Fransa’daki cumhurbaþkanlýðý yarýþý tatsýz geçmekle birlikte, incelemeye deðer bazý durumlar ortaya koyuyor. On aday birinci tur için yarýþýyor ve bunlarýn ekonomi, saðlýk, eðitim, kurumsal mekanizmalar, enerji dýþ iliþkiler, AB ve çevre konularýndaki yaklaþýmlarý Le Monde gazetesinde karþýlaþtýrmalý tablo olarak verilmiþ.
Kamuoyu yoklamalarýna göre ilk dörde giren kiþiler, aþýrý saðcý Ulusal Cephe’nin adayý Merine Le Pen, aþýrý solcu Sol Cephe adayý Jean-Luc Mélenchon, Sosyalist Parti adayý François Hollande ve Halk Hareketi için Birlik’ten Sarkozy. Adaylarýn dýþ politika ve Avrupa hakkýndaki yaklaþýmlarýna geçmeden önce, bazý hususlara vurgu yapmak gerekebilir. Örneðin laiklik konusuna tek deðinen aday Le Pen ve öncelikle Ýçiþleri Bakanlýðýnýn adýnýn Ýç iþleri, Göçmenlik ve Laiklik bakanlýðý olarak deðiþtirilmesini öneriyor; anayasaya cumhuriyetin hiçbir cemaati tanýmadýðý hükmünün konacaðýný vaat ediyor. Sarkozy ise, eþcinsellerin evlat edinmelerinin asla mümkün olamayacaðýný ileri sürerken, en solcu Mélenchon ile en saðcý Le Pen, banliyö sorununa hiç deðinmeyen adaylar olarak öne çýkýyor.
Ýç iþler
Le Pen, nükleer enerjiden vazgeçilmesini savunurken Mélenchon bu konuda referanduma gidilmesi gereðini belirtiyor; Sarkozy ise yeni nükleer santraller yapýlmasý gereðine dikkat çekiyor. Çevrenin korunmasý konusunda Sarkozy ile sol çevreler ek vergi sistemine yatkýn görünürken, aþýrý sað bu konuda görüþ beyan etmiyor. Sarkozy, önümüzdeki beþ yýl içinde göçmen sayýsýný yarýya indirmeyi vaat ederken Le Pen ayný sürede göçmen sayýsýnýn % 95 azaltýlmasýný öngörüyor. Doðumda, yer esasýndan kan esasýna geçilmesi, Fransa’nýn Schengen’den çýkmasý, “aile birliði” ilkesinin yasalardan çýkarýlmasý gibi önerileri de mevcut. Solcu aday ise, doðum yeri esasýnýn otomatik iþlemesini, beþ yýl Fransa’da oturanýn da vatandaþ sayýlmasýný savunuyor.
Saðcýlarýn göçmenlerden nasýl kurtulacaklarý, solcularýn da bu kadar göçmenle nasýl baþ edecekleri bilinemiyor. Bununla birlikte, oylarý toplama açýsýndan göçmenler konusunda sýký tedbir düþünenlerin avantajlarý olacaðý öngörülebilir.
Karþýlaþtýrma tablosundaki en ilginç bulgulardan biri, aþýrý sað ve aþýrý solda yer alan tüm adaylarýn NATO’dan çýkma isteklerinin ortaklýðý. Sarkozy’nin önerisi ise bambaþka; o Fransa’da ordu-millet yakýnlaþmasý adýný verdiði asker ulus istiyor.
Dýþ iþler
Dýþ iliþkilerde Sarkozy, Fransýzcanýn yaygýnlaþtýrýlmasýný ve G-8 ile G-20’nin daimi örgütlere dönüþmesini savunuyor, baþka da bir þey demiyor. Mélenchon ise, BM reformundan, yeni kurallardan ve geri kalmýþ ülkeler için kurulacak fonlardan söz ediyor. Le Pen, yeni bir Paris-Berlin-Moskova hattý kurulmasýný, AB’den çýkýlmasýný, Türkiye’den kesinlikle uzak kalýnmasýný öneriyor. Le Pen ve Sarkozy fikir beyan etmezlerken Hollande ve Mélenchon Filistin devletinin tanýnmasý gerektiðini belirtiyorlar.
AB ile ilgili politikalarda ise, görüþler muhtelif. Aþýrý sað aday, ulusal egemenlikten dem vuruyor, aþýrý sol aday ise Lizbon antlaþmasýnýn feshedilmesini, yerine daha demokratik bir sistem yaratacak yeni bir antlaþma yapýlmasýný ve Avrupa Parlamentosu’nun güçlendirilmesini istiyor. Sarkozy ise, göçmen konusuna fazlasýyla takýldýðýndan olsa gerek ya Schengen bölgesinde düzenleme, hem de cezai düzenleme yapýlmasýný ya da Fransa’nýn bu bölgeden çýkmasýný savunuyor.
Sosyalist Parti adayý Hollande ise, esasen, ne yazýk ki, bir sürü þey söylüyor, ama aslýnda neredeyse hiçbir þey söylemiyor. Kadýnlara, çevreye, demokrasiye epeyce vurgusu varsa da, en azýndan küresel düzeyde nasýl bir Fransa tasarladýðý anlaþýlamýyor. Þu bir gerçek ki þanslarý yüksek gözüken adaylarýn hiçbiri Fransa’yý küresel ölçekte bir yerden bir yere taþýyacak vizyon sahibi gibi gözükmüyorlar.