Fransa ile yeni bir iliþki tanýmlama adýmý mý?

Geçtiðimiz haftalarda konuyu 2 bölüm halinde ele almýþ ve “Fransa’nýn öne çýktýðý bir denklemde AB ile YENÝ bir ÝLÝÞKÝ tesis edilebilir mi” sorusuna cevap aramýþtýk...

Sizler bu yazýyý okurken, SAYIN CUMHURBAÞKANIMIZ himayelerinde Fransa yolunda olacaðýz... YENÝ BÝR TÜRK-AB DENKLEMÝ için SAYIN CUMHURBAÞKANIMIZIN adýmý çok önemli... UMARIM AVRUPA KENDÝSÝNE UZATILAN ELÝ ANLAR VE YENÝ DENKLEMDE YER ALMAK ADINA TÜRKÝYE ÝLE HAREKET EDER.

Yazýya geçmeden Ýbrahim Kalýn tarafýndan dün yapýlan yazýlý açýklamayý da paylaþmak istiyorum; "Fransa yaklaþýk altý asýrlýk tarihi ve çok boyutlu iliþkilere sahip olduðumuz, önemli bir ticari ve ekonomik ortaðýmýz, önde gelen bir müttefikimizdir. Terörle mücadele baþta olmak üzere küresel ve bölgesel sýnamalar karþýsýnda Fransa'yla her düzeyde yoðun bir diyalog sürdürülmektedir. Köklü iliþkilerimiz karþýlýklý yatýrýmlar, enerji, savunma sanayi, bilim ve teknoloji, ulaþtýrma, kültür ve eðitim gibi geniþ bir yelpazede önemli projelerle daha da pekiþmektedir. Ziyarette Kudüs, Suriye, Irak ve terörle mücadele baþta olmak üzere bölgesel konular ve Türkiye-AB iliþkileri ele alýnacaktýr"...,

Sevgili dostlarým, bundan kýsa bir süre önce KONU HAKKINDAKÝ ÝLK yazýmý sizlerle paylaþmýþ ve ÖZELLÝKLE FRANSA’NIN TÜRKÝYE ÝLE YENÝ ÝLÝÞKÝLER TESÝS EDÝLMESÝNDE ADIMLAR ATABÝLECEÐÝNÝ söylemiþtim... O günden bugüne Fransa baþta olmak üzere birçok ülkede “yeni dünya denkleminde Türkiye ile yeni iliþkiler kurulmasý gerektiðinin” tartýþýldýðýný takip ediyorum...

Bu noktada ÝLK YAZIMDAN bir alýntý yapmak istiyorum; “...Son 300 yýldýr Fransa-Osmanlý Coðrafyasý-Türkiye Cumhuriyeti dinamiði üzerine “çalýþma” yapan bir dostum aradý. Doðrudan konuya girdi ve þunu söyledi; AB ile toptan bir uzlaþma eksiði denklemi karþýlýklý yazýlýyor. Almanya denklemi kökünden sabote ediyor. Bu noktada iliþkimizin geçmiþte her zaman daha yumuþak olduðu Fransa ile neden yeni bir AB-Türkiye dinamiði kurmak için adým atmýyoruz “...

Sevgili dostlar, alýntý sonrasý bir not düþmek ve “BATI” kavramýný sorgulayarak konuyu açmak istiyorum. SÝZCE Nedir “Batý”? Amerika mý, Avrupa mý? Türkiye’de ve Osmanlý’da algýlanýþ itibariyle “BATI” her zaman Avrupa oldu, olmaya da devam ediyor! Peki bizim için hayýrlý rüya görmeyenlerle nasýl saðlýklý YENÝ bir ÝLÝÞKÝ kuracaðýz?

Sonuç:Avrupa’nýn YENÝ DÜNYA DENKLEMÝNDE TÜRKÝYE ÝLE ADIMLAR ATMAZ ÝSE DIÞARIDA KALACAÐINI ANLAMAYA BAÞLADIÐINI DÜÞÜNÜYORUM...

Son söz:Fransa’ya gelince... Karakter olarak Fransýzlarla anlaþmamýz, daha saðlýklý bir iliþki kurmamýzýn kolay olduðunu düþünüyorum. Bu tespitime raðmen ÝNSÝYATÝFÝN karþýlýklý adýmlar atýlarak, karþýlýklý istekle oluþturulmasý gerektiðinin de altýný çiziyorum. Sivil toplumun, siyasetin, ekonomik-finansal odaklarýn karþýlýklý adýmlarý ile YENÝ BÝR ÝLÝÞKÝ ortaya çýkabilir. Almanya “AB merkezli denklemden” biraz dýþarý itilir ve yeni bir yol açýlabilir… FRANSA YENÝ BÝR ÝLÝÞKÝ KURULMASI ÝÇÝN ANAHTAR ÜLKE OLABÝLÝR. ÞUNU DA LÜTFEN UNUTMAYALIM; AB’NÝN YENÝ DÜNYA DÜZENÝ ÝÇÝNDE TÜRKÝYE ÝLE OLMAYA ÝHTÝYACI VAR.

Önemli not 1:Türkiye’nin AB’ye ihtiyacý olmadýðýný, kendi yoluna gitmesi gerektiðini son 20 yýldýr her ortamda paylaþýyorum. Dünyanýn merkezi DOÐU’YA KAYIYOR ve yeni bir dünya denklemi yazýlýyor. Böyle bir yapý içinde Fransa, Türkiye ile yeni bir iliþki kurmak ister ve AB-TÜRKÝYE DENKLEMÝNÝ yeniden yazmak için adým atmak isterse, Türkiye’den çok AB’ye yararý olacaktýr...

Önemli not 2:Almanya’nýn Osmanlý’ya yaptýklarýný unutmak mümkün deðil. Felaketimizin her zaman sebebi OLDULAR, hala da saldýrýya devam etme eðilimleri var. Umarým deðiþirler..