Dünün açýlýþ maçýnýn ilk yarýsý Ekvador’un üstünlüðünde bitse de iki takýmýnda futbol olarak birbirlerine üstünlüðünü göremedim. Hatalar oyunu olan futbolda yan topta Ýsviçre savunmasýnýn hatasýný deðerlendiren Ekvador Valencia ile öne geçti. Golden sonra Ýsviçre biraz daha atak oynamak istemesine raðmen iþi çözecek bireysel hareket olmayýnca ilk yarý tatsýz tuzsuz futbolla sona erdi.
Ýkinci yarý ayný hatadan gelen golle baþladý. Fizik mücadelesinin önde olduðu bir 90 dakika seyrettik. Eðer mucadeleyi seven sporseverselerin maçtan zevk almasý mümkün ama þýk hareketlerin yer aldýðý bir futbolun zevkini bekleyenler için bu maç o maç olmadý.
Maçýn son dakikasýnda daha güçlü kalanýn attýðý golle maçýn galibi ortaya çýktý. Her þeye raðmen bu mücadelesinden dolayý Ýsviçre’yi tebrik etmek gerek.
Günün ikinci maçýnda Fransa, Brezilya’ya gelen en zayýf ekip olan Honduras’la karþýlaþtý. Maçtan önce bu karþýlaþmanýn mutlak favorisi Fransa idi. Bu da gayet normal bir beklenti. Horozlar, 1998 ve 2000’li yýllarýn baþýndaki etkili görünümünden uzak görünse de her zaman güçlü ekipler arasýnda yer alýr.
Ýlk 45 dakika futbol adýna çok zevkli geliþmelerin yaþanmadýðý bir halde gidiyordu. 45’te Fransa’nýn imdadýna penaltý yetiþti. Karar doðruydu. Benzema da takýmýný öne geçirdi. 45 dakika boyunca Honduras’ýn bir tek ataðý gözükmezken, Fransýzlar hep golü arayan taraftý.
Ýkinci devre ilk yarýdaki gibi Fransa etkiliydi. Bu yýl ilk kez yürürlüðe geçen “gol teknolojisi” Benzema’nýn ikinci golünde ortaya çýktý. Hakemlere gelen uyarýyla topun çizgiyi geçtiði kararý verildi. Horozlar, rahat bir galibiyetle Dünya Kupasý’na 3 puanla baþlamýþ oldu.