýþ açýsýyla konunun ele alýnmasý cidden komik. Aslolan artýk insan kaynaklý küresel iklim deðiþiminin kitlelere doðru aktarýmý, hava olaylarýnýn herkes tarafýndan önemsenip ekstra özenle takip edilmesi ve böyle riskli günlerde herkesin sorumlu davranýp tedbirli olmasý. Yoksa fýrtýna 10 dakikada vurur gider, sen arkadan bakýp “N’oluyor bu havalara?’ diyene kadar olan çoktan olmuþtur da sen farkýna varamamýþsýndýr.
KENE SEZONU DA AÇILDI
Güneþli günlerin vazgeçilmezi piknik sezonu da açýlýyor. Önümüzdeki altý ay boyunca sizi piknikte yine keneler karþýlayabilir, haberiniz olsun. Siz çetin geçen kýþ döneminin ardýndan güneþe ve pikniðe hasret kaldýðýnýzdan unutmuþ olabilirsiniz, ben hatýrlatayým: Kenelerin de mevsimi baþladý. Hava sýcaklýðý 5 derecenin üzerinde çýktýðýnda hayatta kalabilen keneler artýk tüm çayýr, çimen ve otlaklarda dolaþýyor. Kýrým-kongo türü olan da olmayan da her türlüsü þu an hayatta. Ýklim deðiþimiyle birlikte hava sýcaklýklarý deðiþtiði gibi canlý hayvan ve bitkilerin türleri de yer deðiþtirebiliyor. O nedenle zehirli olan hayvanlarýn da her sene farklý bölgelerde hayat bulmasý çok normal ve beklenen bir durum. Hevesiniz kursaðýnýzda kalmasýn ama piknik öncesi, siz yine de keneleri bir düþünün derim.