Sosyal medya ilginç bir yer...
Ne zaman neyle karşılaşacağınızı bilemiyorsunuz. Absürt akımlar ortaya çıkabildiği gibi ilginç bilgilerle de karşılaşabiliyorsunuz.
Bugünlerde sosyal medya üzerinde "en" ile başlayan ve adına "flood" akımı denen bilgilendirme halkaları başladı.
"En güzel mekanlar, en güzel sahiller, en güzel yemekler, en tehlikeli..., en korkunç..., en zalim... en hain...,"
Bu akımın seline kapılmadan en azından köşemde bir flood hazırlayayım istedim.
Ortaya oldukça ilginç isimler çıktı.
İşte tarihin "En azılı....," zararlıları.
Noktalı yerleri sen doldurursun okuyucu, biliyorum.
Floodumuza Ebu Cehil ile başlamak istiyorum.
Ebu Cehil, İslam'ın ve Müslümanların simge düşmanlarından biri. İslam'ın yayılmasına engel olmak için Müslümanlara işkence edilmesini teşvik etmiş ve toplumsal huzuru bozmaktan zevk duymuştur. İslam tarihindeki en azılılardan biridir.
Ebu Leheb, Efendimizin amcası, kişisel ihtiraslardan ötürü Peygamberimize düşmanca bir tutum sergilemiş ve Müslümanların zorluk yaşamaları için taşın altına elini koymaktan beri durmamıştır. O kadar azılı fitnecilik yapmıştır ki düşmanlığı, Kuran'da bir sureye konu olmuştur.
Velid bin Muğire, Mekke'nin önde gelen liderlerinden biri. İslam'ı küçümseyen tavırları ve Müslümanlara karşı düşmanca tutumu, dini yayma çabalarını zorlaştırmak için Leheb gibi dozu taşırınca Kur'an'da ayete konuk edilmiş ve lanetlenmiştir.
Bu isimlerle giriş yaptım ve hızlıca yakın tarihe ve günümüze gelmeye çalıştım. Arada elbette binlerce "En..." vardır.
Mustafa Reşid Paşa, Tanzimat Fermanı'nın mimarı, batı hayranlığından dolayı Osmanlı'nın geleneksel kültürünü küçük gören batıcıl bir azılıdır. İngiliz politikalarına uşaklık az gelmiş olacak ki mason localarıyla olan ilişkileriyle Devlet-i Âli'ye zarar vermek için her şeyi yapmıştır.
Ali Paşa, yine Tanzimat dönemi devlet adamlarından biri. Batılılaşma etkisinde soluk alıp verirken bütün inanç değerlerinin ayaklar altına alınması için çaba göstermiştir.
Fuat Paşa, Tanzimat döneminin önde gelenlerinden biri daha. Batı hayranlığı, batının kendisini piyon olarak kullanmasına zemin açmış ve gavur politikalarının coğrafyamızda yayılması için çaba göstermiştir!
Ahmet Rıza Bey, Jön Türk hareketinin liderlerinden biri. Sultan Abdülhamid'e karşı düşmanlığı ve batılılaşma sevdası yüzünden batının kullanışlı maşası olmuştur. Osmanlı'nın istikrarının bozulması adına muvazzaf bir görevli bilinciyle dışarıdan gelecek müdahalelere kapı açmıştır.
Mithat Paşa, Osmanlı tarihinin en mendebur hainlerinden olan bir azılı. Muhtemeldir ki Abdülaziz'in öldürülmesinde payı yüksektir. Meşrutiyetle birlikte de Sultan Abdülhamid'e düşmanlığından devletin sırlarını İngilizlere peşkeş çekmiştir.
Abdullah Cevdet, denen yaratık, "Türklerin elinden Kur'an'ı almakla imanlarını yok edemezsiniz; kadınlarının başlarını açın, tesettürü yasaklayın!" diyen bir alçaktır. İslam düşmanlığıyla ün salmış materyalist bir azılıdır.
Ziya Gökalp, Türk milliyetçiliğini icat eden, ön plana çıkaran kişi olarak bilinir. Ve fakat, İslami değerleri ikinci plana atarak, toplumu ayrıştırmanın yollarını da icat eden kişidir.
Tevfik Fikret, Servet-i Fünun edebiyatı şairlerinden biri olarak kalemini pusat olarak kullanma marifetiyle kadim değerlerimizin, inanç başta olmak üzere; müstehzi bir cerbezeyle toplumsal değerler bütününe zarar vermeyi görev bilmiştir.
Şemsettin Günaltay, Türkiye'nin 8. Başbakanı. Laikliğin sancaktarlığını yaparak inanç ve kültürel değerlerimize ve din eğitimine karşı sınırlamalar getirerek Türk milletini öz benliğinden uzaklaştırmaya çalışmıştır.
Reşit Galip, Türkçe ezan uygulaması denilince akla gelen ilk isimlerden. "Müslümanca davranış reaksiyon ve reflekslerini ortadan kaldırmalıyız" minvalinde bir eğitim politikasını yeşillendiren ve dini değerlerimize balta vuran kişilerdendir.
Ali Kemal, Millî Mücadele'ye karşı tutumu ve İngiliz uşaklığı nedeniyle yaşarken dahi hain olarak nitelendirilmiştir.
Mahmut Esat Bozkurt, ırkçılık ve kavmiyetçilik sultasıyla, "Türk olmayanların bu memlekette tek bir hakkı vardır, o da hizmetçi olmaktır" sözleriyle floodumuza girmeye hak kazanmıştır.
Falih Rıfkı Atay, İngiliz casus Sarah Aaronsohn tarafından Cemal Paşa'nın yanına yaver olarak sokulmuştur. Tarihimizin ilk kaset kaydını "tape" çekmesiyle bilinen İngiliz uşağı bir hain olarak Filistin'de terör çetesi İsrail'in kurulması hizmetinde bulunmuştur.
Osman Hamdi Bey, içki içmeyi ve Müslümanlar ile alay etmeyi aşikâr bir şekilde göstermekten ve dillendirmekten keyif alan bir azılı. "Yaratılış" isimli tablosunda mihraba arkası dönük bir şekilde Kur'an rahlesine oturttuğu Ermeni kızın ayakları altına Yüce Kitabımız Kur'an-ı Kerim'i resmetme terbiyesizliğinde bulunmuş birisidir. Bununla kalmayıp "tarihi eser kaçakçısı" olarak bir Fransız uşağı ve hain olarak kayıtlara geçmiştir.
Rüştü Saraçoğlu da karşımıza bir başbakan olarak çıkıyor. Halkın dokusundan uzak, fil dişi kulesinden ülke yöneteceğini zannederek elitist tutumlar ve laiklik nidalarıyla topluma ve ülkeye zarar verenlerden biri.
Hasan Ali Yücel, maalesef ama maalesef bu ülkede MEB bakanlığı yaptırılmıştır. Dini eğitime en büyük zararı verenlerin başında gelir. Sabetayist olarak da bilinen bu azılı, ateist ve din düşmanı yetiştiren Köy Enstitülerinin de kurucusudur.
Munis Tekinalp, gerçek ismiyle Moiz Kohen. Bir Yahudi. Bir Siyonist. İslam'ın kökünü kazımaya ant içmiş Kemalizm ideolojisinin kurucusu. Baş azılılardan.
Yakın tarihimiz de öyle isimler var ki sayfalar dolusu flood olur. Ancak bu kadarla iktifa edeyim. Zira yerimiz dar.
Başlık mı dedin okuyucu!